Emekli Aylıklarına Yapılacak Zamlara İlişkin Basın açıklaması yaptı
Haber Merkezi
DİSK Emekli-Sen Akhisar Şubesi, emekli aylıklarına yapılacak zamlarla ile ilgili basın açıklaması saat 17.00’de Öğretmenevi önünde basın açıklaması yaptı.
Demokrasi Platformu Bileşenleri destek verdiği Basın açıklamasını DİSK Emekli-Sen Akhisar Şubesi başkanı Aziz Balcı okudu.
Aziz Balcı’nın okuduğu basın açıklamasının tam metni;
Emekli Aylıklarına Yapılacak Zamlara İlişkin Basına ve Kamuoyuna Açıklamamızdır; Değerli basın, saygıdeğer kamuoyu:
Aralık ayı yeni bir yılı karşılamanın umuduyla geçer. Ancak Türkiye’de her ay olduğu gibi bu ay da umutsuzluk, geleceksizlik, sefalet ve yaşam mücadelesiyle geçiyor. Aralık ayı, milyonlarca işçinin ve ailesinin bir yıl boyunca nasıl yaşayacağını belirleyen asgari ücret tespit ayı. Bu yıl da sefalet düzeyinde belirleneceği açık olan asgari ücret, yılın ilk aylarından itibaren açlık sınırının altına düşecektir.
Diğer yandan yılın ilk günlerinde TÜİK tarafından “resmi enflasyon oranı” açıklanacaktır. Bir kez daha emekçilerin, emeklilerin yaşam koşullarını yansıtmayan bir enflasyon oranı, emekçilerin maaşlarına; emeklilerin aylıklarına yansıtıla…
Değerli işçi, emekçi, emekli ve kamuoyu.
Hepimizin bildiği gibi ülke olarak 4 gün önce bir felaket yaşadık . Balıkesir Karesi’de bir mühimmat fabrikasında meydana gelen patlamada 8’i kadın 3’ü erkek toplam 11 işçi arkadaşımız hayatını kaybetti.
Buradan bir kez daha hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralılara ise acil şifalar diliyoruz. Ne yazık ki ülkemizde işçilerin, emekçilerin canı, kanı üzerinden beslenen bir sistem ile karşı karşıyayız. Bu sistem,çalışma hayatını kuralsız hale getiren, çalışanları korumasız bırakanların eseridir.
Sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmak, işçisiyle, kamu emekçisiyle her çalışanın en temel hakkıdır. Bu temel hakkı yeniden kazanmanın tek yolu vardır. O yol da, işçi cinayetlerini yaratan, emekçiler için bir bataklık olan bu kapitalist sisteme karşı mücadeleden geçmektedir.
Değerli işçi ve emekçiler, ülke olarak bir başka felaketi ise sözde Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 4 gün önce akşam saatlerinde yaptığı açıklama ile yaşadık.
Emek karşıtı Şer İttifakı; İktidar-IMF-İşveren Konfederasyonları ittifakı 2025 yılı asgari ücretini açıkladı. Asgari ücreti çocuklarına “harçlık” diye verenler, çocuklarına harçlık veremeyecek hale getirdikleri milyonların 2025 yılında alacağı asgari ücretin 22 bin 104 TL olmasına karar verdi. Böylece iktidar, önümüzdeki günlerde 16 Milyon emeklinin, 5 milyon kamu emekçisinin maaşlarında yapılacak artışa ilişkin tutumunun sinyalini de vermiş oldu.
Geçtiğimiz yıllarda devasa artışlar yaptığı bütçesinin üzerine bu yıl yüzde 40 artış daha koyan, her 1 dakikada 2 asgari ücret harcayanlar, asgari ücretin %30 artırılmasına memnuniyetlerini gösterdiler.
Böylece en tepeden en aşağıya mevcut iktidar kime hizmet ettiğini, kimin çıkarlarını koruduğunu, kimleri yok saydığını bir kez daha ispatlamıştır.
Tüm kamuoyunun da bildiği üzere ülkeyi 22 yıldır yönetenler her ağızlarını açtıklarında “işçiyi, memuru, asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik” nutukları atmaktadır. Ancak her şey apaçık ortadadır. Yıllardır TÜİK vasıtası ile Ali Cengiz oyunları oynanmakta, çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyonun yarısına bile denk gelmeyen suni rakamlar önümüze resmi enflasyon olarak konulmaktadır.
Öncesi bir yana, sadece son 5 yılda TÜİK vasıtası ile açıklanan enflasyon ile yaşadığımız gerçek enflasyon arasındaki fark ücretlerimizin nasıl buharlaştırıldığını, işçisi, kamu emekçisi, emeklisi, asgari ücretlisi ile hepimizin gerçek enflasyonla nasıl ezim ezim ezildiğini ispatlamaktadır.
Yıl 2024: Kasım ayı itibari ile TÜİK enflasyonu yüzde 47,9 ENAG’a göre enflasyon yüzde 86,76 Fakat emekçilerin, işçilerin ücretlerine yapılan zam oranı %30
Değerli kamuoyu
22 yıllık iktidar seçim öncesi dönemler dışında ücret artışlarını TÜİK’in sahte enflasyon oranları ile sınırlamıştır. Seçim öncesi dönemlerde ise bunların üzerine eklediği üç, beş puanı “refah payı” diye yutturmak istemiştir.
Patronlar ise asgari ücretin sadece bir tık üzerinde ücret verdikleri çalışanlarına “siz asgari ücretin üzerinde bir ücret alıyorsunuz” diyerek ücret artışlarını asgari ücret artış oranının altında belirlemeye devam etmiştir.
Yıllar boyunca izlenen bu emek karşıtı politika sonucunda, dünya genelinde tamamen vasıfsız çalışanlara işe başlangıç aşamasında ödenen, dolayısıyla istisnai bir ücret olan asgari ücret Türkiye’de adım adım ortalama ücrete dönüştürülmüştür.
Bugün Avrupa Birliği ülkelerinde çalışanların sadece yüzde 4’ü asgari ücrete yakın ücretlerle çalışırken, OECD ülkelerinde ise bu oran yüzde 5 civarındadır. Türkiye’de ise her iki çalışandan biri asgari ücretlidir. Her üç çalışandan ikisinin aldığı ücret, asgari ücretin sadece yüzde 20 fazlasını, bugünkü rakamla 20 bin 400 TL’yi geçmemektedir.
Tüm bunlara rağmen siyasi iktidar son bir yıldır gelmiş geçmiş en büyük yalanlarından birine sarılmış, hemen her gün çalışanların ücretlerindeki artışın enflasyonu körüklediğini iddia etmiştir.
Tekrar altını çiziyoruz. Ücret artışlarının enflasyonu körüklediği iddiası koskoca bir yalandan ibarettir.
Nitekim IMF bile çalışanların ücretlerinin enflasyona etkisinin %5 ile sınırlı olduğunu açıklamıştır. IMF ekonomistlerinin geçtiğimiz yıl yayımlanan raporunda, enflasyonu asıl körükleyen şeyin holdinglerin, şirketlerin, işverenlerin yüksek kar oranları olduğuna dikkat çekilmiştir. Kısacası gözünü daha fazla kar hırsı bürüyen sermaye çevreleri ürünlerini, hizmetleri enflasyonun çok üzerinde fiyatlandırarak enflasyonu tırmandırmaya devam etmektedir.
Dolayısıyla Türkiye’de enflasyon ücretler arttığı için artmamaktadır. Tam tersine ücretler artan enflasyona yetişmeye çalışmaktadır. Ancak TÜİK’in çarpık rakamlarına göre artırılan ücretler, maaşlar her seferinde yaşanan gerçek enflasyonun altında kalmaya devam etmektedir.
Sermayenin, patronların, paradan para kazanan finans çevrelerinin, faizcilerin, bankaların aşırı karını denetlemek, sınırlamak bir yana bu çevrelere teşvikler yağdıran siyasi iktidar, çalışanlara %30’luk sefalet artışını reva görmüştür.
Söyleyeceğimiz çok sözümüz var. Boğazımız düğüm düğüm..
Devletin resmi kurumu TÜİK’in sanal verilerine göre bile enflasyon yüzde 47, ENAG verilerine göre ise enflasyon yüzde 86,76 olarak açıklanmasına rağmen asgari ücrete yüzde 30 reva görülmüştür.
2025 Yeniden Değerleme Oranı yani 5 gün sonra vergi ve harçlarda yüzde 44 artış yapılacaktır.
BES ' ( Büro Emekçileri Sendikası) Araştırma Birimi rakamlarına göre kasım ayı itibari ile 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 29 bin 200 TL, yoksulluk sınırı 78 bin 617 TL, tek bir çalışanın yaşam maliyeti ise 39 bin 341 TL’ye ulaşmıştır.
Buna göre dört kişilik bir alenin tüm fertleri asgari ücretle çalışsa dahi haneye giren tutar yoksulluk sınırının 10 bin TL altında kalmaktadır. Aralık ayında kiralar TÜİK’in 12 aylık ortalama enflasyonuna göre yüzde 60,45 arttırılmıştır. Buna göre örneğin geçtiğimiz ay bir asgari ücretli eline geçen ücretinin 8 bin 500 TL’sini, yani yarısını kiraya ayırıyorsa bu ay 13 bin 638 TL’sini yani yüzde 80’nini kiraya ayırmak zorunda kalacaktır. Ocak’tan itibaren ise ücretinin %62’sini sadece kiraya ayırıp geriye kalan 8 bin 465 TL ile yaşam savaşı vermek zorunda kalacaktır.
Öte yandan 2024 yılının ilk altı aylık TÜİK enflasyonu yüzde 24,73 olarak açıklanmıştır. 17.002 TL olan asgari ücrette Temmuz’da 6 aylık enflasyon oranında artış yapılmış olsaydı 21.207 TL olacaktı.
İktidarın yılsonu hedefi olan %45 enflasyon hedefi tutsa dahi 2024 ikinci altı aylık enflasyonu en az yüzde 16 olacaktır.
Asgari Ücret bu sanal TÜİK oranına göre arttırılsaydı 3.393TL artışla bugün zaten 24.600 TL olacaktı.
Dolayısıyla dün 22 bin 104 TL olarak açıklanan asgari ücret; çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyonun en az yarısını yutan TÜİK enflasyonuna göre bile 2.496 TL yani yüzde 15 altında kalmıştır.
Tekrar altını çiziyoruz. Bugün Türkiye tüm çalışanlar için bir asgari ücretliler ülkesine çevrilmiş, asgari ücret geldiğimiz noktada bırakalım ortalama ücreti temel ücrete dönüştürülmüştür. Asgari ücret artış oranı tüm ücret, maaş artışlarında temel bir kriter haline getirilmiştir.
Dolayısıyla ister kamu işçisi olsun, ister kamu emekçisi, ister emekli olsun,ister özel sektör çalışanı hiçbir kişinin “asgari ücret artışı beni ilgilendirmiyor. Ben asgari ücretli değilim” deme lüksü yoktur.
Asgari ücreti bile sahte enflasyon oranlarının altında arttıranların niyeti gayet açıktır. Hedef tüm çalışanları sefalete, 19. Yüz yıl kölelik koşullarına mahkûm etmektir.
Tek çözüm; zam fırtınasının hız kesmeden sürdüğü, emeğe kölelik dayatıldığı koşullarda tüm emekçilerin, işçilerin insanca yaşamasına yetecek bir ücret, emekten çalınanları geri alma mücadelesinde birleşmekten geçmektedir.
Önümüzde çok çetin bir süreç var.
Ya hep birlikte kaybetmeye devam edeceğiz.
YA DA BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ!
Bunun için biz DEMOKRASİ GÜÇLERİ olarak asgari ücretlisinden emeklisine, işçisinden kamu emekçisine hepimiz için insanca yaşamaya yetecek bir ücret başta olmak üzere, emeğin hakları için mücadelemizi ve sesimizi duyurmaya kararlılıkla devam edeceğiz.
Yaşasın emek, Yaşasın örgütlü mücadelemiz.
AKHİSAR DEMOKRASİ GÜÇLERİ.