KANAVİÇE
Bilinmeli ki insanlık adına yaraların sarılması gerekir. Kaybolmuş olanın bulunmaya,eksik olanın tamamlanmaya ihtiyacı vardır.
Muhabbet ile sarılmalı ki acılar ortak yaşamın huzuruna erelim.
İnsanın insana ettiğine bakıp ders çıkarmalı .
İnsan ancak adaleti ölçüsünce beşer olmaktan sıyrılıp insan makamına erişebilir unutulmamalı
1915 yılında Anadolu’da yaşanan meşum Ermeni Tehciri, yıllardır birbirinin tekrarı sözlerle, ithamlarla, inkârlarla tartışılıp
duruyor. Düşmanlık üreten bu tartışmalardan kimseye bir fayda yok oğlum. Siyasetin sert kavgalarına malzeme edilen 1915 Ermeni Tehciri, aslında insani hikâyeler de
barındırıyor. Milletlerin birbirini daha iyi anlayabilmeleri için bu hikâyeleri çoğaltmalı ve çözüme katkı sunmalıyız.
24 Nisan geldiğinde her yıl aynı şeyleri duymak artık bıkkınlık verdi. Oysa 1915’te bu topraklarda kimsenin hafife alamayacağı acılar yaşandı. Koskoca Osmanlı İmparatorluğu’nun
dağılması esnasında yaşanan bütün trajediler gibi 1915 Olayları da millî hafızamızda pek çok derin izler bıraktı.
Günümüzde, yaşanan bu acılar üzerinden siyasi hesaplar yapanları görmek utanç verici... Tehcir konusu çıkar peşindeki devletler tarafından Türkiye’yi köşeye sıkıştıran
bir ‘kart’ olarak kullanılırken, iç politikada korku siyasetlerinin malzemesi olup durdu. Tabii yaşanan her toplumsal
felaketin siyasi neticeleri olacaktır ama rant devşireceğiz derken bu acının insani boyutunu siyasi hesaplara kurban etmek kabul edilecek bir durum değil. Hak ve adalett en şaşmayacaksak bunu böyle ortaya koymalıyız. Meseleyi sadece siyasi boyuta sıkıştırdığımız zaman acıyı, korkuyu meşrulaştırırız. Birbirimize yabancılaşırız. Herkesten birer
parça döşeli bu yollara; hepimizden, öncekilerden, çok öncekilerden...
Uzaklarda ulu ormanın içinde yer alan bütün ağaçlara güçlü bir balta saplanıvermişti. Ardından bir daha, bir kez daha...
Ağaçların dalları korkuyla titrediler. Yapraklar aşağıda ne olduğunu anlamak için yüzlerini yere çevirdiklerinde o korkunç
manzarayla karşılaştılar. Kimi korkudan tutunduğu daldan kopup kendini boşluğa bırakıverdi. Kimi tutunduğu dala daha sıkı yapıştı.
Uzakta dağ başında bir kurt sürüsü önlerine katt ıkları yavrularını enselerinden tutup telaşla inlerine koşturuyorlardı.
Geride kalan yavru korku dolu bakışlarla uçurumdan aşağı baktığında, gördüğü manzara karşısında neredeyse kayıp düşecek oldu. Ulumak istedi ama dili tutulmuştu.
Gökyüzünün en karanlık köşesinden parlayan yıldız, gördüğü manzara karşısında daha fazla dayanamayıp karanlıklara
sığındı.
Dünyanın merkezinde kaynayan kor ateşler hareketlendi, yüzeye çıkmamak için zor tutt ular kendilerini. Karşılaşacakları yangın kendilerinden çok daha muazzamdı çünkü.
Emre itaat eden şimşekler çakmaya başladı gökyüzünde.
Bütün gökyüzü gürlemeye başladı.
Cehennemin zincirlerinin sesleri yankılandı aynı anda. Zor zapt ediliyordu cehennem tutulduğu yerde...
Yer sallandı, gök yaklaştı. Gece karalara büründü ve acı çöktü bütün gözlere.
Herkesin canını almakla görevli Azrail çoktan emri almış ve kanatlarını çarparak oluvermişti yerinde. Heybetindensual olmaz.
Bütün canlıların kanı çekildi damarlarından.
Ağustosta sizleri büyük bir macera bekliyor...