Amatör mü? Endüstri mi?
Bu soruyu bugünlerde fazlası ile sormaya başladık… Bu konuda da “eskiye rağbet etmemek” elde değil demeden geçemeyeceğim.
Mesela çocukken diye başlayıp, parkta mahalle arasında , okul bahçesinde .. Kan ter içinde kalıncaya kadar….
Bu maçlarda kuralları kendimiz koyar ve topumuzu oynardık….
Kalemiz 2 taştan idi. Top bulma noktasında harçlıkları birleştirip plastik top alırdık. Futbol topunu ise sadece kulüpte 3-4 tane meşin olarak büyüklerin turnuva maçlarında görürdük….
Akşam eve geç kalınca dayağı bile göze alırdık.. Ama gerçekten çok mutluyduk.
Bazen gazozuna turnuva maçları yapardık.5 ‘te devre 10’da biter…3 korner bir penaltı…. "Abanmak, pis burun vurmak yasaktı. Her maç öncesi sözlü belirtilen kurallardı.
Öyle Uefa, Fıfa, hakem v.b. şeyler yoktu. Prim falan yoktu, kazanan bir Cincibir veya Hayat gazozu ve çokoprens yeterdi. Bu maçların kaybedeni de yoktu aslında...
Maç sonrası caminin okul bahçelerinin musluğundan kana kana içilen çeşme suyu içmek gazoz kadar, bu maçta oynamak kadar, güzeldi..
Ter gerçek saf ve temizdi... Hilesiz hurdasızdı, öldüğü gibi görünen, göründüğü gibi olandı..
Amatörce mahallede oynadığımız futbol gerçek futboldu, TV’lerin maçı yayınlamasına veya localara milyonları verip seyreden zenginlere ihtiyaç yoktu.
Bu işe ne zaman ki endüstri girdi, mertlik bozuldu.İştahı gittikçe artan endüstriye futbol, büyüdü ve büyüdükçe yozlaştı, yozlaştıkça ahlaki değerlerinin
hepsinin yansıra güzelim futbolu da yedi ve bitirdi.Bahisler derken geldiğimiz son nokta futboldan soğuttu, resmen nefret ettik..
SONUÇ
Özlediğimiz eski günler. Nasıl olacak? Artık gerçekten amatörlüğü özledik. Galibiyet sonrası kuru, pilavı, zarf içinde abilerin verdiği ufak harçlıkları çok özledik.. Saf ve temiz futbolu gerçekten çok özledik.
İşte bu işi sahalarda amatörce yapan ve yarınlara hiçbir şey beklemeden sürekli cebinden harcayan futbol sevdalısı abileri de bu işten soğutmadan saf futbola dokunmayın yeter….
Son söz de tabikii amatör futbol.Tabiki yakında ölmezse….
Sağlıklı Günler Dilerim.