Aktif Eğitim-Sen Akhisar Temsilciliği İlk Kez Buluştu
Akhisar Haber Ajansı - AHA
Aktif Eğitimciler Sendikası (Aktif Eğitim-Sen) Akhisar Şubesi eğitim ve öğretimdeki yıl sonu nedeniyle birlikte ve dayanışma kahvaltısında buluştu. Akhisar’da 80 üyeye ulaştıklarını kaydeden Aktif Eğitim-Sen Akhisar Temsilcisi Hakan Özkan; kansız ve iliksiz, kinsiz, nefretsiz yolcuların da bulunduğunu göstermek için yollara da yollardaki tersliklere de takılmadan yola devam edeceklerinin altını çizdi.
Aktif Eğitim-Sen Akhisar Temsilciği başkanlık görevinde Hakan Özkan, yönetim kurulu görevlileri olarak ise Recep Şivecan, Mustafa Cabar ve Levent Demir’in yapacağı bildirildi. Açılış konuşması yapan Aktif Eğitim-sen Manisa İl Başkanı Kadir Çelik yaptığı konuşmada şunları kaydetti; “Bizler, sendikamızın ismiyle müsemma olmaya gayret ediyoruz. Anadolu kültüründe isimlerin insanlar üzerinde ciddi etkisi olduğu bilinmektedir. Zira isimlerin insanlar üzerinde psikolojik ve sosyolojik etkileri olduğu da bir gerçektir. Aktif eğitimin üyeleri olan bizler eğitim hayatımızın hemen her karesini aktif geçirmeye çalışmalıyız. Zira insan için var olmak, aktif olmaktır. Değer üretmektir. Güncellememiz gereken en önemli değerse samimiyettir. Kâinatın hiçbir yerinde samimiyetsizlik göremezsiniz. Mesela güneşin geciktiğine hiç şahit olmazsınız.
Hayatımızda irademiz doğrultusunda olan veya irademize bağlı olmadan gerçekleşen olaylar vardır. Mesela yaşamak için yemek yemeliyiz. Bu isteğimiz doğrultusunda yaptığımız bir davranıştır. Yediğimiz yemeğin sağlıklı olmasından tutun da helal olmasına kadar hepsi bizim irademiz doğrultusunda gerçekleşmektedir. Yemekten sonra vücudumuzda meydana gelen olaylar da yaratıcının bize olan ikramıdır. Yediğimiz gıdanın hazmedilmesiyle başlayıp enerji olarak bize dönmesine kadar geçen sürede bizim her hangi bir müdahalemiz olmamaktadır. Ancak enerji olarak dönen gıdanın nerede kullanıldığı yine bizim irademiz doğrultusunda gerçekleşmektedir.
İşte bu irade kelimesi karşımıza kocaman bir kavram çıkarmaktadır. Ve siz bu günlerde bunu çok kullanıyorsunuz. “Eğitimde aktif olmak”. Her iki kelime de canlı olmayı ve dinamik olmayı çağrıştırmaktadır. Bir öğretmen için eğitim konusunda aktif olmak demek, Allah’ın bizim için ürettiği enerjiyi, insanların eğitimi adına kullanmak demektir. Zaten olması gereken de budur. Bu zamanda eğitime yapmamız gereken katkılar her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır. Laubaliliklerin arttığı, boşanmaların arttığı, toplumsal değerlerin yerle bir olduğu bu zamanda vicdan eğitimi, merhamet eğitimi, samimiyet eğitimi daha bir önem kazanmıştır.
Eğitimin çok önemli iki kavramı vardır. Bunlar imkân ve iradedir. İmkân hepimizce malumdur. Ama iradenin beslenmesi, doğru kullanılması, insanların doğru zamanda doğru kararlar alabilmeleri biz eğitimcilere bağlıdır. İmkân ve irade kelimelerine biraz dikkatlice baktığımız aman bize şunları fısıldadığını görürüz. İmkân iradeyi doğurmaz. Ama güçlü bir irade imkânların ortaya çıkmasını netice verir. Aktif eğitimciler olarak, nesillerin iradelerini doğru kullanmaları konusunda çok şey yapmamız gerektiğine inanıyorum. Zamanın en ciddi hastalığı olan laubali yaşamayı güçlendirilmiş bir iradeyle aşabiliriz.
Milli Eğitimin 14 temel ilkesinden birisi de her yerde eğitimdir. Esasen sınıf ortamı sadece formal eğitim için gereklidir. Bu da eğitim değil öğretimdir. Eğitim, insanların yalnız kaldıklarında bile doğru davranmalarını sağlayabilmektir. Eğitim, insanların kendilerini kontrol etmelerini sağlamakla mümkündür. Öğrencilerimizin iradelerini hak ve hakikatlerle güçlendirdiğimizde, şuur ve şuur altı değerlerini evrensel doğrularla süslediğimizde doğruyu bulacaklar ve her yerde doğru yaşamaya başlayacaklardır. İnsanlara bilgiyi öğretirken vicdanlarını unutmamalıyız. Bireyleri bilimsel değerlere götürürken, hakikatin bahçesinde çiçek açmalarını öğretmeliyiz. Yani en önemli görevimiz hakikate tercüman olabilmektir.
Aktif eğitimci yaptığı eleştirileri kupkuru bir eleştiri şeklinde yapmayacak, her zaman müspet hareket ederek toplumda bir farkındalık meydana getirmeye çalışacaktır. Veya var olan farkındalığa katkıda bulunacaktır.
Aktif eğitimci bulunduğu konumun gücünü kullanarak zulmetmeyecektir. Veya zulme ortak olmayacaktır. Tam tersine bir hayat boyu bulunduğu yerlere, çalıştığı okullara yaptığı çalışmalarla güç kazandıracak ve dinamik bir toplumun yetişmesine zemin hazırlayacaktır. Bediuzzamanın mutluluk formülü olarak medyada yerini alan ilim, iman ve ahlak; toplumu ayakta tutacak bir güç olarak yeniden ele alınmalıdır.
Biz aktif eğitimciler, öğretmenlere bakan yönüyle bu günkü eğitimciler için katma değer üretmeye; öğrencilere bakan yönüyle de yarınki eğitimciler için, hatta yarının anne ve babaları için değer üretmeye gayret göstermeliyiz. Bu gün içinden çıkamadığımız sorunlarla karşılaşınca topu hemen ebeveynlere atıveriyoruz. Unutmayalım ki bu günün anne babaları, dün bizim sıraları dolduran çocuklardı.
Değerli öğretmen arkadaşlarım! Bizlerin öncelikli işi çocuklarımızın doğru zamanda doğru işi yapmaları konusunda rol model olma görevini üstlenmektir. Yetiştirdiğimiz çocukların daha şuurlu yetişmelerini temin ederek, hayatın bütün karelerinde daha verimli yaşamalarını öğretebilmektir. Bakınız insanlar dünyaya gelirken hep aynı şekilde gelmektedirler. Ortalama olarak aynı donanımlarla hayata başlamaktadırlar. Dünyaya gelişleri aynıdır ama dünyadan gidişleri arasında çok büyük farklar vardır. İşte bu fark aldıkları eğitim kadardır. Dikkatinizi çekerek tekrar vurgulamak istiyorum; öğretim değil, eğitimdir.
Bir konunun daha altını çizmek istiyorum. Toplum içinde asayişi ihlal eden bir olay meydana geldikten sonra emniyet birimleri devreye girerler ve hadiseye müdahale ederler. Öğretmenlerin insan hayatına müdahalesi ise, çocukların hayata başlamasıyla beraber devrededir. Toplumun güven içinde yaşaması, insanlarımızın birbirine saygı göstermesi biz öğretmenlerin şefkat ve merhamet eğitimini güncellemelerine bağlıdır. Merhamet ve şefkat atmosferinde büyüyen bir anne çocuklarını aynı değerlerle ele alacak ve geleceğe hazırlayacaktır.
Bu gün dünyada geçerli olan birçok medeniyet vardır ve varlığını devam ettirmektedir. Ama öğretmenlerin kuracağı ve insanla beraber ebediyen yaşayacak olan medeniyet, merhamet medeniyeti olacaktır” dedi.