Bakırlıoğlu: AKP’nin sistemi “Ahbap çavuş kapitalizmi”
Haber Merkezi
Mecliste görüşülmekte olan Rekabetin Korunması Hakkında Kanun Değişikliği Teklifinin tümü üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşan Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırloğlu; Rekabetin olmadığı ve korunmadığı ekonomilerde özgürlükçü bir ortamın oluşamayacağın ve sonuçta tekellerin, kartellerin hâkim olduğu kaotik bir ekonomik düzen ortaya çıkacağını belirtti.
AK Parti’nin kurduğu ekonomik sistemin adının “Ahbap Çavuş Kapitalizmi” olduğunu söyleyen Bakırlıoğlu konuşmasında; dünyada altyapı yatırımlarında en fazla ihale alan 10 firmanın 5 tanesi Türkiye’de ise, bu ülkede rekabet kavramından bahsedemeyiz.
Rekabet politikası, iyi işleyen bir piyasa ekonomisi oluşturmak için devletçe kullanılan bir araçtır. Peki, bu araç devlet tarafından yanlış kullanılırsa, düzgün dizayn edilmemişse, eksikse, tam değilse ne olur? Bağımsız olması gereken rekabet otoritesi bir kişiye bağımlı ise ne olur? Ve o kişi aynı zamanda yürütmenin başıysa, yasamayı ve yargıyı tasallut altına almışsa ne olur?
Böyle bir düzende iktisadi güç az sayıdaki teşebbüs ve bireylerin eline geçer ve bu durum toplumun genelinin aleyhinedir.
Kamu kaynakları, toplumun geneli yerine, belli bir zümreye ve yahutta son günlerdeki bilinen ifadesiyle yandaşlara aktarılır.
İşte o zaman ne sağcı iktidarların savunduğu ne serbest piyasa ekonomisinden bahsedebilir miyiz?
Bugün bu ülkede gazetelerin neredeyse tamamı aynı manşetleri atıyor. Farklı manşet atan gazeteler ve televizyon kanallarına ise RTÜK tarafından fahiş cezalar veriliyor. Medyada kartelleşmenin olduğu bir ülkenin aynı zamanda demokratik olabilmesinin imkânı var mıdır?
Farklı düşünen, gerçeklerin peşinde koşan, hakikatin peşinde koşan gazeteciler ise hapse atılıyor. Böyle bir ülkede demokrasiden, özgürlüklerden bahsedebilir miyiz?
Bu modelin adına, "serbest piyasa ekonomisi" diyemeyiz. Bazıları buna "talimat ekonomisi", Esra Çeviker Gürakar da buna "kayırma ekonomisi" demişti kitabında.
Bu sistem, olsa olsa “AHBAP ÇAVUŞ KAPİTALİZMİDİR”.
Sistemin adı “ahbap çavuş kapitalizmi” olunca rekabet ortamı bizzat siyasi iktidar tarafından bozuluyor.
Bakınız, 2003 yılında yürürlüğe giren bir Kamu İhale Kanunu var. AKP döneminde neredeyse maddelerinde 150 defa değişiklik yapılmış. İstisnaları içeren üçüncü maddesi var. Başlangıçta a’dan başlayıp f’ye kadar olan sadece altı bent vardı. Şimdi alfabede harf kalmadı z’den sonra “aa” diye gidiyor. Meclise verilen yeni torba kanun teklifinde yeni istisnalar da gelecekmiş. Bu istisnalarla doğrudan alım, pazarlık usulü gibi yöntemlerle, rekabet ortamı AKP tarafından ortadan kaldırılmıştır.
Kişiye özel vergi afları devletin alacağı yandaş şirketlerin kasasında kalıyor.
Bunlar neden yapılıyor?
Yandaşlara daha kolay ihale vermek için. Devlet parasını ahbap çavuşlara dağıtmak için. Kamu kaynaklarının belli odaklara, belli ceplere transfer edilmesidir.
Böyle bir ortamda rekabet piyasasından bahsedilebilir mi, rekabet ortamı korunabilir mi?
Korunmadığı açık çünkü muhalif olan herkes bir şekilde cezalandırılıyor, yandaşlar ise, ihalelerle, kamu bankalarından verilen kredilerle, vergi afları ve teşviklerle ödüllendiriliyor.
Belli sayıdaki firma davet edilerek yapılan ihalelerin toplamı 2003 yılında sadece 768 milyon liraydı. 2017 yılına gelindiği zaman ise bu tutar 45 milyar liraya çıkmış. Bunun adı serbest piyasa ekonomisi olamaz.
Yanlış anlaşılmasın; serbest piyasa ekonomisi meraklısı değilim, serbest piyasa ekonomisinin putlaştırılmasına da karşıyım.
Yeni sağın, neoliberalizmin dünyaya mutluluk getirmediği ortada ancak pazarın serbest olması kuralsız olacağı anlamına da gelmez.
Bu durumun panzehri hukukun üstünlüğüdür.
Bu durumun panzehri bağımsız denetleme otoriteleridir, bağımsız kurullardır.
Bu durumun panzehri şeffaflıktır, demokrasidir, haber alma özgürlüğünün önündeki engellerin kalkmasıdır.
Rekabet ortamının tesisidir, ifadelerine yer verdi.
Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun Değişikliği Teklifinin bazı maddelerinin Anayasa'nın mülkiyet ve miras hakkını düzenleyen 35'inci maddesine, çalışma ve sözleşme hürriyetini düzenleyen 48'inci maddesine ve tekelleşme ve kartelleşme yasağını düzenleyen 167'nci maddesine aykırı olduğunu belirten Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu; Rekabet Kurumunun bir kişinin keyfiyetine bırakılamayacak kadar önemli olduğunu, teklifteki değişikliklerin yeterli olmadığını, öncelikle, Rekabet Kurumunun bağımsızlığının tesis edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.