Doktorlar, iş bırakma eyleminde
Akhisar Haber Ajansı-AHA
Akhisar'da Doktorlar 14-15-16 Mart tarihleri arasında Hekim Birliği Sendikası ve Manisa Tabipler Odası'nın ortak basın açıklamasında 3 gün süreyle iş bırakma eylemini Akhisar Mustafa Kirazoğlu Devlet Hastanesi Poliklinikler önünde saat 12.30'da basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasını Hekim Birliği Sendikası Akhisar Temsilcisi Uzm. Dr. Göktuğ Karataş okudu.
Uzm. Dr. Göktuğ Karataş okuduğu basın açıklamasının tam metni;
Saygıdeğer meslektaşlarım, değerli basın mensupları ve değerli vatandaşlarımız bundan yaklaşık 1 ay önce yine burada toplandığımızda sizlere hoş geldiniz diyememiştik, çünkü o gün bir meslektaşımız bizlerin maalesef ki sık yaşadığı ve bizleri derinden yaralayan bir şiddet olayı yaşamıştı ve takdir edersiniz ki hiç hoş bir gün değildi. Bugün ise sizlere canı gönülden hoş geldiniz diyoruz, çünkü bugün 14 Mart tıp bayramı tıbbiyelilerin bayramı hekimlerin bayramı. Buradan sizlerin aracılığıyla başta beraber çalıştığımız Akhisar Devlet hastanesi hekimlerinin olmak üzere tüm Türkiye de kendini insan sağlığına ve onlara şifa dağıtmaya adamış bunun için ülkenin en zorlu eğitimlerinden geçmiş can vermeye çabalarken canlarını vermiş saygıdeğer ancak hak ettiği değeri göremeyen cefakâr, vefakâr meslektaşlarımızın Tıp Bayramını kutluyoruz. Bugüne bayram havasında girmeyi gönlümüzce kutlamayı çok isterdik ancak maalesef artık üzerimize yapışan düzeltilmesi için çaba sarf edilmeyen sağlığı yönetenlerin kör, sağır ve dilsiz yaklaşımlarının olduğu sağlıkta şiddet, malpraktis, özlük hakları, mobing, kötü çalışma koşulları gibi birçok sorunumuz mevcut. Ancak devletin üst mercilerinin hekimlerinin tek sorununun maddiyatmış gibi gösteren açıklamaları, bizleri vatandaşlarımız ile karşı karşıya getirme çabaları bizleri derinden üzüyor ve yaptığımız kutsal mesleğimizin itibarını gün geçtikçe daha çok zedeliyor.
Öncelikle bir konuya daha açıklık getirmek gerektiğini düşünüyoruz; Bizler vatanını seven bu ülkeye hizmet vermekten gurur duyan vatan evlatlarıyız. Ama şunu unutmayın ki bizler de insanız ve iyi koşullarda çalışmak ve kaliteli hizmet vermek istiyoruz. Her gün şiddete maruz kalma korkusuyla çalışmak, 5 dakika da bir hasta bakmaya zorlanmak, çalışırken mobinge maruz kalmak, milyon liralık malpraktis davalarında suçlanmak, 36 saatlik nöbetler sonrası uykusuz eve dönerken ölmek ve tüm bunlar yaşanırken yoksulluk sınırının altında maaş almak istemiyoruz. Yurt dışına giden meslektaşlarımız sadece aldığı maaş nedeniyle değil işte tüm bu saydığımız nedenlerden dolayı ülkesini annesini-babasını vatanını terk etmek zorunda kalıyor. Yani hekimler gitmiyor maalesef ki ülkemizde çalışma koşullarının kötü olması ve düzeltilmek için hiç bir çaba gösterilmemesi deniyle gitmeye zorlanıyor ve gitmek zorunda bırakılıyor. Bilinmelidir ki içerisinde hekimler olmadan hastaneler boş binalardan ibarettir. Parasını verdiğiniz takdirde 2 sene içinde çok lüks ve çok kaliteli binalar yapabilirsiniz. Fakat ne kadar para verirseniz verin bir hekimin yetişmesi en az 20 yıl süre almaktadır. İçinde çalıştıracağınız hekimler olmadan bu binalar sadece beton yığını olarak kalmaya mahkûm olacaklardır. Bizim bu haklı mücadelemizde en çok destek beklediğimiz kişiler vatandaşlarımızdır. Dünya sağlık örgütünün belirlediği ve tüm dünyada uygulanan bir hastaya ayrılması gereken süre en az 15 dakikadır denilirken ülkemizde ise bu süre 3-5 dk olacak şekilde ayarlanmaktadır. Kaliteli sağlık hizmeti alma hakkı her dünya vatandaşının olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da en doğal hakkıdır. Çoğu meslektaşım günde 80-100 hasta arası hasta bakmak zorunda kalmakta ve bu sayılarda hasta bakarken kaliteli bir hizmet sunması beklenmektedir. Yaptığı en ufak hatada ise milyon liralık davalarla karşı karşıya kalmaktadır. Şunun net olarak anlaşılmasını istiyoruz hatayı yapan hekimler değil bu sürelerde bu sayıda hasta bakmaya zorlayan sistemdir. Eğer bir dava açılacaksa hekime değil bu çarpık sisteme açılmalıdır. Hastalarımız en çok şikâyet ettikleri konu hekimlerin kendilerine yeterli süre ayırmadığıdır. Bilsinler ki kendilerine yeterli süreyi ayırmayan hekimler değil sağlık sistemini bu hale getirenlerdir. Tek amacı hastalara şifa dağıtmak olan hekimler sizlere yeterli süreyi ayırabilmek ve kaliteli hizmet verebilmek için de mücadele veriyor. Lütfen bizlerin yanında olun bizlere destek verin. Her gün gerek ulusal basında gerek sosyal medyada sağlıkta şiddet haberleri yer alıyor. Bu haberleri üzüntü ve dehşetle takip ediyoruz. Can vermek için yola çıkan hekimlerimiz görevleri başında darp ediliyor ve canlarını veriyor. Şiddeti uygulayan sağlık teröristlerinin aynı gün serbest bırakılması bizleri ikince kez yaralıyor ve kahrediyor. Biz hekimlerin toplumun yüzde 99'u ile hiç bir sorunu olmadı ve hiç bir zaman olmaz da. Onlar bizim sizin gibi anne babalarımız gibi değerli insanlar. Ancak yüzde 1'lik kesimi oluşturan sağlık teröristleri tüm moral motivasyonumuzu bozmakta ve kutsal mesleğimizi yapılamaz hale getirmektedir. Maalesef ki hekimler işlerini yapmak yerine sosyal medyada adalet aramaktadır. Yaşanan onca şiddet olayına hayatını bu nedenle kaybeden meslektaşlarımız olmasına rağmen hala etkin bir sağlıkta şiddet yasasının çıkarılmaması her seferinde gelecek zamanlı konuşulup ötelenmesini hayret ve şaşkınlıkla takip ediyoruz. Daha ne kadar meslektaşımızın hayatını kaybetmesini bekliyorsunuz daha ne kadar meslektaşımız darp edilecek elinizi taşın altına koyma zamanı hala gelmedi mi? Buradan yüksek sesle tekrar söylüyoruz; Ya sağlıkta şiddet duracak yada bizler can güvenliğimiz sağlanıncaya kadar sağlık sistemini durduracağız! Biz Hekim Birliği Sendikası olarak şiddete maruz kalan tüm hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının her zaman yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz. Son olarak Devletimizin bize reva gördüğü maaşları sayın cumhurbaşkanımızın ağzından duydunuz. İnsan canı ile uğraşan, tüm bu anlattığımız şartlar altında çalışmaya gayret eden hekimlere reva görülen maaşlar yoksulluk sınırının altındadır. İşin daha kötü tarafı da emekliliğe yansıyan kısmı çok daha acıdır ki bu sebepten dolayı hekimler emekliliklerinde dahi çalışmak zorunda kalmaktadır. Sağlık Bakanlığının kendisi bile 65-72 yaş hekim atama kurası açmaktadır. Sağlık bakanlığı öncelikle bilmelidir ki Türkiye de cerrahi branşlarda çalışan hekimlerin ortalama yaşam süresi 58 yıl dahili branşlarda çalışan hekimlerin ortalama yaşam süresi 62 yıldır. Bu sebeple açılan 65-72 yaş hekim atamasına katılacak hekim bulmaları zor olacaktır. Buradan sizler aracılığıyla tekrar yüksek ses ile duyurmak istiyoruz; hekimlerin tek sorunu maddi sorunlar değildir. Bizler tüm sorunlarımız giderilene kadar, kalite hizmet verebilene kadar, huzurlu ve şiddetten uzak bir ortamda çalışana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Her seferinde son olacağını umduğumuz ancak bizleri haklarımızı aramak için bu iş bırakma eylemlerini yapmaya mecbur bırakanlara sesleniyoruz; hekimler güzellik veya lütuf istemiyor hekimler haklarını istiyor ve hak ettikleri haklarını alabilmek için hekimler birlik oluyor. Hekim Birliği sendikasının almış olduğu karar doğrultusunda 14-15-16 Mart tarihlerinde 3 gün süreyle anayasal hakkımız olan iş bırakma eylemindeyiz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Doktorların 14-15-16 Mart tarihleri arasında iş bırakma eylemi basın açıklamasında Manisa Tabipler Odası Yönetim kurulu üyesi Dr. Bülent Kundak'ta bir açıklama yaptı. Bülent Kundak;" Hepsi gitti, biz kaldık; mesleğimiz ve meslek onurumuz kaldı. Bugün de hiçbir yere çekip gitmiyoruz. Güçsüzlerin gücü, çaresizlerin çaresi olmak, ölümle ve hastalıklarla mücadele etmek, sağlık ve şifa dağıtmak için, dün, bugün olduğu gibi yarın da burada, bu topraklarda kalacağız. Ne ülkemizden ne mesleğimizden ne hakkımız olanı istemekten vazgeçeceğiz. Emeğimizi, mesleğimizi, geleceğimizi karartmaya çalışanlara karşı 14 Mart haftasında bütün illerde, bütün sağlık kurumlarında G(Ö)REVdeyiz. Bu sözlere gereken cevabı bu gün bir kez daha hep birlikte veriyoruz. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi biz hekimiz. Tıbbın tarihinden bu yana burada, bu topraklardaydık. Bugün de buradayız. Biz, topluma adanmış bir mesleğin onurlu üyeleri olarak emeğimizle, bilgimizle, uzun yıllar süren eğitim ve mesleki deneyimlerimize dayanan birikimimizle insanlara hizmet için çalışıyoruz.
Biz, yıllar içinde, “Doktorları ağa bağlayın da kaçmasınlar” diyen devlet başkanlarını da, “Doktorların gözü doymaz” diyen kasaba .siyasetçilerini de,“Paracı doktorlar gürültü yapıyor” diyen sağlık yöneticilerini de gördük/görüyoruz.