ADD Akhisar Şubesi, Lozan Antlaşmasının 94. Yıldönümünü kutladı
Akhisar Haber Ajansı - AHA
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Akhisar Temsilciliği, Paşa Mahallesi Ahmet Kayalı İş Hanı birinci katında bulunan lokalinde Türkiye’nin “Tapu Senedi” Lozan Antlaşmasının 94. yıldönümünü basın açıklaması yaparak kutladı.
ADD Akhisar Şube Başkanı Avukat Günhan Bakırlıoğlu'nun yaptığı basın açıklamasına CHP İlçe Başkanı İsmail Şahin, yönetim kurulu üyeleri, CHP Meclis üyeleri Mimar Aydın Coşkun, Lütfü Akdağ, Aynur Öngün, MHP Meclis Üyesi Arif Oruntaş, Kadın Derneği başkanı Hayriye Hacet, ADD Gençlik kolları Başkanı Hilal Rabia Dönmez ve ADD üyeleri katıldı.
Basın açıklamasını ADD Akhisar Şube Başkanı Avukat Günhan Bakırlıoğlu, okudu.
ADD Akhisar Şube Başkanı Avukat Günhan Bakırlıoğlu'nun okuduğu basın açıklamasının tam metni;
Lozan Antlaşması Şimdi Daha Güncel
Türkiye’nin “tapu senedi” Lozan Antlaşmasının 94. yıldönümünü kutluyoruz. Lozan, Birinci Paylaşım Savaşını sonuçlarını ilan eden Sevr paçavrasını, üzerinden 3 yıl geçmeden yırtıp atan büyük bir diplomatik zaferdir. Ve bu anlamda tektir. Bu nedenle emperyalist güçler hiçbir zaman Lozan’ı içlerine sindirememişlerdir. Birinci Paylaşım Savaşının sonucunu ilan eden 5 anlaşmanın en önemlilerinden birisi Versay Antlaşması, diğeri ise Sevr Antlaşmasıdır. Bulgaristan ile yapılan Nöyi, Avusturya ile yapılan Sen Jermen ve Macaristan ile yapılan Triyanon antlaşmaları ikincil derecede antlaşmalardır. Avrupa’nın güçlü sanayi ülkesi Almanya, Versay antlaşmasını yırtıp atamadığı için, bütün dünyayı ateşe veren kanlı İkinci Paylaşım Savaşına sürüklenmiştir. Oysa Anadolu’nun bağrından çıkan Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Kuvayı Milliyetiler, Sevr Antlaşmasını hiçbir zaman tanımadıkları gibi, üzerinden 3 yıl bile geçmeden yırtarak tarihin çöplüğüne atmışlardır. Lozan antlaşması ile Birinci Paylaşım Savaşının ülkemiz ile ilgili, siyasal, askeri, coğrafi, ekonomik ve sosyal sonuçları ters yüz edilmiştir. Lozan Antlaşması Türklerin 224 yıl aradan sonra, masadan zaferle kalktığı ilk ve tek antlaşmadır. Türkler 1699 Karlofça antlaşmasından sonra bütün masalardan boynu bükük kalkmış, ya da geçici başarılar elde etmiş gibi görünse de karşılığında Avrupa devletlerine büyük ekonomik ve siyasi ödünler vermiştir. Bu nedenle emperyalist güçler Lozan Antlaşmasını hiçbir zaman içlerine sindirememişler ve Sevr Antlaşmasını canlı tutmuşlardır. Lozan sırasında İngiltere temsilcisi LordKürzon’un tarihi tehdidi bu durumun en açık belgesidir. LordKürzon İsmet İnönü’ye: “… Hiçbir isteğimizi kabul etmiyorsunuz, memnun değiliz. Ne var ki, neleri reddederseniz onu cebimizde saklıyoruz. Harap bir memleketiniz var. Yarın türlü ihtiyaçlarla karşımıza geleceksiniz. O gün cebimizdekileri birer birer çıkarıp size kabul ettireceğiz.” demiştir. İngilizler ve diğer emperyalistler bu sözlerini hiç unutmadılar. Ancak ne var ki ülkemiz içinden pek çok siyasi sorumlu bu tehdit dolu sözleri unuttu. Lozan zaferinin sonuçlarını kabul etmeyip hazmedemeyen bir kesim daha var. Bunlar ne yazık ki siyasal iktidar içinde devlet sorumluluğu olanlar. Kendilerini Osmanlıcı olarak tanıtan bu kesim Sevr paçavrasını imzalayanlardan hiç söz etmeyip Lozan’ı “yenilgi” olarak tanımlıyor. Hem de en yetkili ağızlardan. Lozan Antlaşmasının en önemli siyasal sonuçlarından birisi de Osmanlı Devletine kesin olarak son verilmiş olmasıdır. Ulusal Kurtuluş Savaşımızın zaferle sonuçlanmasından sonra Mudanya’da imzalanan silah bırakışmasından ardından, Batılı emperyalistler muzaffer Ankara Hükümetini Lozan’da toplanacak bir barış görüşmesine çağırırken bu zaferde engelleme ve emperyalizmle işbirliğinden başka hiç bir rolü bulunmayan Osmanlı Hükümeti de görüşmelere davet edildi. Büyük Millet Meclisi bu durum karşısında 1 Kasım 1922 tarihinde en büyük devrimlerinden birine imza atarak saltanatı kesin olarak kaldırdı. Mustafa Kemal Paşa bu büyük devrimin kararı alınırken komisyon odasındaki bir sıranın üzerine çıkarak şu tarihi sözleri söylemişti: “ Efendiler, egemenlik hiç kimsece, hiç kimseye, bilim gereğidir diye, görüşmeyle, tartışmayla verilmez. Egemenlik, güçle, erkle ve zorla alınır. Osmanoğulları, zorla Türk Ulus’unun egemenliğine el koymuşlardı. Bu yolsuzluklarını altı yüzyıldan beri sürdürmüşlerdi. Şimdi de Türk Ulusu bu saldırganlara ‘artık yeter’, diyerek ve bunlara karşı ayaklanıp egemenliğini eylemli olarak kendi eline almış bulunuyor.”Osmanlı hayranları, ulusu uçuruma sürükleyen iktidarlarının son bulmasını hiçbir zaman unutmadılar ve kabullenemediler. Bu nedenle Lozan zaferini bir “yenilgi” gibi sunuyor, Sevr özlemcilerinin iştahlarını kabartıyorlar. Bu alçaklığı yaparken Sevr haritası ile Lozan haritasını yan yana getirmemeye özen gösteriyorlar. Dışarıda Sevr özlemlerinin arttığı, Ege adaları üzerindeki egemenlik haklarımızın sessizce terk edildiği, sınırlarımızda kukla bir Kürt devleti kurulmak istenirken, bu kukla devletin ülkemiz topraklarını da kapsayacak şekilde haritalarının yayınlandığı, bölgemizde 22 ülkenin haritasının değişeceğinin emperyalist ağızlarca ilan edildiği bir dönemdeyiz. Bu dönemde emperyalist emelleri besleyen sözlerin iktidar sahiplerince de destekleniyor olması vahimdir. İşte bu tarihi dönmede, Lozan Antlaşması her zamankinden daha güncel ve daha önemlidir. Bu nedenle Lozan kazanımlarımızı canımız pahasına savunmaya kararlıyız. Lozan Zaferinin 94. yılında, bu tarihi antlaşmayı bize armağan eden Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü başta olmak üzere kahramanlarımızı bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz. Lozan Antlaşması sonsuza kadar yaşayacaktır.
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ