• BIST 9733.17
  • Altın 3033.901
  • Dolar 35.4656
  • Euro 36.2597
  • Manisa 10 °C
  • İzmir 14 °C
  • Deniz Kurs Merkezleri Bursluluk Sınavı Sonuçları Açıklandı
  • Yunanca A1 Kursu Açılacaktır
  • Gassallık Kursu Açılacaktır
  • Mazot ve Gübre Desteği İcmal Listeleri Askıya Çıkarıldı
  • 2024 Yılı Yem Bitkileri Desteği Duyurusu
  • Erkek Beden İşçisi Aranıyor
  • İkinci el saç ve sandaviç panel bulunur

Akhisar’da Sendikalardan İş Bırakma Eylemi

Okunma Sayısı: 419
Akhisar’da Sendikalardan İş Bırakma Eylemi
Akhisar’da ASİM-SEN, BASK, HÜR SEN, KESK ve Birleşik Kamu-İş Konfederasyonları ve Eğitim-Güce-Sen Sendikaları milyonlarca kamu çalışanının ve emeklisinin haklarını savunmak için basın açıklaması yaptı.

Akhisar’da Sendikalardan İş Bırakma Eylemi

Akhisar Haber Ajansı

Akhisar’da ASİM-SEN, BASK, HÜR SEN, KESK ve Birleşik Kamu-İş Konfederasyonları ve Eğitim-Güce-Sen Sendikaları milyonlarca kamu çalışanının ve emeklisinin haklarını savunmak için basın açıklaması yaptı. Saat 12.00’de Şehit Teğmen Tahir Ün Caddesi üzerindeki Öğretmenevi önünde toplanan vatandaşlar İkinci Nakliye Caddesi boyunca yürüyüş yaparak “Birleşe Birleşe Kazanacağız”, “İstikrar Dediler, Memleketi Yediler”,” TÜİK Yalanı, Emekçinin Düşmanı”,” Zafer Direnen Emekçinin Olacak”, “Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek”, “Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz", "Patrona Teşvik, Emeğe Zulüm", “Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz” sloganlar attılar.

Saat 12.30’da Öğretmenevi önünde basın açıklaması yaptılar. Basın açıklamalarını 4 sendika başkanı Gönül Kızıltaş, Cem Kadir Bedirhanoğlu, Kaan Sümbelli ve Mustafa Koşay okudu.

4 Sendika Başkanının okuduğu basın açıklamasının tam metni;

Öğretmenevi önüne gelen sendika üyeleri basın açıklamasını burada yaparak sloganlar attılar. ASİM-SEN, BASK, HÜR SEN, KESK ve Birleşik Kamu-İş Konfederasyonları ve Eğitim Güce sen Sendikaları temsilcilerinin okuduğu basın açıklaması; “Değerli kamu emekçileri, işçiler, emekliler, kıymetli basın emekçileri, bizlere destek veren tüm STK ve siyasi parti temsilcilerimiz ve siz değerli vatandaşlarımız.

Bizler; ASİM-SEN, BASK, HÜR SEN, KESK ve Birleşik Kamu-İş Konfederasyonları ve Eğitim Güce sen Sendikaları olarak, milyonlarca kamu çalışanının ve emeklisinin haklarını savunmak için bir kez daha bir arada ve alanlardayız.

Kamu emekçileri olarak, toplumun diğer kesimleri gibi, yıllardır artan enflasyon, hayat pahalılığı ve düşük ücret zamları karşısında yoksullaşmaya mahkûm ediliyoruz. Her geçen gün etkisini artıran ekonomik kriz, milyonların yaşamını daha da zorlaştırıyor. Alım gücümüz düşerken, en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamakta zorlanıyoruz. TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamları gerçeği yansıtmazken, maaşlarımız mum gibi eriyor ve ülke olarak hızla yoksulluğa sürükleniyoruz.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı %44,38’lik yıllık enflasyon oranı, çarşıda, pazarda yaşadığımız gerçeklerle asla bağdaşmamaktadır. Halkı yanıltan bu sahte rakamlarla bizleri sefalete mahkûm etmeye çalışanlara karşı susmayacağız!

2025 yılını yüzde 30’luk asgari ücret zammının yanı sıra, kamu emekçileri ve memur emeklilerine yapılan yüzde 11,54; işçiler ve işçi emeklilerine reva görülen yüzde 15,75’lik sefalet zamları ile karşıladık. 1 Ocak’tan itibaren vergi ve harçlara yüzde 44 zam yapıldı. 2025 bütçesine göre attığımız her adımda ödediğimiz KDV’de geçtiğimiz yıla göre yüzde 81, ÖTV’de ise yüzde 51 artış olacak. Hükümetin kendi alacaklarına yaptığı zam oranları ortadayken, kamu emekçilerine ve emeklilere reva görülen maaş artış oranının sadece yüzde 11,54 olması utanç verici bir durumdur. Açlık sınırında yaşamaya zorlanan milyonlar olarak, bu düzenin sürdürülemez olduğunu haykırıyoruz!

TÜİK YALANI, EMEKÇİNİN DÜŞMANI !.

Artık zamlar, sıradan bir haber olmaktan çıkıp emekçilerin günlük yaşamını alt üst eden bir gerçekliğe dönüşmüştür. Market raflarından temel ihtiyaçlara, faturaların her kaleminden ulaşım ücretlerine kadar fiyatlardaki artışlar, emekçilerin cebine her gün biraz daha yük bindiriyor. Kamu emekçileri, maaşlarını hangi ihtiyaçlarına yetiştireceklerini şaşırırken, art arda gelen zamlarla mücadele etmek neredeyse imkânsız hale geldi. Ülkemizde kira artışları, artık vatandaşların barınma hakkını elinden alacak boyutlara ulaşmıştır. Ortalama konut kira bedeli asgari ücret düzeyine ulaşmış, kamu emekçileri kirasını ödeyebilmek için adeta öğrenciler gibi ortak ev tutmaya mecbur bırakılmıştır.

İş yerlerinde alın teri döken bizler, enflasyon karşısında ezilirken sermaye her geçen gün daha fazla kâr ediyor. Vergi yükünün büyük bölümü emekçilerin omuzlarına yıkılırken, zenginlerin vergi borçları birer birer siliniyor. Kamu kaynakları, halkın ihtiyaçları yerine sermayeye ve yandaş projelere aktarılıyor. Bu adaletsiz düzenin bedelini yıllardır neden sadece biz emekçiler ödüyoruz? Kamu emekçilerinin, işçilerin, emeklilerin “insanca yaşayacak ücret” taleplerini görmezden gelen siyasi iktidarın ücretlerimizi baskılayıp, boğazımızı sıkarak uygulamaya çalıştığı ekonomik programa karşı kamu emekçileri olarak itiraz ediyoruz.

Siyasi iktidarın toplumun büyük bölümünü oluşturan işçiler, kamu emekçileri ve emeklileri sefalete mahkûm eden politikalarına ve emeğimizin değersizleştirilmesine karşı bir kez daha sesimizi yükseltmek ve taleplerimizi kamuoyuyla paylaşmak için buradayız. Temel tüketim maddelerine ve kiralara yapılan yüksek oranlı zamlar, kamu emekçilerinin geçim koşullarını zorlaştırırken, alım gücümüzün her geçen gün biraz daha düşmesine neden oluyor. Bu nedenle, vergide adaletin sağlanması, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, insanca yaşayacak bir ücret talebi bugün tüm kamu emekçilerinin ortak talebi haline gelmiş durumdadır.

Cumhurbaşkanı'nın "fahiş fiyatlı ürünleri boykot edin" çağrısı, ve “elimizde satın almama gibi bir kozumuz var” söylemi siyasi iktidarın halktan ne kadar kopuk olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Emekçi ve emeklilere yapılan bu boykot çağrısı, bir avuç ayrıcalıklı azınlığın sokaktan, çarşıdan ve halkın gerçeklerinden tamamen uzaklaştığını göstermektedir. Elimizde bir simit, bir bardak çayla daha neyi boykot edelim? Elektrik faturasını mı? Çocuklarımızın eğitim masraflarını mı? Market alışverişlerini  mi? Ulaşımı mı?

Halkın yaşam mücadelesini görmezden gelen bu çağrılarla, adeta dalga geçercesine yapılan açıklamaları kabul etmiyor ve yaşam koşullarımızı iyileştirmek için sorumluluk almayanları silkelenip kendine gelmeye davet ediyoruz! Bu çelişkiyi asla kabul etmiyoruz!

Türkiye’deki vergi sistemi, emeği ile geçinenlerin sırtında büyük bir yük oluşturmaktadır. Ücretli çalışanlar, gelir vergisi dilimleri nedeniyle yıl içinde daha fazla vergi ödemek zorunda kalırken, sermaye kesimi vergi avantajlarından yararlanmaktadır. Kamu emekçileri olarak yılın başında aldığımız ücret, birkaç ay içinde vergi dilimlerinin artmasıyla erimektedir. Adil bir vergi sistemi, çok kazanandan çok; az kazanandan az vergi alınmasını, düşük gelirli kesimlerin vergi yükünün azaltılmasını gerektirir.

Kamu emekçileri, maaşlarının büyük bir kısmını oluşturan ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmamasından dolayı emekli olduklarında ciddi bir gelir kaybı yaşamaktadır. Yıllarca kamu hizmetinde çalışan emekçiler, emeklilik dönemlerinde “açlık sınırının altında” yaşamaya mahkûm edilmemelidir. Bugün, kamu emekçilerinin aldığı maaşın neredeyse yarısı ek ödemelerden oluşmaktadır. Ancak bu ödemeler, emekli maaşına dâhil edilmediği için; yani aslında “kayıt dışı çalıştırıldığımız için” emekli olanlar büyük bir gelir kaybına uğramaktadır. Bu adaletsiz uygulamaya derhal son verilmeli, tüm ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır. 

Talebimiz nettir.

Hakkımız olanı talep etmek için alanlardayız.

Bizleri yoksulluğa ve güvencesizliğe sürükleyen politikalara karşı güçlerimizi birleştiriyor, sesimizi yükseltiyoruz. Emeğimizin karşılığını almak, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakmak için bugün tüm işyerlerimizde iş bırakıyor ve siyasi iktidarı uyarıyoruz. Çünkü geçinemiyoruz!

 ✓ Tüm emekçiler için insanca yaşanabilir bir ücret ve adil bir gelir dağılımı istiyoruz!

✓ Eşit işe ; eşit ücret talep ediyoruz.

✓ En düşük memur maaşının acilen yoksulluk sınırının üzerine çıkartılmasını,

✓ Başta Büyükşehirler olmak üzere barınma ihtiyacımızı imkansız hale getiren kira fiyatlarına karşı, güncel verilere denk düşen kira yardımı,

✓ Asgari ücretin, insan onuruna yaraşır bir ücret düzeyine çıkartılmasını ,

✓ Kadın emekçilerin üretim sürecine eşit koşullarda katılabilmesi için, işyerlerinde ücretsiz kreş açılmasını ,

✓ Kamuda mülakat değil, liyakat, yani kadrolu güvenceli istihdam edilmesini,

✓ Seyyanen zamların ve ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını,

✓ Kamu kaynaklarının “müşteri garantili” projeler için değil, halk için kullanılmısını ,

✓ Vergide adalet, az kazanandan az, çok kazanandan çok, yani adil bir vergi sistemi istiyoruz,

✓ Bizleri toplu sözleşme masası adı altında, siyasal iktidarın iki dudağı arasına bırakan ve tüm yetki ve kararın hükümete terk edildiği sahte sendika yasasına karşı, gerçek grevli bir toplu sözleşme düzenlemesi İstiyor ve Talep ediyoruz.

Artık sessiz kalma zamanı değildir.

Hep birlikte sesimizi yükseltelim!

Bu haklı ve meşru taleplerimizin yerine getirilmemesi durumunda, mücadeleyi ve dayanışmayı yükselteceğimizi ve Ülkemizin tüm meydanlarında eylemlerimize devam edeceğimizi buradan tüm kamuoyu ile paylaşıyoruz

İşyerlerimizden ve Alanlardan uyarıyoruz! Emeğimiz için, geleceğimiz için, adalet için mücadeleye devam ediyor ve hükümeti bu yanlıştan acilen dönmeye davet ediyoruz.















































































































 

 

 

 

  • Yorumlar 0
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
REKLAM ALANI
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Amerikan Kültür Dil Kursu
  • Kuzey Ege Kurs
  • Kuzey Ege Kurs
1/20
Başlangıç Tarihi
Başlangıç Tarihi
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 Akhisar Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.