Kanser Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar
Haber Merkezi
Özel Akhisar Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr Hüseyin Cahit Elmacı Kanser haftası ile ilgili kanser hastalığının bazı bilinmeyen ve yanlış bilinenler hakkında bilgilendirmede bulundu.
Kanser dünyada ve ülkemizde sebebi ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada gelen önemli bir toplum sağlığı problemidir.Ülkemizde yılda yaklaşık 175 bin kişiye kanser teşhisi konulmaktadır.Kanser korunulabilir bir hastalıktır ve doğru koruma stratejileri ile kanser vakalarının üçte biri önlenebilir.
Kanser bulaşıcıdır.
“Kanser”enfeksiyon hastalıkları gibi bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu nedenle kanserli hasta ile günlük yakın temas kansere yakalanma açısından risk oluşturmaz. Bununla birlikte, virüslerin neden olduğu bazı kanser türleri bulunuyor. Bunların öncü örneği rahim ağzı kanseridir. Cinsel yolla bulaşan HPV virüsünün neden olduğu enfeksiyon sonucu riski artan rahim ağzı kanserlerinin görülme sıklığı son yıllarda kullanılmaya başlayan aşı ile azalmaya başlamıştır.
Kanser hastası olan bir ebevynin çocuğunda da kanser gelişir.
Bu bilgi doğru değildir. Bazı kanser türlerinin kalıtsal olduğu biliniyor. Bazı ailelerin soy ağacını izlediğimizde, aynı ya da benzer kanser türlerine rastlanabiliyor.Bunların içerisinde en çok bilinenlerden biri meme kanseridir. Ancak, tüm meme kanserinin sadece yüzde 5-8’i kalıtsaldır. 13-14 meme kanseri hastasının sadece bir tanesinin soy ağacında meme kanserinin izlerine rastlayabiliyoruz. Çok özel durumlar dışında, ebeveynin kanser olmasına bağlı olarak çocuklarında da kanser görüleceği yolunda bir kural bulunmuyor.
Saç boyası, parfümler gibi dış etkenler kanser yapar.
Her türlü toksik maddenin vücüdumuzdakihücereler ve DNA’mız üzerinde olumsuz etkisi olduğunu biliyoruz. Bu yüzden toksik maddelerden ne kadar uzak durursak o kadar sağlıklı yaşayacağız kesin. Bununla birlikte saç boyaları ve deodarantlar gibi kozmetik maddelerin birebir kanser türleriyle ilişkisi gösterilmiş değildir.Diğer taraftan, başta sigara gibi bazı kimyasal maddelerin genlerde bazı mutasyonlara neden olduğunu ve kişilerin kanser riskini artırdığını biliyoruz. Tütünün dışında bazı sanayi ürünlerinde kullanılan -başta asbest olmak üzere- bazı maddelerin ve petrol ürünlerininkanser riskini artırdığını biliyoruz. Ama ticari olarak satılan kozmetik malzemelerinin kansere neden olduğu bilimsel olarak gösterilmiş değildir.
Stres ve üzüntü kanser yapar.
Stres ve üzüntünün kansere neden olduğunu gösteren bir çalışma bulunmuyor. Bağışıklık sistemi kanser gelişmesinde ve kanser tanısı konmuş hastaların tedavisinde önemlidir. Ancak, birebir pozitif düşünerek kanserin yenilebileceği, tedavi edilebileceği; ya da tam tersi olarak, çok depresif, stressli olunduğunda ya da çok kötü hayat deneyimi yaşandığında bazı kanserlerin daha sık görüldüğü konusunda da bir kanıt bulunmuyor.
Pozitif düşünceyle kanseri yenmek mümkün.
Kanser tedavisinde pozitif düşünce son derece önemli olsa da tek başına hastalığı yenmek için yeterli değildir. Hastalarınhem fiziksel, hem de ruhsal sağlıklarınınbütünleşik olarak korunabilmesi önemlidir. Özelliklede ameliyat, ilaç tedavisi ve radyoterapi tedavisi sırasında hastanın psikilojik durumlarını koruyabildiğimiz, pozitif düşünceye sahip olmalarını sağladığımız zaman sonuçlar çok daha iyi oluyor ve hastalar tedaviyi tolere edebiliyor.
Kanser olduğu hastaya söylenmemeli.
Hasta yakınlarının, “morali bozulur, daha kötü olur” inancıyla hastadan tanıyı saklamaya çalışması yanlış bir düşüncedir. Modern tıpta hekimin yapması gereken, hastaya bilmek istediği kadar doğru, güncel bilgiyi vermek, olası tedavi seçeneklerini sunmak ve her seçeneğin olumlu ve olumsuz yönlerini tartışarak kararı hastayla birlikte almasıdır.
Hastanın karar ve tercihleri çok önemlidir. Hiç bir bilgiye sahip olmadan hastadan karar vermesini beklemek doğru değildir. Hasta hangi durumda olduğunu bilerekkendisi için en uygun olan tedavi seçeneğini seçmek, bu kararı verme hakkına sahiptir. Erişkin bir hastada bu hakkın hastanın ailesi tarafından kullanılmaması gerekir. Hastalığın başından itibaren hasta durumu hakkında doğru bilgiye sahip olmazsa hasta, hekim ve aile üyeleri arasında bir çeşit oyun oynanmaya başlanacak, bu kadar önemli bir hayati bulgu kendinden saklandığı için hastanın yakınlarına ve hekimlerine güveni olumsuz yönde etkilenecektir. Tedavi sürecinde de gerçekten olumlu gelişmeler olduğunda da hasta hekimin verdiği bilgiye inanmayacaktır.
Kanserde cerrahi işlemler hastalığın yayılımını artırır. Bıçak değdiği zaman kanser yayılır.
Bu da son derece yersiz ve yanlış bir inanıştır. Bir çok kanser türünde en etkin tedavi cerrahi tedavidir. Tedavide elimizdeki en büyük güçlerden biri olan ameliyat klinik sonuçları da olumlu yönde etkiliyor. Hastalıklı organının ya da tümörünün çıkartılması, hastanın çok daha uzun süre yaşamasını ve hastalığın geri gelme riskinin anlamlı olarak azalmasını sağlıyor. Bu nedenle bıçak değince kanser yayılır düşüncesinin tam tersine, bıçak değince kanser hastası iyileşir fikrine inanmak gerekiyor. Yeter ki hasta ameliyat ile hastalığın çıkarılabileceği bir evrede olsun.
Sağlığın için yılda en az bir kez check-up yaptırın.