FRANKEŞTAYN
İnsanoğlunun nörofizyolojik yapısını incelediğimizde insanın şiddete yatkın bir yapıda olduğunu görürüz.
Bu durum şiddete yönelenler için sığınacakları bir meşruiyet alanı arayıp bulma, yada oluşturma noktasında güdü oluşturmaktadır.
Bu konu önceki dönemlerde pek çok araştırmacıyı meşgul ettiği gibi günümüzün de en önemli araştırma konularından birini oluşturmaktadır.
Bütün düşüncelerin değişmez temel referansları vardır. Modernizm'de akıl, sekülerlik ve insan. Yaşadığımız dönem itibari ile batının bu seküler, merkezine rasyonaliteyi alan zihniyet mutluluk kaynağı, umut ve huzur sunabildi mi ? Bu konu ciddi olarak tartışılıyor aslında.
İslam’da ise tevhid, vahiy, haşir, adalet ve ibadet gibi olmaz ise olmazlardan İnsanoğlu uzaklaşarak kendince nasıl bir Din oluşturmakta ve bunu nasıl meşru ve tek gerçek olarak kabullenip vahşetin darağacında sallanabilmektedir.
(IŞİD) denen ve ne olduğu belli olmayan sadece belli uçlarından tutularak evet bu şudur,bu budur gibi ama asla bütüncül bir analiz ve tahlil imkanı sunmayan terör örgütünün Batı dünyasından katılanları ve bu konuda kendilerine meşru bir zemin oluşturmaya çalışanları açısından hadiseyi sosyolojik olarak ciddi analiz etmek gerekiyor.
Kendi vahşetine ve egolarına tatmin zemini bulamayan yaşadığı bölge itibari ile bunları uygulayacak saha elde edemeyen sağlıksız pek çok beyin bugün (IŞİD) e batı ülkelerinden katılmış durumda. Bunun en çarpıcı örneği ise Amerikalı gazeteci James Foley'i, Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) adına kafasını keserek öldüren kişinin bir İngiliz rapçı olduğu nun ortaya çıkmış olması.
Giderek yalnızlaşan kendinden uzaklaşan Dünya insanının Batı ve Doğu açısından farklı argümanlara sahip olsa bile pek çok çarpık global ilişki ve fert planında hatırı sayılacak çoklukta argümana dayalı olarak gelişen ruh kaymaları neticesi varmış olduğu vahşet'in merkezi (IŞİD) ın ta kendisini olarak gözler önündedir. Bu alan Batı ve Doğu açısından başka başka sebeplere ve ortak noktalara dayalı olarak vahşetten zevk alan ,psikolojik rahatsızlıkların eyleme dönüştürüldüğü, haklı ve meşru bir zemin oluşturma adına karşımıza çıkmış bulunmaktadır.
Esas kaygı verici olanda budur. Batı ve Doğu insanını bu savruluşa sürükleyen sebep ve saikler yok edilmeden bugün adına (IŞİD) dediğimiz vahşet makinesi yarın başka bir isim ile yine karşımızda olacaktır.
Şunu da unutmamak gerek Küresel sömürü düzencileri her dönem
FRANKEŞTAYN üretmeyi becerme konusunda çok mahirler .Ama unuttukları bir şey var kapıları çalınıyor!