Akhisar Eğitim-Bir-Sen, Merkez’de Çalışan Üye ve Okul Temsilcileri ile Yemekte Buluştu

Akhisar Eğitim-Bir-Sen, Merkez’de Çalışan Üye ve Okul Temsilcileri ile Yemekte Buluştu
Haber Merkezi

Her ay üyeleri buluşan Akhisar Eğitim-Bir-Sen, Nisan ayında Merkez’de Çalışan Üye ve Okul Temsilcilerinin katılımı ile Dayı Oğlu Kasabında bir araya geldi.

            ‘EĞİTİM-BİR-SEN EN BÜYÜK SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ OLMAYI HAK EDİYOR’

Akhisar Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen İlçe Temsilcisi Rıza Bahar, 28 Şubat’ta millet özgürlüklerinden mahrum bırakılmış “Özgürlükle beraber insanların ekmeği çalınmış. Bankaların içi boşaltılıp, şirketler batırılmıştır. Hem özgürlüğümüzü hem ekmeğimizi elimizden aldılar. O dönem, milletin en sıkıntılı dönemiydi. Ekmeğimizi aldıkları yetmedi, bu milletin nesillerini ve değerlerini tüketecek adımlar attılar. İmam hatip liselerinin orta kısımlarını kapattılar, meslek liselerini tırpanladılar. Ortaöğretim çökertildi, genel liselerde patlama yaşandı, bununla birlikte dershanelerde de patlama meydana geldi bu memlekette. Sonra genel liselerden çıkan öğrenciler bir meslek sahibi olamayacağı için üniversite kapılarına yığıldılar. Bugün 100 binlerce üniversiteli işsizler ordusu bu sebeple oluştu.

Bahar, Ülkenin kök sorunlarının çözümünde Eğitim-Bir-Sen’in önemli rol oynamakta olup 2010 yılındaki 18.Milli Eğitim Şurası’na birçok teklif sunmuştur. Ekseriyetle kabul edilen tekliflerimiz bir bir hayata geçirilmektedir. Onlardan bazıları ise şunlardır.

-Kesintisiz eğitimin kaldırılması,

-Katsayı adaletsizliğinin giderilmesi,

-imam hatip liselerinin orta kısımlarının yeniden açılması,

-Kur’an-ı Kerim, Siyer ve din eğitimi derslerinin okullarda seçmeli olarak okutulması,

-Milli Güvenlik Dersi’nin kaldırılması gibi birçok öneri sunduk ve  Rabbime çok şükür ki, bunları hayata geçirdik. Bunların hayata geçirilmesinde katkınız ve katkımız varsa, Eğitim-Bir-Sen bu ülkede en büyük sivil toplum örgütü olmayı hak ediyor demektir.”

‘ŞAPKA KANUNUNU TAKMAYANLAR, BİZDEN YÖNETMELİĞİ TAKMAMIZI İSTİYORLAR'   

Bahar, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen ailesi olarak 18 Mart’tan itibaren yönetmeliği yok saymakta ve başlattığımız eyleme, birçok sendika da destek vermekte ve bu desteklerde her geçen gün artmaktadır. Eylemimiz devam ederken de bazı sıkıntılar yaşanmaktadır.

Elazığ Müftüsü ve İzmir Valisi’nin uygulamalarına dikkat çeken Bahar, şunları söyledi: 

“İzmir’de 28 Şubat’ın beslemelerine özenmiş, jakoben bir vali çıkıyor, kılık-kıyafet yönetmeliğine uymayanların tespit edilerek cezalandırılmasını istiyor. Bu bile başlı başına bir ayıp iken, bu yazıyı bir de Ege Ordu Komutanlığı’na gönderiyor. Sayın vali ve onun gibi düşünenlere sesleniyorum. Bu ülkede Şapka Kanunu hala yürürlüktedir. Vali bu kanuna uymuyor. CHP uymuyor. Kamu-Sen uymuyor, KESK uymuyor. Kanuna uymamak sorun oluşturmuyor da, darbecilerin yönetmeliklerine uymamak niye sorun oluşturuyor. Uymazsak ne olur? Uyarı ve kınama olur. Kınayıcıların, kınanmış olanların, darbecilerle kol kola gezenlerin bizi kınamasından korkmayız. Bizi kınayanların millet iradesi ile olan kavgası onların yanlış yolda olduğunu gösteriyor. Biz bu yönetmeliği yok saymaya devam edeceğiz. İktidara çağrımız, ister bu yönetmeliği kaldırın ister kaldırmayın. Bu yönetmelik artık yok hükmündedir. Anayasa gereği bu yönetmeliği tanımıyoruz.”

‘YÖNETMELİĞİ YOK SAYMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Bahar, Kahramanmaraş’ta başörtüsüne el uzattı diye kurşun yiyen Fransız kadar tahammülümüz yok. 28 Şubatçılar tarafından Sütçü İmam’dan kovulan kızlar, Fransa’da üniversite okumuştur. İçimizdeki Fransızlar kafa yapılarını değiştirmelidir. Damızlık erkek ithal etmeyi teklif edecek kadar batıcı olan Abdullah Cevdet’in bugünkü mirasçılarına sesleniyor Başörtülü Türk kızı Belçika’da milletvekilliği, Saraybosna’da belediye başkanlığı, Microsoft’ta yazılımcılık yapıyor. Batıcıysanız batıya bakın, yok eğer bu coğrafyanın, bu toprakların bu medeniyetin insanıysanız, Sütçü İmam sizi görmesin diyoruz” ifadelerini kullandı.

‘KAVİMLER GÖÇÜNE ŞİDDETLE HAYIR DİYORUZ’

Memurlara yönelik rotasyon tartışmalarına değinen Bahar, şunları söyledi: “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın kafa karıştıran beyanatları ne anlama gelmektedir. Ömer Dinçer zamanında Milli Eğitim Bakanlığı’nda yönetmelik çalışmalarında gündeme gelen ve verdiğimiz tepki ile gündemden çekilen eğitim çalışanlarına 3-5 yılda bir rotasyon uygulaması şimdi de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından mı gündeme getirilmektedir.

Zemin yoklaması olarak algıladığımız , Acaba nasıl karşılanır diye zemin mi yoklanıyor? Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen ailesi olarak hükümeti uyarıyor ve 2,5 milyonun üzerindeki kamu çalışanının tedirgin edilmesine, huzurlarının kaçırılmasına ve tarihin en büyük kavimler göçüne şiddetle hayır diyoruz.

4/C’liLER iÇİN KADRO,ŞEF, MEMUR,  TEKNİSYEN ve HİZMETLİLER İÇİN YÖNETMELİK

Bahar, Hepinizin bildiği gibi;

- 4/C’li personelin 10 ay olan çalışma süresini 11 ay’a,

 -11’aydan da 11 ay 28 güne çıkarttık.

- Bu yıl ki hedefimizde 4/C’li Kardeşlerimizi kadroya aldırmak olacaktır.

- Öğretim yılına hazırlık ödeneğinden tüm eğitim çalışanlarına verilmesini,

-  Teknik hizmetler sınıfı, genel idare ve yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının atama ve yer değiştirme işlemlerinin öğretmenlerde olduğu gibi bir düzenlemeye bağlanmasını,

-  Görevde yükselme ve unvan değişikliği yönetmeliğine ilişkin yönetmelik değişikliğinin bir an önce yapılarak unvan değişikliği sınav sürecinin başlatılmasını, Sağlamak olacaktır.dedi.

EK ÖDEME TALEBİMİZDEN VAZGEÇMEDİK

“Ek ödeme talebimizden vazgeçmedik” diyen Bahar “Hükümetten alacaklıyız. Ek ödeme konusunu Ağustos’ta yapılacak toplu sözleşme masasına tekrar getireceğiz” ifadelerini kullandı.

HEPİMİZİN TÜRKİYE'Sİ İÇİN BİZ HAZIRIZ

Bahar, Bütün mesaimiz, bütün meselemiz, kendi vatandaşına hiçbir ayırım yapmadan hizmet eden, hürmet eden bir devlet resmi ve devlet aygıtı ortaya çıkarmak; bölmek isteyenlerin, bölücülerin, bölgecilik yapanların heveslerini kursaklarında bırakmaktır. Çözüme katkı sadece geçmişten bugüne yapılan yanlışların neler olduğunu ve nasıl düzeleceğini belirlemekten ibaret değildir. Gelecekte aynı kirli senaryoların bu coğrafyada yeniden sahneye konmaması için, milli birlik ve kardeşlik idrakini zirveye taşıyan kadim bir toplumsal mutabakatı, sarsılmaz ve yıkılmaz bir şekilde yeniden hayata geçirmektir.

Biz, eylemlerinde aklı, hedeflerinde kalbi merkeze alan insani bir medeniyetin bugünkü mensupları olarak, ‘hepimizin Türkiyesi’ni birlikte var edecek büyük bir miladın, başarmaktan başka seçeneği bulunmayan gönül elçileriyiz.Bu yüzden Başbakanlığa 36 Maddelik Ön Rapor Sunduk Bunların bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum. 

-Türkiye genelinde kamuda uygulanacak kılık-kıyafet özgürlüğü,

-Eğitim sisteminin, toplumun değerleriyle örtüşür bir uygulama içeriği kazanması adına karma eğitim mecburiyeti kaldırılmalı,

-Yoksul ve yoksun ailelerin çocuklarına yönelik teşvik açılımları yapılmalı,

-Etnik bir dil yerine hakem bir dil (toplumun ortalamasını yakalayan bir dil) ve İslam, medeniyet ve kardeşlik dili kullanılmalı,

-Çözüm sürecine kadın eli değmelidir. Bu kapsamda bölgedeki kadınlar ile diğer bölgelerdeki kadınların çözüm sürecinde birlikte hareket etmeleri sağlanmalıdır. Siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, sendikaların kadın kolları bölgede sosyal sorumluluk projeleri uygulamalıdır.

EĞİTİM-BİR-SEN YETKİLİ OLARAK KALMALIDIR

Rıza Bahar, Eğitim-Bir-Sen güçlendikçe sağımızdaki ve solumuzdaki  figüranlar çığırtkanlık yapmaktadırlar.“Bugün gelinen olumlu noktalarda, Eğitim-Bir-Sen’in imzası sizlerin katkısı ve psikolojik desteği vardır. O yüzden Eğitim-Bir-Sen mutlaka ve mutlaka yetkili olarak kalmalı, Akhisar’da, Manisa’da ve Tüm ülkede yetkili kalmaya devam etmelidir dedi.

Bahar, Daha mutlu, daha huzurlu ve daha özgür insanların yaşadığı, bölgesinde lider ve dünyada söz sahibi bir Türkiye idealine kavuşuncaya kadar mücadelemize devam diyoruz.