CHP Akhisar İlçe Başkanı İsmail Fikirli'den 1 Mayıs Açıklaması
Haber Merkezi
Bugün 1 Mayıs, Elinin tozuyla alın terini yoğurup ekmek edenlerin bayramı, Emeğin, emekçinin, yeni bir ülke inşa etme savaşımında terini, emeğini, canını ortaya koyanların bayramı. Bugün kullandığımız araçlardan yollara, hastanelerden okullara, şu yazıyı yazmamızı sağlayan kağıttan kaleme kadar her şeyde ellerinin izi olanların bayramı. Madenlerde, tersanelerde, fabrikalarda can verenlerin bayramı, tüm yasak ve baskılara karşın 1 Mayıs Emeğin Bayramı, İşçinin Bayramı deyip yıllardır TAKSİM’ de kutlayanların, bu uğurda can verenlerin bayramıdır.
1 Mayıs, İnsanlık tarihi kadar eski olan emek sömürüsünü ve köleliği sona erdirme umudunun bayramıdır. 1892 Homestad, 1894 Pullmen, 1903 Colorado, 1921 Blair Dağı Emek Savaşında ve Kolombiya’da 1928 Muz İşçileri Katliamında, 1977 Taksim' de dökülen emekçi kanlarını kutsama bayramıdır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, İkinci Meşrutiyete kadar 50’ ye yakın grev gerçekleştirilmiştir. Bunların birçoğu örgütlü değil, kızarak toplu iş bırakmalar şeklindedir. Bunların 26’ sı Özel, geriye kalanı devlet işletmelerindedir. İkinci Meşrutiyetin ilanından sonra, henüz Meclisi Mebusan’ ın ilk oturumunu yapmadan, grevlerin yaygınlaşmasından korkan Osmanlı Hükümeti Tatil-i Eşgal Kanunu Muvakkat’ ını kabul etmiştir. Buna karşın 24 Temmuz, yani İkinci Meşrutiyetin İlanından 31 Aralık 1908’ a kadar olan 5 aylık sürede, 72’ si özel şirkette olmak üzere 146 grev gerçekleşmiştir.
Ülkemizin fabrikalarında, tarlalarında, demiryollarında, inşaatlarında, kamuda çalışarak hayatını kazanan sevgili emekçi insanlarımız, batılı emekçilerden yıllarca sonra bazı haklara sahip olmuşken, bugün hala birçok hakka sahip olmada ya da bu hakkı kullanmada maalesef mevziler kaybettirilmiştir.
Ülkemizin son on yılı baz alınarak bir karşılaştırma yapıldığında en az grev olan bir on yıllık dilim olduğunu görürüz. Bundan ülkemizdeki emekçilerin bu dönemde çok mutlu oldukları için grev yapmadıkları anlaşılmasın. Tam aksine bu dönem, emekçilerimizin tamamına yakını açlık sınırının altında asgari üçretle çalışmak zorunda kaldıkları bu sömürü düzenine, bu modern köleci zihniyete karşı çıkmaya çalıştıkları bir dönem olmuştur. Bu dönemde hükümet, İş ve Sendikal Mevzuatta yapılan düzenlemeler ile, emekçilerin, Sendika, Toplu Sözleşme ve Grev haklarını daraltmış, adeta kullanılamaz hale getirmiştir. Keza, sistemli olarak yürüttüğü sarı sendikacılık faaliyeti sonucu, sendikal faaliyet, tehdit ve baskılarla en zayıf seviyeye gerilemiştir. Birçok grev, sistemli grev kırıcılığı ile başlamadan sona ermiştir. Bugünün Hükümeti adeta İngiliz Başbakanı Thatcher’ ın taktiklerini kullanarak, başta grev hakkı olmak üzere bütün sendikal hakları etkisizleştirmiştir. THY ve Çaykur İşçilerinin grevi, hükümetin kanunsuz grev kırıcılığı sebebiyle başarısız olmuştur.
Tüm dünya ve ülke tarihi boyunca, İşçi ve Sendikal Haklar konusunda büyük bir mücadele verilmiş ve kanını dökerek canını vererek kazanılmış haklar kaybedilmiştir.
Ülkemizde, en büyük katma değeri üreten emekçiler, milli gelirin paylaşılmasında maalesef aynı oranda hak sahibi olamamışlardır. Tam aksine ülkemizde uzun yıllardır sürdürülen emek düşmanı ve ranta dayalı politikalarla, ranttan, kamu kaynaklarını haksız, kanunsuz ve ahlaksız şekilde kullanarak beslenen asalak, suni bir sınıf yaratılmıştır. Bu sınıf, eski Roma dönemini andıran ihtişamlı yaşantısıyla, hem büyük bir kaynağı yok etmiş, hem de toplumun tüm ahlaki değerlerini tehdit eder hale gelmiştir. Bu durum verimliliği ciddi şekilde etkilemiş ve gerçek sanayici ve işverenide sıkıntıya sokmuştur.
Bugün emeğiyle ülkemizi inşa eden emekçilerimiz, yaşamayı, insanca barınmayı, insanca beslenmeyi, insanca dinlenmeyi, insanca eğlenmeyi, çocuklarını topluma yararlı bir birey olarak yetiştirmeyi, saygın bir yaşlılığı sonuna kadar hak etmektedir.
Ülkemizde uygulanan emek düşmanı tarım politikalar, köylerdeki tarım emekçilerini uluslararası kartellerin sömürüsüne adeta sunmuştur. Bugün üreten köylümüzün durumu Çin' deki pirinç tarlasında çalışan emekçiden farklı değildir.
Bir kısrak başı gibi uzanan bu Anadolu coğrafyasını paylaşan, kuzularını birlikte otlatan, ovalarında buğdaylarını omuz omuza devşiren, emeğiyle, becerisiyle ülkemizi, fabrikada, madenlerde, tersanelerde ortaçağ medeniyetinden günümüze taşıma savaşımını veren bizler, bu ülkeyi en zor şartlardan bu güne getirmiş olmanın öz güvenine sahipiz. Bu gün Emek mücadelesi verdiğimiz düşmanın gücü, kullandığı devlet imkanları bizleri yıldırmamalıdır.
Bizler, emeğin alınterinin her zaman savunucusu olduk, bundan sonra daha fazla olacağız. Cumhuriyet Halk Partisi programındaki Bireysel ve Toplu İş Hukuku alanında emekçinin menfaatine her türlü reform gerçekleştirilecektir. Güçlü sendikacılık, İş güvencesi, Güvenli ve Sağlıklı Çalışma Hakkı, Toplu Sözleşme ve Grev Hakkının önündeki yasal, idari ve fiili engelleri sizlerle birlikte kaldıracağız.
Emek sömürüsünün olmadığı, özgürlük, barış ve mutluluk dolu nice 1 MAYIS' lara dileğiyle, İşçi Bayramınızı kutlarım.
Av. İsmail FİKİRLİ
CHP İlçe Bşk.