Akhisar’da Cumhurbaşkanına Hakaret Davaları Devam Ediyor

Akhisar’da Cumhurbaşkanına Hakaret Davaları Devam Ediyor
Haber Merkezi

Soma Katliamı’nın ardından, ilk günden itibaren düzenlenen eylemlerde ve katliamın davasının görüldüğü Akhisar’daki tüm duruşmalarda Halkın Kurtuluş Partisinin (HKP) kullandığı “Soma’nın Katili Tayyipgillerin Bekçiliğini Yaptığı Sömürü Düzenidir” yazılı pankartta geçen Tayyipgiller” ibaresinden dolayı birçok partiliye Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla davalar açıldı.

Dün Akhisar 1. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmanın ardından Halkların Kurtuluş Partisi Genel Genel Sekreteri ve İzmir Barosuna bağlı Avukat Tacettin Çolak  Akhisar Adliyesi önünde bir basın açıklaması yaptı; “Pankartı asarken, taşırken, hatta sökerken bile görüntülenen tüm yoldaşlarımız bir bir Cumhurbaşkanına hakaretle suçlandı ve davalara maruz kaldı. Bu davalardan biri de bugün (13 Aralık Salı) Akhisar 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. HKP İzmir İl Örgütü olarak duruşmayı takip etmek ve bu tarz davalarla, baskılarla yıldırılamayacağımızı göstermek için Akhisar’daydık.

Duruşma hâkiminin değişmesinden dolayı yeni hâkim duruşmayı “bu duruşmada karar vermeyeceğim” diyerek başlattı. Hâkimsiz kalan davalarla, sürekli görevleri değiştirilen ve baskı altında kalan hâkimlerle adaletin düşürüldüğü içler acısı durum, bunu en iyi bilen bizlere bile bir kez daha gösterdi kendisini. Yargılanan yoldaşlarımız daha önce verdikleri ifadeyi tekrar ettiklerini belirterek beraat taleplerini yinelediler.

Sonrasında avukat olarak söz alan HKP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak da, bahsi geçen ibarenin bir sol partinin siyasi tespiti olduğunu, Tayyipgiller ifadesinin bir kişiyi anlatmak için kullanılmadığını ve pankartta yazan slogandan bunun açıkça anlaşılabildiğini belirtti. Ayrıca Çolak bu pankartta hakaret anlamına gelebilecek hiçbir ibare bulunmadığına vurgu yaparak daha önceki hâkime de iletilen ama reddedilen dil bilimcilerden oluşan bir bilirkişi heyeti oluşturulması ve bu durumun onlara danışılması talebini yineledi. Ancak yeni hâkim de bu talebi kabul etmedi.

Daha sonra duruşmaya müdafi olarak katılan Parti Avukatlarımızdan Av Ferit Cöhce de söz alarak yargılanan yoldaşlarımızın siyasi bir partiye üye olduklarını, dolayısıyla bu pankartta geçen ifadenin partinin görüşü olduğunu ve ortada bir suç varsa bile bunun kişilere değil partiye bağlanması gerektiğini dile getirdi. Duruşmanın başında karar vermeyeceğini belirten hâkimse bu kısa, özet niteliğinde savunmaları dinlemekle yetindikten sonra duruşmayı 24 Ocak 2016 tarihine erteledi.

Duruşmanın ardından konuyla ilgili basın açıklaması yapmak üzere adliye önüne geldiğimizde çevik kuvvet polisleri bahçede açıklama yapmamıza izin verilmeyeceğini söyleyerek dışarıda yapmamızı istediler. Yasal bir partinin üyelerinin yargılandığı bir dava ile ilgili kısa bir bilgilendirme açıklaması yapmasına bile tahammül edilemeyecek kadar “ileri” bir demokrasiye sahip olduğumuzu yine, yeniden görmüş olduk.

Kısa süren bir tartışmanın ardından Av. Tacettin Çolak bir açıklama yaparak duruşmayla ilgili bilgilendirmede bulundu. Adliye binasındaki Adalet Sarayı yazısına atıfta bulunarak “Adalet Saraylarında adalet yok” diyen Çolak açıklamasında daha önce davaya bakan hâkimin dosyayı karar vermek üzere incelemeye aldığını söyleyerek hâkim değişikliği nedeniyle karar verilmemiş olmasını eleştirdi. Pankartta hakaret anlamına gelen hiçbir ifadenin bulunmadığını vurgulayan Çolak, Soma Katliamının sorumlusunun sömürü düzeni olduğunu söylemeninse suç olmadığını ifade etti. Çolak Soma Katliamı’nın ardından Ermenek ve yakın zamandaki Şirvan gibi katliamların da yaşandığını belirterek “Biz her zaman iş cinayetlerini bu insanlık dışı sömürü düzeninin yarattığını söylüyoruz. Bu sömürü düzeninde de iktidarda kim varsa bu sorumluluğu üstlenmelidir.” dedi.

Partimizin üye ve yöneticilerinin aynı sebepten yargılandığı üç ayrı dava 24 Ocak 2016 Salı günü Akhisar’da 1. ve 3. Asliye Ceza Mahkemelerinde görülecek.

Her zaman söylediğimiz gibi ne bu davalar, ne “adaletsiz adalet sarayları”, ne de “ileri demokrasi” palavrası arkasında saklanan diktatörlük baskıları bizleri yıldıramadı ve yıldıramayacak!

(Basın Bülteni)