Kavata Domates ve Selluka
Kaybolamayacak kadar anlamlı Ege değerleri. Eski İzmir Belediye Başkanı Sezai Söker’in kızı Selçuk Hanım geçenlerde Ilıca’da bana Selluka’yı takrar anımsattı. Resimlerine baktıktan sonra yavaş yavaş çocukluğumda duyduğum kokusu hayalimde canlandı.
Tohumdan yetişen fasulyagillerden hoş kokulu bir sarmaşık. Tohumlarını internetten bulmak mümkün ve yetişmiş sarmaşığı da bazı botanikçilerde bulabilirsiniz. Tohumdan yetiştiği için belki ve artık kimse yetiştirmeyle uğraşmayıp, mevsimsel yazlık bahçeçilerihazır bitkiyi görüp alıp dikmek istediklerinden kaybolmak üzere. Halbuki bu yörenin bir hoşluğu selluka. Allahtan internet var, biraz bakınca tohumunu da satın almak, eski dizeleri de bulmak mümkün:
Sen sen sen aşkı bilsen, başka bir dünyaya girsen
sen sen sen aşkı bulsan, selluka gibi sarılsan ( Nadir Göktürk )
Bir sebze de Kavata. Lisanımızdan neredeyse kayboluyor. Ekşi acı domates gibi ama bibergillerden. Çorbası var et yemeği var. Üç yıl önce tohumlarını Bursa’da bulmuştum ama bir sezon meyve verdi sonra da kökü çıkar oldu. Kısacası ben beceremedim, permakültür ile uğraşan dostlardan cabbar çiftçilerden birisi belki sahip çıkar, Ege yöresinde kaybolmaması için uğraş verir.
İnanılmaz bir israf ile yaşıyoruz. Almanya’da üretilen gıda’nın yarısı çöpe gidiyor veya artık yavaş yavaş yem veya bio-enerji üretimi için yakıt olarak kullanılıyor. Bizde de farklı değil. Ödemişteki üreticiler patatesin yaklaşık yarısını boy veya şekil tutmadığı için satamadıklarından şikayetçiler.
Abuk bir mükemmelliyetçilik ve ayni tip, ayni boy olması hırsı veya kısaca kibir yolculuğundayız toplum olarak. Tüketici tek tip ayni boy mal istiyor. Alıcı ona göre satın alıyor. Yahu patates bu! Hepsi yusyuvarlak ve ayni boy olmaz!
Yerli domates arayanlara müjde : öyle birşey yok. Ama kokulu ve lezzetli güneş görmüş tarla domatesleri şu an manavlarda. Tam domat yeme mevsimi. Yerli domates deyince tabii ne kasdettiğimizde netleşmek gerek. Fatih Sultan Mehmet, Kanuni, hayatlarında domates yemediler. Ancak 1600 ve 1700 lü yıllarda domates avrupaya ve yakın doğuya yayıldı. Gene de yerli domates isterseniz amerikalı yerlilerin domateslerinin tohumlarını ABD den gene internet sayesinde getirtmek ve bahçenizde yetiştirmek mümkün. Ben yaptım 7-8 yıl önce.Yamru yumru oluyorlar, doğal olarak, ama lezzetliler. Kavata’nın kökeni hakkında bilgi sahibi değilim. Bu satırları yazarken Turhan Baytop’u rahmetle andım. 2002 yılında kaybettiğimiz hocamız’a yürürken gördüğüm ve merak ettiğim bir bitkinin resmini eposta ile yollayınca kısa zamanda detaylı bilgi alabiliyordum. İstanbul’da damadı Kemal Günergün’ü aradım. Eşi Asuman Hanım 92 yaşında ve afiyette imiş.
Bu çift Anadolu’yu adım adım gezip inanılmaz bir eser bıraktılar : Türkçe Bitki Adları Sözlüğü TDK.
Baytop ismini şükran ile anmak için her fırsat doğal olarak, beni mutlu ediyor.
Merak ettiğim şey: domates ile biberin akrabası olan kavata, acaba bize Amerika’dan mı geldi yoksa eskiden de var mıydı? Artun Ünsal Hocam ve dostum’a sağolsun bir telefon yetti. Osmanlıca lügatları açıldı, ve Kavata’nın Afrika kökenli olduğu ve 1500 lerde İstanbula geldiği ve hatta Ahmet Vefik Paşa’nın bunun patlıcanı andıran bir sebze olduğunu söylediğini de Artun Ünsal paylaşıverdi