Kanserin Şifası

Kanserin Şifası
Akhisar: Kenan MOLLA (Özel Haber)

Akhisar dağlarında yetişen ‘Yapışkan Andız Otu’, kansere şifa oluyor. Haziran ile Eylül tarihlerinde toplanan ot için özellikle kanser hastaları yıllardır bölgeye geliyor.

Manisa'nın Akhisar ilçesinde, Seyirdim, Kızlaralanı ve Harmandalı mahallelerinde yaşayan köylüler tarafından toplanan "Yapışkan Andız Otu" insanlara şifa oluyor. Halk arasında 'kanser otu' olarak da bilinen bitkiyi toplayan köylüler, 25-30 lira karşılığında adreslere gönderiyor.

Otun, haziran ve eylül ayları arasında toplandığını anlatan Akhisar'ın tanınmış esnaflarından 87 yaşındaki Hasan Alemdar, yıllardır bölgeye şifa bulmak için gelen vatandaşlara yardımcı olduğunu söyledi. Türkiye'nin dört bir yanından gelen ziyaretçilere otun yerini gösterdiğini, nasıl kullanılacağını anlattığını ve hiçbir ücret talep etmediğini kaydeden Alemdar, 20 günde bitkinin etkilerinin görülmeye başladığını iddia etti.

Yapışkan andız otunun ününün duyulmasından sonra Türkiye'nin farklı illerinde de bu bitkinin yetiştiğini öğrendiğini dile getiren Hasan amcadan 'kanser otu'nun hikayesini dinledik.

NASIL KEŞFEDİLDİ?

Bu bitkiyi 1987'de Hacı Ali Lütfü Hacet ile birlikte keşfettik ve toplamaya başladık. Lütfü Hacet'in apartmanına Süleymanlı kasabasından bir teyze geliyordu ve bir hikaye anlatıyordu. Bir kadın varmış, çok zayıflamış ve hastalığı iyice yayılmış. Bir gün hava almak için köyün dışına çıkmış, Yaşlı, yabancı biri yanına gelip "Köyün dışında kadın olarak ne işin var" demiş. Kadın da, "Göğsümden hastayım hava almak için çıktım. Her ay Ankara'ya tedaviye gidiyorum" demiş. Dede de bu otu verip kaynatıp içmesini istemiş ve kaybolup gitmiş. Kim olduğunu ve ne olduğunu bilmiyoruz.
Kadın da otu kaynatıp içmiş. İçtikçe sancıları azalmış, kendini daha iyi hissetmiş. Bir ay sonra Ankara'ya gitmişler ve göğsündeki kanserden eser kalmamış. Hacı Lütfü Hacet, kadından otu getirmesini istedi. Kadınla beraber Su Deliği, Çağlak Boğazı mevkilerine gittik, bulduk, topladık.
Yel değirmeninde bir Ahmet abimiz vardı. Çorba içecek durumu yoktu. Boğazının her yerini kanser sarmıştı. Hacı Lütfü de bu otu kullanmasını söyledi. Bir ay kadar bu otu kullandı ve kanseri tamamen kuruttu. Bu olaya şahit olunca bunu insanlara ulaştırmalıyız diye düşündük.

YAN ETKİSİ VAR MI?

Yan etkisi de yok. Ne kadar çok içilirse içilsin bir zararı olmuyor. Günde bir litre su koyup kaynatıp bunu 24 saatte içilmesini söylüyoruz. Bunun kökü ve sapları da dahil her yeri ilaç.

"ÇOK GELEN OLDU"

Bilgi almaya gelen çok oldu. Eczacı, laborantlar, doktor hemen hemen herkes geldi. Mesela İzmir'den ve İstanbul'dan laborantlar geldi, ottan istediler gönderdik. Ankara'dan eczacılık fakültesi 2 görevli gönderdi. Hocaları tahlil yapmak istiyormuş. Biz de gerekli malzemeyi verdik. Fakat bu bitkinin ilaç olması için 5-6 yıl lazımmış. Uzun araştırmalar yaptıktan sonra ancak ilaç olabilirmiş. Günde bir litre tüketin dediğimiz miktarı onlar bir hapa indirecek. Bu yüzden bitkinin ilaç olmasını çok istiyorum.

"MERHEM DE OLUR"

Daha önce bununla ilgili bir köylüden işittim. Nenesi bundan merhem yapıyormuş. Olabileceğine inanıyorum. Biz bunu toplarken tütün ekenler bilir ellerimiz katran oluyor. Zor çıkarıyoruz ellerimizden. Mecburen eldivenle kesip topluyoruz. Neresinden tutarsanız tutun ellerinize yapışıyor.
O madde içerisinde olduğuna göre muhakkak yaralara iyi geliyordur diye düşünüyorum.

NASIL TÜKETİLİR?

Bu bitki hakkında denemeler yaptıklarını ve ne kadar kullanılacağı, nasıl kaynatılacağı, nasıl içileceğini test ettiklerini ifade eden Alemdar, "Önce otu gölgede kurutun. Kuruyunca (tahmini 3-4 günde kurur) çay gibi ufalayın, dallarını da yapraklarla beraber karıştırın. Günlük olarak 10 gram otu 1,5 litre suyun içine atıp 5 dakika kaynatın. Ocağı kapatıp 15 dakika da demlenmesini bekleyin. Bir günlük içeceğiniz suyu elde etmiş olursunuz. Tahmini 30 gün aralıksız için. Şifa niyetine kendiniz karar verip için. Ot hafif kokulu ve acımsıdır. Kaynatmadan önce suyla durulamakta fayda var" açıklamasını yaptı.