Akhisar Saadet Partisinden Basın açıklaması!
Akhisar : (Kenan MOLLA)
Akhisar Saadet Partisi son günlerde Filistin ve bölgesinde ceryan eden olaylarla ilgili İlçe Başkanı Ahmet Erdoğdu basın toplantısını Hashoca Mahallesi 113 sokak No:2 (Keçeciler Kahvesinde) yaptı.
Akhisar Saadet Partisi İlçe Başkanı Ahmet Erdoğdu; Mart ayında Tüp ile, Nisan Ayında Simitlerle, Mayıs ayında Tütün balyaları ile toplantılar yaptık Temmuz ayında Genel Başkan yardımcımız Temel Karamollaoğlu ile manevi tahribat ve çözüm toplantısı yaptık ve sesimizi halkımıza duyurduk.Bizim iktidarımız dönemde 1.kilo tütün ile 3,5 litre mazot alınıyordu, şimdi ise 2 litre bile alınmıyor.Akhisarda 26 bin tütün ekicisi vardı. Bu gün 10700 geriledi dedi.
İsrail Günlerdir Lübnanı bombalıyor
Sözlerine devam eden İlçe başkanı Ahmet Erdoğdu; İsrailin Lübnana 21 günlük taarruzun bilançosu 828 ölü 3200 yaralı. Bütün dünya, İsrail tarafından aylardır sürdürülen katliamları seyrediyor; ABD gibi bazı ülke yöneticileri de katliamlardan zevk alırcasına, bu vahşete destek veriyor; BM ve İslam ülkeleri ise şaşkın, kararsız ve kendi geleceklerinin endişesi içinde mazlum kardeşlerinin yardımına koşmuyor, koşamıyor.21. Yüzyıl Batının, özellikle İsrail, ABD ve İngiliz üçlüsünün bu vahşi yüzünü sergilemeleri ile başladı. Bu arada, arabuluculuğa soyunan AKP Hükümeti, bu girişimlerini ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Davet ettikleri HAMAS yetkililerini ortada bıraktılar. Birlikte fotoğraf çektirmekten bile imtina ettiler, AKP Genel Merkezindeki ampulleri bile gizlediler.İsrail, Filistin halkını taciz ederek HAMAS hükümetini zor duruma sokmak için ilk önce Filistinlilerin haklarını, toplanan vergileri vermeme kararı aldı; Filistine para transferlerini engelledi. Böylece, Filistin de devlet görevlilerinin maaşları ödenemedi.Gazze denizden ve karadan kuşatıldı, Filistine gıda ve ilaç dahil, her türlü ihtiyaç maddesinin girişine ambargo konuldu.Bu yetmedi, denizden ve havadan Gazzede yaşayan siviller bombalandı. Deniz kenarında piknik yapan bir ailenin,10 yaşlarındaki bir kız çocuğu hariç, hepsi hunharca katledildi.İsrail bu vahşeti ABDnin açık desteği ile gerçekleştirmektedir.Bu vahşetten, İsrail kadar, ABD ve İngilterede sorumludur. İsraili, aşırı güç kullanmakla suçlayan ve biran önce bu katliamın durdurulmasını isteyen Kofi Annana adeta bir cevap mahiyetinde, İsrail BM gözlemcilerinin bulunduğu, kampları bombaladı ve dört silahsız BM gözlemcisini katletti.İsrail Başbakanı Olmertin ve İsrail sözcülerinin bunun bir hafta sonucu meydana geldiğini beyan etmelerine rağmen, Kofi Annan saldırıların kasıtlı olduğunu, defalarca İsrailin ikaz edilmesine rağmen,saldırıların durmadığını dile getirdi ve bu görüşünü çeşitli vesilelerle tekrarladı. Golan tepelerindeki, batı Şeriadaki, Kudüsteki işgaller hala devam ediyor.İsrail Lübnana yedinci sefer saldırıyor.Bütün bu vahşeti, ABDnin koşulsuz desteği ile yapıyor.Bu sebeple İsrail ve ABDnin hiçbir ifadesine itibar edilemez, güvenilemez. Aksi hep hüsrandır. Bu noktada bizi en çok üzen, hatta derinden yaralayan İslam Ülkelerinin sergiledikleri aczi yet tablosu ve AKP Hükümetinin bu vahşete rağmen, sürdürdüğü işbirlikçi politikalardır. İnanıyoruz ki, bu vahşete dur demek mümkündür. Bundan dolayıdır ki önce, Türkiyeyi temsil eden, AKP Hükümetinin silkinmesi kendine gelmesi, mesuliyetini idrak etmesi gerekir. Cezayir devlet Başkanı, Buteflikanın ifadesi ile, Türkiye Osmanlının varisidir,bu coğrafyada mesuliyeti diğer bütün ülkelerden fazladır. Bu mesuliyeti idrak ederek; AKP hükümeti önce bugüne kadar izlediği politikaların yanlışlığını kabul etmeli ve gerçeklere dayalı, haklı bir reel politika izlemelidir. Topraklarımız üzerinde gözü olan,hak iddia eden , bizi bölmeye çalıştığını gizlemeyen, askerimizin başına çuval geçirerek hakaret eden, gözdağı verenlerle stratejik ortaklık yapılamaz. Bu Ortadoğuda sınırların yeniden çizilmesinin zamanı geldiğini ifade eden Riceda aynı şeyleri tekrarlamaktadır. Bu durumda Dış İşleri Bakanı Sayın Abdullah Gülün birkaç hafta önce ABD ile bir ortak vizyon belgesini imzalamış olması AKP hükümetinin şaşkınlığının ve gafletinin en açık işaretidir. Hükümet hemen D-8 ülkelerini toplamalı, İsrailin bu vahşetini durdurmalıdır. Bir acil eylem planının hazırlanmasına öncülük etmelidir. D-8, bu gün dünyanın en güçlü organizasyonlarından birisi, hatta birincisidir. AKP Hükümetini derhal D-8leri toplamaya devam ediyoruz. Ancak, güvenlik işleri, hiçbir zaman hasmane tavır sergileyen, zulmü politikalarının bir unsuru olarak, gören ülkelere ve kuruluşlara havale edilemez. Bu sebeple Türk askerlerine NATO, ne de BM çerçevesi altında, adı Barış Gücü olsa, hiçbir organizasyonda yer almamalıdır. Romada yapılan toplantı, oynanan oyunu gözler önüne sermiştir. İsrail vahşetini bile kınayamayan bir toplantıdan ve bu girişime engel olan ülkelerden hayır gelmez. Durum o kadar trajiktir ki, ABD Dışişleri Bakanı Rice İsrail işini bitirene kadar , ateşkes ilan edilmemesini istiyor. Kimseden, özellikle Türkiyeden, çıt çıkmıyor. Bu ne gaflet, bu ne delalet! Dahası var, Bu güç silahsız olacakmış ve İsraili koruyacakmış . Saldıran, katleden, her türlü BM kararını çiğneyen ve arkasından da bu küstahlığı sergileyen İsraile taşeronluğa Türkiye razı olamaz . zalime destek vererek, mazlumun ahını alan iflah olmaz.ABD Lozan Antlaşmasını onaylamayarak , sınırlarımızı tanımamıştır. Bu dostlukla bağdaşamaz. ABD, Maraşal antlaşması ile Türkiyenin harp sanayinin önünü kesmiştir. Elbette bu aynı zamanda hükümetlerin hatasıdır.Kıbrısta katliamlar yapılırken, 1964 ve 1697 de iki kere Türkiyenin haklı müdahalesini engellemiş; 1974 müdahalesinden sonra da Türkiyeye ambargo uygulamıştır. Türkiyeyi bölünmeye götürecek girişimlere destek vermiştir. Askerimizin başına çuval geçirerek, hepimizi rencide etmiştir.Derdimiz bunları sıralamak değil, AKP Hükümetini duyarlı ve ciddi olmaya davet ediyoruz.Her ay Saadet Partisi olarak yaptığımız toplantılarla Akhisar halkının bilgilendiriyoruz.Haklı kimse biz onun yanındayız yaşanabilir bir Türkiye, Akhisarda ekilmemiş alan kalmamalı, İddialıyız emekli, işçi, memur, ve Çiftçi bu gün tütünü satmakta endişeli oluyor dedi.