Boşnak, Dünya Çevre Gününü açıklama yaparak kutladı
Akhisar Haber Ajansı-AHA
Akhisar Çevre Derneği başkanı Erdan Boşnak, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla Şehit Teğmen Tahir Ün Caddesi öğretmenevi önünde saat 18:30'da sonra Akhisar Çevre Derneği, Akhisar Eğitim - Sen, Akhisar Emekli - Sen, Akhisar Sol Parti'nin organize ettiği ortak basın açıklaması yaparak 5 Haziran Dünya Çevre Gününü kutladı. Basın açıklaması "Karanlık Gider, Gezi Kalır", "Geziye yaşamı Savunuyoruz", "Avrupa'nın Çöpünü İstemiyoruz", "Fosil Yakıt Felakettir", "Temiz Çevre Mirasımız Olmalıdır", "Dereler, Ormanlar Halkındır, Halkın Kalmalıdır", "Yeşil Şehir İstiyoruz" Sloganlar atılarak başladı. Basın Açıklamasına CHP, Kadınlar Derneği, Mimarlar Odası, EMEP ve Halk Evleri katılarak Destek verdi. Basın açıklamasını Akhisar Çevre Derneği başkanı Erdan Boşnak okudu.
Erdan Boşnak'ın okuduğu basın açıklamasının tam metni;
Basın açıklamasına başlamadan önce öncelikle geziye vurgu yapmak istiyorum.
Gezi Türkiye tarihinin en büyük çevre eylemidir. Gezinin yıldönümünde yapılan gösterilere müdahaleler gezinin değerini düşürmez. Çevremizde doğamızda kötüye gidiş için acil önlemler alınması gerekirken, çevre için mücadele edenlere saldırılıyor. Aslında bu en büyük felaketimizdir. Biz Akhisar Çevre Derneği, Akhisar Emekli-Sen, Akhisar Eğitim-Sen ve Akhisar Sol Parti olarak bu durumu şiddetle protesto ediyoruz.
AKHİSAR HALKINA
Çevre Günü artık dünyanın en önemli günü haline geldi. Suların kirliliği, havamızın toprağımızın bozulumu artık kabul edilebilir sınırların çok üstünde.
Ve artık "Çevre", önemli bir mücadele başlığı. 5 haziran'ın Dünya Çevre Günü olarak kutlanılmasına 1972 senesinde karar verildi. 72 senesinde bütün çaylarda balık tutabiliyorduk. Çevre sorununun tanımı bile yoktu. Ancak bugüne gelineceği o günden görülüyordu. Ve kirlilikte kritik eşiğe geldik. Şimdi 30-40 yıl sonrasının bugünden çok daha karanlık ve kötü olacağını görüyoruz. O yüzden sessiz kalmamalıyız. Sanayi kirliliğine, plastik kirliliğe, tarım alanlarının, yeşil alanlarının madenciliğe kurban edilmesine, bütün kirleticilerin yol açtığı havadaki karbon gazı oranının yükseltilmesine dur diyebilmeliyiz. Diyebilmeliyiz ki bugün doğan çocuklar 30 yaşına geldiğinde çok kirli gördüğümüz bu günleri arar olmasınlar. İyi ki o günlerde gereken önlemleri almışlar da çaylarımız nehirlerimiz bu kadar temiz, yaşadığımız yerler bu kadar yeşil ve ormanlık diyebilsinler. Akhisar'daki çayların kirliliğini defalarca gündeme taşıdık. Ancak Türkiye'de bu konulara nasıl yaklaşılıyorsa ne yazık ki şehrimizde de çok farklı değil. Kayda değer bir adım atıldığını görmüyoruz. Yediğimiz sebze meyvelerin sağlıklı olabilmesi onların nasıl yetiştirildiğiyle doğrudan ilintilidir. Bu kirli akarsulardan sulanan tarlalarda sağlıklı sebze meyvenin üretilebilme ihtimali var mı. Tarlalarda açılan sondajlarda bile temiz su yerine siyah su çıktığı oluyor. Akarsularımız tertemiz akana kadar bu konuyu gündemde tutmaya devam edeceğiz. Çevre felaketi sadece kirlilik, önlem almamak, plansızlık değil. Aynı zamanda toplumu yönetenlerin bu konudaki kayıtsızlığı ve kirletici faaliyetlere izin vermeleridir de. Örneğin Akhisar'ın, Akhisar ovalarının, Manisa ovasının havasını suyunu ciddi bir şekilde tehdit edebilecek, Gördes ormanları içinde bir sülfirik asit üretim tesisine onay verilebiliyor. Asit yağmurlarının kapısı açılıyor, içme sularımız ağır kirlenme tehdidi altında bırakılıyor. Ülkemizin çöp dağlarının kaynağı sadece biz değiliz. Avrupa'daki her üç çöpten birinin son durağı Türkiye oluyor.
En büyük plastik çöp ithalatçısıyız.
BUNLARA BİR SON VERİLMELİ.
Akhisar'da yediğimiz sebze meyvenin, içtiğimiz suyun düzenli olarak analizlerinin yapılıp kamuya bildirilmesi gerekir. Hava kalitemizin ölçülüp düzenli olarak bütün kurumlara bildirilmesi gerekir. Bu yapılmalı ki duyarlılık artsın. Kamu baskısı sorunların üzerine yönelsin. Ve alınan önlemleri görmeliyiz hissetmeliyiz. Yerleşim yerlerimizin önemli bir kısmı yeşil alan olmalı. Giderek artan karbondioksit oranının yaşadığımız alanlarda azalmasının en kolay yolu bu. Batı ülkelerinde şehirlerin yarıya yakını yeşil alandır. Binaların arasında soludukları havayı şehir içindeki yeşil örtüyle devamlı tazelerler. Örneğin Almanya'nın Dortmund şehrinin yüzde 63'ü yeşillik ve Park alanıdır. Çevre sorunları sadece kişilerin ve kurumların takibi ile çözülmez. Herkesin bu konuda bilinçlenmesi ve üzerine düşeni yapması gerekir. Kişi olarak çevremizi kirletmemeliyiz. Evlerdeki çöpleri cam, plastik, evsel atık olarak ayrı torbalara koyup atmalıyız. Piknik yaptığımız yerlerde çöplerimizi bırakmamalıyız. Ağaç ekmeliyiz, nerede olursa olsun. Ağaçlara sahip çıkmalıyız.
İçme sularımızı en ekonomik şekilde kullanmalıyız. Tarlalarımızı sularken rastgele suyu bırakmak yerine en ekonomik tüketimi sağlayan sistemleri kurmalıyız.
Çevremizde kurulmak istenen maden tesislerinin Çevre ile olan ilişkilerini incelemeliyiz. Onların çevreye dikkat etmeden gösterecekleri faaliyetlere izin vermemeli, tepki göstermeli, yasal haklarımızı kullanmalıyız. Daha iyi bir yaşam için çalışıyoruz. Çocuklarımız için yaşıyoruz dediğimizde onlara bırakabileceğimiz en büyük zenginliğin temiz ve yemyeşil bir çevre olduğunu bilmeliyiz. Bir yaşam planı yaparken içinde mutlaka çevre hakkında bir bakış açımız olmalı. Çevremiz biz sahip çıktıkça temiz kalacak ve çaba sarf ettikçe daha güzel olacaktır.Akhisar hepimizindir, hepimizin kalmalıdır.