Ana Dolu
(8martemekçikadınlargüzellemesi)
Gördes e ilk gidişim.Girişte benzin istasyonunda bir kadın görevli.Şehrin merkezinde Tendiris Lokantasında Mustafa Usta ve 3 kadın. Fırıncı, Aşçı, bulaşıkçı. Anadolu kıyafeti. Şalvar, entari, yelek, yemeni.
Mustafa Ustaya sordum,
"Böyle muhafazakar kasabada lokantada kadınlar?"
"Erkekler kıçlarını kahvede sandalyeden kaldırmıyor. Tembel."
Burada olmayan kadın, tarlada, kızlarımız halı tezgahında.
Erkekler kahvede, sandalyede bacak bacak üstüne atmış,
"Bir halı dokuyorum. Kök boyalı, şu kadar ilmek, şu kadar metre kare "teranesinde.
Bitince alıyor omuzuna,(zahmet olacak)pazarda olmazsa, yakın kasabaya yolculuk, satacak Anadolu kadınını göz Nur'unu.
"İsrail kadını da Çul dokuyor. Eğitimli. Çocuğunu çağın yaşamına, sanatla ve kültürle teknikle, bilimle yetiştirir. Yüzyıllarca yurtları bile olmayan ırk dünyaya hakim."
Analarımız, kader dedi. Ucuz amele, vatan sevgisiyle asker, sorgulamayan evlatlar yetiştirdi. Vatanını, gözlerini açmadan yüzyıllarca korudu. Evlatlarını vatana bağışladı. Göz yaşlarını içine gömdü. Sormadı, soruşturmadı okutulmadı. Şehit çocuklarını baktı. Toprak Ana yıda ihmal etmedi. Ekti. Biçti. O Anadolu'nun Anasıydı.
Sosyal hiçbir hakları olmayan Ana!
Erkekler, hayvanlar sayıldığında, Analarımız, kadınlarımız, kızlarımız sayılmazken.
Umarı, beyaz gelinlikle kefen arasında, törelerle sopa baskısıyla,0/005 lik okumayla savrulurken.
Ne oldu da, anlamadan istemeden BİREY oldu.
Cumhuriyet, kadınlarımıza.
Seçme, seçilme Hakkı'nı. Hukukta, verasette eğitimde eşitliği. Tek eşliliği, eşit iş, eşit ücreti, emekli Hakkı'nı verdi.
Ne olur, bacılarım!
Geleceğinize sahip çıkın. Anadolu sizlerle vatanımız oldu.
Sizleri cahil bıraktığımız için çağı yakalayamadık. Sizler aydınlığı göremeyince oğulların eskiye özlemden kurtulamadı.
Ne olur ! Karanlığın sabahı ol!
Çağı inancına değil, İnancını Çağa uydur.
Yalnız, tüketim teknolojisinin konu mankeni olmaktan da sakın!