Akhisar’da 5 Nisan Avukatlar Günü Kutlandı
Akhisar Haber Ajansı - AHA
Manisa Barosu Akhisar Temsilciliği 5 Nisan Avukatlar Gününü Akhisar Adliye Binasında düzenlenen törenle kutladı. Manisa Barosu Akhisar Temsilcisi Avukat Ümit Arışlıel sözlerine terörü lanetleyerek başlarken terör eylemleri nedeniyle katledilen tüm asker, polis ve insanlara Allah’tan rahmet, acılı ailelerine de başsağlığı diledi.
Akhisar Adliye Binası Fuaye alanında düzenlenen törene; Kaymakam Kaan Peker, Belediye Başkanı Salih Hızlı, Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Nadir Yağcı, Ağır Ceza Reisi Aytaç Ballı, İlçe Emniyet Müdürü Engin Pınar ve Akhisarlı Avukatlar katıldı.
Çelenk töreni ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından konuşan Baro Akhisar Temsilcisi Ümit Arışlıel;
Sayın Konuklar; Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletin de ve özgür bir ülkede, her ne sebeple olursa olsun terörün, şiddetin, haklı bir gerekçesi olamaz. Hukuk ve hukuk düzenin hiçbir şekilde kabul edemeyeceği; ne yazık ki yaşadığımız süreçte var olan, tüm terörü, terör eylemlerini ve terör sorumlularını da en şiddetli şekilde kınıyoruz.
Bu Bağlamda; Terör eylemleri nedeni ile katledilen tüm, asker, polis ve insanlarımıza, Allahtan rahmet, acılı ailelerine de baş sağlığı dileklerimizi sunuyor, tüm terör şehitlerimizi de rahmetle ve minnetle anıyoruz.
Sayın Konuklar; Meslek yasamızın avukatlığın mahiyeti
1.Maddesi;
Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder demekte,
Avukatlığın amacı başlıklı
2. madde de ise;
Yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür. Bu belgelerden örnek alınması vekaletname ibrazına bağlıdır. Derdest davalarda müzekkereler duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabilir demektir.
Bu Bağlamda; Biz Avukatlar olarak yasadan kaynaklanan bu haklarımızın kullanılmasında yargı mensuplarımızdan ve adliye çalışanlarımız ile tüm kamu kurum kuruluşların temsilcilerinden ve diğer özel kuruluşlardan da gerekli kolaylığı bekliyor ve meslektaşlarımızın da bu konuda haklarının ve yetkilerinin takipçisi olmalarını ve taviz vermemelerini diliyoruz.
Sayın Konuklar; Manisa Baromuzu ve bizleri yönlendiren ilkeler Çağdaş bir Türkiye, Demokratik bir Cumhuriyet, Özgür yurttaş olmak, İnsan hakları, Hukukun üstünlüğü ve eşitlikçi, dürüst, erdemli bir yönetimdir.
Tüm çalışanlarımızda ve faaliyetlerimizde bu ülkelerin esin kaynağı olması yanında, meslek yasamızın net bir buyruğu olan “hukukun üstünlüğü, insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak” hükmü de, bizlere; ulusumuza karşı önemli bir sorumluluğumuzu işaret etmiştir.
Barolar olarak; hem anayasal bir baskı gurubu olma özelliğimiz nedeniyle, hem de az önce bahsettiğimiz, meslek yasamızın amir hükmü karşısında, meslek sorunlarının çözümü yanında, önemli yurt sorunlarını da ulusumuz adına kamuoyunun gündemine taşıma ve bilgilendirme görevimiz bulundurmaktadır.
İşte bu görevimizi yaparken, hiçbir parti, grup, topluluk ya da kişinin etkisi altında kalmadan, sadece demokratik yöntemlerin geçerli olduğu, insan haklarının en kutsal değer olarak öne çıktığı, hukuk devletinin tüm kurum ve kurallarıyla işlediği, çağdaş, aydınlık, uygar ve güçlü bir Türkiye’nin yaratılması için görevlerimizi sürdürmeliyiz. Bizler de görevlerimizi sürdürmekteyiz, sürdürmeye devam edeceğiz.
Sayın Konuklar; Hukukun temeli adalet, adaletin temeli savunma, savunmanın temeli ise avukatlardır. Bağımsız ve tarafsız yargı ancak güçlü bir savunma ile sağlanabilir. Savunmanın gücü, hukuk devletinin de teminatıdır. Savunmanın güçlü olabilmesi, öncelikle meslek sorunlarının giderilerek hem ekonomik, hem de sosyal imkanlara sahip, savunma mensuplarının olması ile mümkündür. Ancak; Hukuk Fakültelerinin geldiği sayı ve eğitim kalitesinin düşüklüğü de mesleğimizin kalitesini; tüm yargı camiası anlamında düşürmektedir. Gelinen dönemde bir çok avukat meslektaşımız Hakim ve Savcı kadrolarına atanmıştır. İdealist olarak atanlar olduğu gibi çoğunluk olarak ekonomik kaygılarla bu mesleksel geçişleri yapmaktadırlar. Tabi ki; bu durum ekonomik anlamda mesleğimizin geldiği noktayı göstermektedir.
Bu bağlamda; meslektaşlarımızın özlük haklarının iyileştirilmesi ve savunmanın kutsallığının herkes tarafından özümsenmesi, mesleksel öz güvenin kazanılması ve meslektaşlar arasındaki dayanışmanın artması ile baroların siyasi güç üzerine kuracağı baskıyla mesleğimizin ekonomik anlamda da, çok daha iyi bir yere getirebiliriz.
Sayın Konuklar; Son olarak toplumsal olarak yaşadığımız bir hususa da değinmek istiyorum. Bugün gelinen aşamada; televizyonlarımızda dizi filmler seyrediyoruz. Fakat bazen bu dizi filmlerden daha fazla adli vakaların, davaların dizilerini seyreder hale geldik. Davalar hakkında yorumlar yapar hale geldik. Neredeyse tüm toplum olarak Hukuk Fakültesi bitirmeden, Savcı, yargıç ve Avukat olduk.
ADALETE BASKI VARDIR
Bu bağlamda şunu söylemek istiyorum. Devleti yönetenlerimiz, Adalet Bakanlarımız, Bakanlarımız ve Milletvekillerimiz kendi menfaatlerine gelir şekilde ve objektif olmayan söz ve davranışlar ile hukuku yönlendirmeye veya baskı altına almaya çalışmakta. Mahkeme kararlarına, hatta Anayasa Mahkemesi gibi Yüksek Mahkemelerin kararlarına dahi saygı duymadıklarını, kabul etmediklerini bulundukları düzeyde söyleyebilmektedirler. Yine adalete, Savcı ve Hakimlere ve savunmaya ve de akademisyenlerimize baskı uygulamayı bir hak ve ödev olarak görmektedirler.
GÜNÜ BİRLİK TORBA YASALAR ÇIKIYOR
Ne yazık ki; bugün ülkemizde ulusal medyamızda bunları yayınlamakta, çeşitli programlar ile kendisine hukukçu diye tanımlayan kişilerin yorumları ile hukuk ve yasalarımız ve bizler hukuku uygulayanlar en insafsız şekilde eleştirmekte, hiçbir akademik ve sosyal kariyeri ve liyakati olmayan, kendilerine hukukçu diyen bu grupların yönlendirmeleri ile bu eleştirilerle günü birlik torba yasalar çıkarılmakta; çıkarılan bu torba yasalardaki demokratik ve çağdaş hukuk düzenini temsil etmeyen kurallar ile tüm bizler terbiye edilmeye çalışmaktayız. Hatta bu terbiye edilme süreci bir tehdit sürecine dönüşebilmekte; Anayasa Mahkememiz, HSYK, Baroların kapatabileceği dinlendirilmektedir. merak ediyoruz tabi ki; yerlerine hangi kurumlar ve kimler getirilebilir? Fakat en önemlisi ise bundan toplumumuz, toplumsal yapımız ve yıllarca süren birikim sonucu oluşan adalet sistemimiz ve yasalarımız ile toplum halindeki yaşantımızın asgari müşterekleri zarar görmekte ve toplum ayrışmakta ve kutuplaşmaktadır.
Sayın Konuklar bu bağlamda en büyük yük ve görev yine bizlere düşmektedir. Görev; değerli Yargıçlarımızın, değerli Savcılarımızın, değerli meslektaşlarımızın omuzlarındadır. Yani siz değerli Hukuk uygulayıcılarındadır. Bu nedenle sözlerime son verirken; buradan tüm Yargıçlarımıza, Savcılarımıza ve Avukatlarımıza şunu söylemek istiyorum. Evet Adalet hepimiz içindir. Ve ömer hayyam’ın dediği gibi “Adalet Evrenin Ruhudur” Saygı ve sevgilerimle dinlediğiniz için teşekkürlerimi sunarım" dedi.