Ez xaliyem jıaşkıte
Muhabbete sarılalım henüz vakit varken.
“Ez xaliyem jıaşkıte ANADOLU ”
Yüreğim örselenen onca çocuk için kuş gibi çarpıyor. Yaşanan acıları yok edecek bütün iyi niyetli adımlar buna inanıyorum. Buna destek olacağız hepimiz. Bundan sonra asla eski kodlarımıza geri dönmeyeceğiz. Bizi ayrıştıran, kanatan, sızlatan, yok eden hamasi nutuklara bir daha asla dönmeyeceğiz.
Genç bir kızın kendine yardımcı olan askere su verdiği sahne, bir askerin kumanyasını yaşlı bir kadına şefkatle ve yanağını okşayarak verdiği sahne işte tam da beklenen görüntüler. Bir zamanlar halkım, halkım diye naralar atan, demokrasiden ve insan haklarından bahsedenler şimdi halkım dedikleri insanları öldürüyorlar. Hendekler kazıyorlar ve zavallı sivilleri canlı kalkan olarak kullanıyorlar.
Bu yüzden daha çok kararlılık ve daha çok şefkat zamanlarındayız.
Böylece gerçekten kanatlanacağız. Kanatlarımız havalanacak barışın koynun da. Barış diye nutuk atanların yüzlerine vuracağız samimiyetsizliklerini gerçek barışın ne olduğunu göstererek.
Yüreğimin acısı, ah o yüreğimin acısı, yürek acısı, başka hiçbir şeye benzemeyen ayrılık acısı. Ne çok acıttılar yüreklerimizi dost görünenler sırtlanlıklarını gizleyerek.
Hani ağıtları yakıyor ya başı bağlı kadınlar. Siyahlara bürünmüşlerde dillerini damaklarına vurduruyorlar işte içim aynen böyle bu yaşananlar karşısında.
Cana yüklediğin bu manayı, bu bir damlayı, büyüten sensin, köpürten, coşturan, çoğaltan sensin, barışı getirecek olan sensin gerçeği görerek birlik ve beraberliğinin yanında dimdik durarak. Ey genç kız senin huzurun için gelen askere su vererek gösterdin bunu. Bu halkın gerçekten nerede durduğunu gösterdin bütün dünyaya.
Işığın kapısının önünde bekleyecek sözler, çıktıkları ağızları kayda geçirmek için heyecanla inan buna ve inanıyorum bir gün gelecek Diyarakır’a dikilecek senin heykelin barış adına.
Şahmeranlardan geçilecek varılacak arza. Muhabbet kapısından süzülen gönüllerle varılacak huzura. O zaman tutalım kardeşlerimizin elini ve hatırlayalım aynı Ademin evlatları olduğumuzu.
Sırtınıza yükledikleri çarmıhı korkuyla taşıttılar size yıllarca, ama asla dikilmeyecek ve öldürülemeyecek barış.
Biz çoktan senin cümle aleme sunduğun görüntüde çakılı kaldık. Ey Anadolu’nun yiğit evladı sana hain hendekler açanlara inat kardeşçe yaşayacağız ve inadına yakacağız bütün fenerleri karanlık suratlarına.