Anadolu Gençlik Mısır İçin Yürüdü
Akhisar Haber Ajansı-AHA
Akhisar Anadolu Gençlik Dergisi Temsilciliği, Milli Egemenlik Meydanı Yeni Belediye Hizmet Binası önünde toplanarak, eski Belediye binası önüne kadar yürüdü ve Mısır'da yaşanan olayları protesto eden basın açıklaması yaparak Müslümanlara birlik çağrısında bulundu.
Yeni Belediye Hizmet binası önünde başlayan yürüyüş, "Bir Musa Çıkacak, Sisileri Boğacak"," Mısır'a Selam, Direnişe devam", "Zulme Rıza Zulümdür", "Müslümanlar kardeştir", "Mısır'da Direnişe Bin Selam", "Gün Gelecek, hesap dönecek, cellatlar da hesap verecek", "Müslüman uyuma, kardeşine sahip Çık", "Susma, Şeytanın dostu olma", "Allahü Ekber " tekbirleri altında Eski Belediye Binası önünde son buldu. Burada basın açıklamasını Anadolu Gençlik Dergisi Temsilciliği adına Hasan Öz okudu.
Hasan Öz'ün okuduğu basın açıklamasının tam metni;
Kardeş ülke Mısır’da 24 Mart tarihinde 20 dakika süren bir duruşmada 529 kişi hakkında verilen idam kararı bir insanlık suçudur. Askeri cunta, 14 Ağustos 2013 Çarşamba günü Adeviyye Meydanı’nda üç bin’i aşkın sivil vatandaşının üzerine ,ateş emri vermek suretiyle, kendi ülkesinin insanlarını şehit etmek gibi bir katlin içine düşmüştür. Şimdi bu cuntanın emrindeki yargının, 529 kişi hakkında verdiği idam kararları, bizi şaşırtmamıştır.
Bu kişilerin tek suçu, o gün seçilmiş hükümete karşı yapılan darbeyi protesto etmek için, Adeviyye Meydanı’nda olmalarıdır.
Mısır’da olup bitenleri sadece bir hukuk skandalı olarak değerlendirmek, elbette yeterli değildir. Yaşanılan süreç, kendinden olmayan insanları ücretli köleler haline getirmek, kendilerine itaat etmeyenleri de öldürmek suretiyle, mevcut dünya düzenini işleten SİYONİZMİN örtülü işgalidir. 529 kişi ile ilgili verilen idam kararı, bu coğrafyanın insanlarının bağımsızlığını hedef alan bir karardır.
Bir gerçeği buradan ifade etmek istiyorum ki; Verdiklere sözlere sadık kalmayan ve sözlerindeki samimiyetsizlikleriyle tüm dünyayı ifsada boğan Batı ve onların küresel kurumlarından biri olan AB’nin Yüksek temsilcisi Catherine ASHTON, Mısır'da 26 Mayıs'ta yapılacak başkanlık seçimleri şöyle bir ifade kullanmıştır;
"Seçimlerin Mısır'daki hayatın bir sonraki başlangıcının habercisi olmasını istiyoruz ve durumun çok olumlu olacağına inanıyoruz.”
Şeklindeki ifadesinden açıkça anlaşılıyor ki, bu hukuksuz tutuklamalar ve verilen idam kararları , Mısırda yapılacak Cumhur Başkanlığı seçimlerinde, idam korkusunu, halkın arasına salmak süretiyle, seçimlere direkt müdahale planları yatmaktadır. Demokrasiyi, bir sömürü aracına dönüştürmede ustalaşan batının ,Masum Müslümanları , kadın, çoluk- çocuk demeden demir kafeslere tıkması ve ardından idam ile tehdit etmesi , kabul edilemez bir kahpeliktir.
Çok kıymetli, şuurlu Müslüman kardeşlerimiz; bu yürüyüş ve bu basın bildirisi, herkesten önce biz Müslümanlar içindir.
Bizim gibi temsilcilikler için, dernekler için,vakıflar için, cemaatler için, Müslüman olduğunu söyleyen ve alnını secdeye götürenler içindir.
Bu meydanda bulunan bir çok kardeşimiz, büyüklerimiz, saçlarını şu meydanlarda ağarttı. Çeçenistan için, Keşmir için basın açıklamaları yaptık. Filistin için basın açıklamaları kınamalar yaptık bu meydanlarda. Bosna için mitingler yaptık. Bangladeş için gıyabi cenaze namazları kıldık. Suriye için miting yaptık ve bu gün Mısır için, Mısırlı Müslüman kardeşlerimizi için yine meydanlardayız. Allah aşkına ne değişti ? Ne değişti ? Vallahi bunun vebali, yine biz Müslümanların üzerindedir. Çünkü bu zalimler ,bu siyonistler, ancak güçten anlar, güçten korkarlar. Masa başında yapılan kınamalar, onların ancak cesaretlerini arttırır.
D-8 gibi muhteşem projeler harekete geçirilmediği müddetçe, İslam birliği kurulmadığı müddetçe, bizler ancak bu meydanlarda bağırıp, akşam eve gidince, bu yaptıklarımızı internetten takip eden zavallı Müslümanlar olarak kalacağız.O yüzden diyoruz ki; Hangi cemaat varsa, hangi vakıf varsa, hangi dernek varsa, görüşü ne olursa olsun, eğer, ilk prensip olarak “İslam Birliği” ni en başa koymuyorsak, gücü elinde bulunduran insanları, İslam Birliği için zorlamıyorsak, şu yaptığımız çalışmalar bile ,vebal olarak boynumuza geçecektir.
Sözlerimizi , ifadelerimizi , bir Müslüman olarak , Kur’an a dayanarak söylüyoruz.
Her yıl Ramazanlarda hatmettiğimiz, hergün namazlarımızda okuduğumuz Kur’anımız bize şöyl emretmiyor mu?
Vahdesimu bi hablillehi Cemian, vele teferregu.
Niçin Allah emrettiği halde, İslam Birliğini kurmak için çalışmıyoruz. Bunun için harekete geçmeyen siyasi güçleri kınamıyoruz.. Yoksa dünya menfaatlerimiz, buna engel mi oluyor ? Eğer menfaatlerimiz için susuyorsak, kurbanlık koyunlar gibi , sıranın size gelmesini bekleyin o zaman.
Ey Müslüman, suskunluğunun bedelini, az sonra senin evlatların, canlarıyla ve namuslarının kirletilmesiyle ödeyecekler .Buna razıysan, kapat gözlerini o zaman. Görme – Duyma – Konuşma, sıranın sana , ailene, çocuklarına gelmesini bekle o zaman.
Niçin bu sözleri konuşamıyoruz ? Rabbimiz bize aynen şöyle emretmiyor mu ?
Vellezine Keferu, ba’duhum evliyau ba’d.
Kafirler, müşrikler, birbirlerinin velisidirler. Birbirlerinin koruyucusudurlar. Onlar, Birleşmiş Milletleri kurdular. Bosna’da, Arakan’da Somali’de Doğu Türkistan’da, Çeçenistan’da , Cezayir’de , Irak’ta , Suriye’de, Mısır’da Müslüman mazlumlara zulmettiler.
Onlar dün “Haçlı birliğini” kurdular“ Ortadoğuya zulmettiler.
Yine onlar bugün “Avrupa Birliği” kurdular, Ortadoğuya yine zulmediyorlar.
Rabbimiz diyor ki yüce kitabımızda;
Eğer onlar gibi , siz de yardımlaşmazsanız, aranızda İslam birliğini kurmazsanız, yeryüzünde bozgunculuk olur, fesada uğrarsınız. Ve bu gün bizler, bu fesadı, yakın çevremizde ve tüm İslam dünyasında yaşıyoruz.
Öyleyse buna rağmen, İslam Birliğinin kurulması için çalışmıyorsak, D-8 projesini hayata geçirmek için çaba sarfetmiyorsak , yarın hangi Müslüman ülkenin uğrayacağı zulümden dolayı, yine burada toplanıyor olacağız.
Dünyadaki tüm zulümlere dur diyebilece,k yeniden büyük Türkiye’nin kurulması için ; Hak, adalet ve Tevhide dayalı yeni bir dünyanın , bu birlik etrafında birleşmesi için çalışmak tek çaremizdir.
Hakkı üstün tutan bir anlayışla, yeni bir dünya kurulmadığı müddetçe, bu zulümler devam edecektir. Aksi halde Üç günlük iktidar ve çıkar hesapları ile bu ideali terk etmenin vebalini, dünyadaki hiç kimse ödeyemeyecektir.
Hepimizin üzerine düşen şey, zalimlerin karşısında ve mazlumların yanında yer alışımızda sahici olmaktır, sahici olmaktır, sahici olmaktır.
Zafer inananlarındır ve Zafer yakındır.
Çağrımıza destek verip , Müslüman Kardeşlerimiz adına yaptığımız yürüyüşümüze ve basın açıklamamıza katıldığınız için, hepinize, Anadolu Gençlik Akhisar Dergi Temsilciliği adına teşekkür eder, saygılarımı sunarım.