Akhisar’da Bediüzzaman Said Nursi Ölümünün 55. Yılında Anıldı
Haber Merkezi
Akhisar Yeni Asya Gazetesi Temsilciliğinin düzenlediği Bediüzzaman Said Nursi ölümünün 55. Yıl dönümünde düzenlenen Konferansla anıldı. Akhisar Belediye Meclis salonunda düzenlenen sunuculuğunu Ferit Sarıyerlioğlu’nun yaptığı konferans Mürifettin Eroğul’un okuduğu Kuran’ı Kerim Tilaveti ile başladı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Hasan Demirel konuşmasında şöyle dedi.
“Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Akhisar Yeni Asya Gazetesi Temsilciliği olarak üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin ölümünün 55. Yıl dönümü münasebetiyle hazırladığımız konferansa hoş geldiniz.
Üstadımız şöyle diyor; Risale-i Nur’u anlamıyorlar yahut anlamak istemiyorlar. Beni skolâstik bataklığı içinde saplanmış bir medrese hocası zannediyorlar. Ben, bütün müspet ilimlerle asr-ı hazır fen ve felsefesiyle meşhur oldum. Bu hususta en derin meseleleri hallettim. Hatta bu hususta da bazı eserler telif eyledim. Fakat ben böyle mantık oyunları bilmiyorum. Felsefe düzenbazlıklarına da kulak vermem. Ben, cemiyetin iç hayatını, manevi varlığını, vicdan ve imanını terennüm ediyorum. Yalnız Kur’an’ın tesis ettiği tevhid ve iman esası üzerinde işliyorum ki; İslam cemiyetinin ana direği budur. Bu sarsıldığı gün cemiyet yoktur.
Bana, sen şuna niçin sataştın? Diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evladım yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de, ayağım ona çarpmış; ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hadise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler.
Beni, nefsini kurtarmayı düşünen hodgam bir adam mı zannediyorlar? Ben cemiyetin imanını kurtarmak yolunda dünyamı da feda ettim, ahretimi de. Seksen küsur senelik bütün hayatımda dünya zevki namına bir şey bilmiyorum. Ömrüm harp meydanlarında, esaret zindanlarında yahut memleket hapislerinde, memleket mahkemelerinde geçti. Çekmediğim cefa, görmediğim eza kalmadı. Defalarca zehirlendim. Türlü türlü hakaretlere maruz kaldım. Zaman oldu ki hayattan bin ziyade, ölümü tercih ettim. Eğer dinim intihardan beni men etmeseydi, belki bugün Said topraklar altında çürümüş gitmişti.
Sonra ben, cemiyetin iman selameti yolunda ahiretimi de feda ettim. Gözümde ne cennet sevdası var, ne cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur’an’ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa, cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin imanını selamette görürsem, cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül gülistan olur. Ruhun şad, mekanın cennet olsun üstadım”dedi
Hasan Demirel’in konuşmasından sonra Taha Aykut’un okuduğu “Üstad’ım adlı şiirden sonra sinevizyon gösterimi ile devam eden Konferansta Yeni Asya Gazetesi Gazete yazarı Tarihçi Yazar M. Latif Salihoğlu’nun konferansı başladı. Salihoğlu konuşmasında kısaca şöyle dedi.
Gezdiği Diğer ülkelerde bilhassa gezdiğim, dolaştığım saygı vardır. Çok açık, çok bariz bir şekilde saygı vardır. Ama biliyorsunuz münafık kâfirler eşettir. Burada o hayattayken de münafıklar yakasını bırakmadı, peşini bırakmadı. 55 yıl önce vefat etmiş, ebedi âleme göçmüş olan bu insana bugün yine Türkiye’den saldırılar vardır. Hem de kimler? Hoca kılıklı; güya din adamı. Bunlar taslak şahsiyetlerdir. Efendim Bediüzzaman şöyle hata yaptı, kitaplarında şöyle hata var, böyle yanlışlar var, şöyle yanlış gitmiş vesaire. Televizyonlara çıkıyorlar, gazetelere beyanat veriyorlar, bazıları da kitaplar yazıyor. Bunlar hakikaten vicdanları sızlamayan gaddar ruhlu insanlardır. Vicdanlarını çiğneyen insanlardır. Çünkü Bediüzzaman hazretleri çeyrek asırdan fazla mahkeme mahkeme dolaştı. Her meselesini kanun önünde, hukuk önünde, ilim önünde ibraz etti. Bütün meseleleri hakkında bilirkişi raporları yayınlandı. Hem de o bilirkişi heyeti içerisinde ona çok muharrıs olan şahsiyetler de vardır. Yani Bediüzzaman hazretleri 80 küsur yıllık hayatında davasının hesabını verdi, bedelini de ödedi. Büyük davalar büyük bedeller ister. O sürgündü Hapistir, zindandır, mahkemedir, esarettir, açlıktan zehirlenmedir. Her şeyi göze alarak temsil ettiği büyük davanın bedelini ödedi, her suale cevap verdi her meşgulü halletti, Kuranın eczanesinden istifade ederek. Peki siz daha ondan ne istiyorsunuz, nasıl bir vicdan taşıyorsunuz da bugün çıkmış rahat rahat bir şekilde 55 yıl önce vefat etmiş insanın arkasından konuşuyorsunuz, dikkat edin saldırganlardan dindar geçinenlerdir saldıranlar hoca diye tanınan insanlardır ne geçiyor elinize. Bugünkü hastalık nedir, insanlarımızı ve gençlerimizi yeni nesili searan hastalık nedir, imansızlık ahlaksızlık hastalığıdır. Bediüzzaman hazretleri bütün hayatını iman davası üzerine teşkil etti” dedi ve daha bir çok Said Nursinin yaşamı ve bilinmeyenler hakkında bilgiler verdi. Konferansa Manisa merkez çevre il ve ilçelerden de Yeni Asya Gazetesi temsilcileri katıldı. Proğramın sonunda Yeni Asya Gazetesi Gazete yazarı Tarihçi Yazar M. Latif Salihoğlu katılımcıların sorularını da cevapladı. Konferansa konuk misafir olan Yeni Asya Gazetesi yazarı Sabahattin Yaşar Akhisar Yeni Asya Temsilciliği adına Çiçek takdim etti. Yeni Asya Gazetesi Gazete yazarı Tarihçi Yazar M. Latif Salihoğlu kendisine ait olan kitapları da imzaladı