Adem Göksügür’ün ZER İsimli Romanı Yayınlandı
Tuncay ŞEN-Akhisar Haber
İlahiyatçı, eğitimci, ressam, fotoğraf sanatçısı, yazar Adem Göksügür’ün ZER isimli romanı Kahraman Yayınları tarafından yayınlandı. 288 sayfa olan kitap yayın evinden temin edilebilir.
“ZER” ruhunuzu tahlil etmek iddiasıyla edebiyat dünyasındaki yerini alacak bir roman.
Yazar Adem Göksügür bu romanla “aşk” kavramının evrenden bile büyük olduğunu hissettiriyor.
Göksügür ün kitabı hakkında Ege Lobisindeki yazdığı köşe yazısından ilgili bölümü veriyor, kendisine başarılar diliyoruz.
“Ne demektir Zer?
“Zer” tohum demektir, dirilişin fikir lügatindeki karşılığı. Varoluşun bütün şifrelerini bulabilirsiniz tohumda. Tonlarca odunun, yaprağın ve meyvenin saklı olduğunu, yeni tohumların listesini, nereye ekilip hangi iklimlere lezzet vereceğini, büyük patlamanın sıkıştırılmış şifrelerini ve bütün bunların gizli kaderini bulacaksınız küçücük bir incir çekirdeğinde. “Tin” incirdir, “tıynet” ise o tohumda gizli hazine. Bir defineci hassasiyetiyle o minik, kuru ve ölü tohumda hazine arayacaksınız, kazmanız küreğiniz tefekkür olacak. Kazmayı her vurduğunuzda, baharda zuhur edecek diriliş, sessizliğin sesi olacak, duyacaksınız.
O küçük tohum size hissetmeyi öğretecek, yeter ki onu iki parmağınız arasına alıp hafifçe yuvarlayın, kulağınıza yaklaştırıp fırtına öncesi sessizliği iliklerinizde hissedin. Kapatın gözlerinizi ve bırakın önce düşsün kara toprağa. Sonra kıyamet kopsun onun için, sessiz ve ölü bir uykudan uyanacağı zamanı beklesin. Gök gürültüsü kapısını çalsın, rüzgâr kapı aralığından üflesin derin uykudaki yüzüne, hala uyanmadıysa yağmur yüzünün ortasına bir tas su döksün. Gözlerini aralayıp hafifçe doğrulsun tohum, elinin tersiyle gözündeki çapakları silsin ve silkinsin. Zer dirilişin adı olsun, sayısız zerlere gebe olsun bu elinizdeki “Zer”. Ebu Zerr olsun, babası olsun Zer’lerin.
Ebu Zerr yalnız bir adamdı zahirde. Ama yalnızlık perdesini araladığınızda ilahi temaşanın mütebessim yüzünü bulacaksınız bu romanın satır aralarında. Bazen fırtınalı bir okyanusta uçsuz bucaksız ufuklara kulaç atacak, bazen ıssız çöllerde kar taneleri yağacak kuruyan dudaklarınıza. Burak yoldaşınız olacak bazen, uruç edip gökyüzünde deveran edeceksiniz. Yıldızları avuçlayacak ve derin uykunuzun kısa rüyalarına dökeceksiniz onları. Tatlı zannettiğiniz kâbuslardan uyanacak, gerçeklerle yüz yüze gelip, ölümü öldüreceksiniz.
Ateşi bilmekle yanmak arasındaki farkı hissettirecek bir roman olan “ZER” bu zamana kadar anladığınızı düşündüğünüz “aşk” kavramını farklı bir bakış açısıyla ve soluk kesen bir macerayla yeniden şekillendirecek.
Bu roman kendi kabuğunu kırmaktan korkanların değil, cesaretin sınırlarını zorlayanların romanıdır.
İnsan, ruhunda kendisinin bile henüz keşfedemediği bir hazine barındırır. Toprağa gömülüp açılmayı bekleyen bir tohum, nelere gebe olduğunun bilincinde olmadığı gibi insan da içindeki gizli hazinenin farkında değildir.
“ZER” insana keşfedilmemiş bu gizli hazineyi hissettiriyor.
İki mütefekkir insanın yıldızların aydınlattığı ıssız çöl gecelerindeki maceralarını, genç bir tüccarın kitabın ortasından konuşurcasına bölmesiyle başlayan bir tefekkür macerası…
Bir çöl ahusuna âşık olan ama aşkına karşılık bulamayan Hâtıb adlı bu genç, Sevda’sını ararken farkında bile olmadan içindeki gizli hazineyi keşfeder. İki yaşlı mütefekkir bu gencin eline sadece bir kazmayla bir kürek vermiş, ona “hissetmeyi” öğretmiştir. Üzerine bağdaş kurup oturduğu gizli hazineyi keşfeden Hâtıb’ın onu Mevla’sına götüren fırtınalı serüvenine soluksuz dâhil olacaksınız. Bunu yaparken aşka dair yaşadığınız tecrübelerinizi bir psikolog edasıyla tahlil edip yeniden anlamlandıracaksınız.
“ZER” dostluk, ihanet, aşk ve fedakârlığın sadece birer sözcük olmadığını ruhun derinliklerinde hissettiren, insanı yutan kara delikleri aşarak kendisini Allah’ın huzuruna çıkaran, ruhunuzu tahlil etmenizi sağlayan bir roman.”