Komşumuz İRAN!
Araya başka konular girdi, yazamadım. Çin, ABD, Hindistan, Pakistan ve Sri Lanka’dan sonra sırada İran vardı. Doğu komşumuz. Dünyanın sayılı uygarlıklarından. 21 Nisan 2022 tarihinde ekonomist Mahfi Eğilmez kendi internet sayfasında İran ve Türkiye’yi GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) cinsinden karşılaştıran bir yazı kaleme alınca yazıyı bu eksende güncelleyip bu köşeye taşımaya karar verdim.
GSYH bir ülkede bir yıl içinde üretilen mal ve hizmetler toplamı olarak tanımlanmakta ve genelde uluslararası baskın para olan ABD Doları cinsinden verilmekte. Böylece ülkelerin üretkenlikleri karşılaştırılabilmekte.
Sayın Eğilmez, yazısında paylaştığı tabloda ülkelerin üretkenliklerini 2015 ve 2021 yıllarını temel alarak karşılaştırmakta. Buna göre Türkiye 2015 yılında Dünyanın 16. Büyük ekonomisi iken 2021 yılında ilk 20’nin dışında, 21. Sırada yer bulabiliyor; bu yıl ise 23. Sıraya düşmesi bekleniyor. İran ise, 2015 yılında Türkiye’nin yarısı kadar GSYH ile ilk 20’nin dışındayken 2021 yılında Türkiye’nin neredeyse iki katı GSYH ile 14. Sıraya yükselmiş görünüyor.
Sayın Eğilmez’in bu yazısı ve verisi oldukça ses getirmiş durumda; hala tartışılıyor, eleştiriliyor. Ciddi bulduğum bir eleştiri İran Araştırma Merkezi İRAM’da (www.iramcenter.org) Birkan Kemal Ertem’in 29 Nisan 2022 tarihli yazısı. Sayın Ertem’e göre İran’ın 2021 yılı GSYH’sı Mahfi Eğilmez’in 1.4 Trilyon $ rakamı çok abartılı; İran Döviz Rejimini ve yıllık %35-40 enflasyonu hesaba katmayan, veri seçimi hatalı olan bir hesaplama. İran’da döviz kuru yönetim tarafından belirlenmekte; bu da hatalı sonuçlar doğurabilmekte. Örneğin, İran Merkez Bankasının 28 Nisan 2022 tarihli $ kuruna göre İran’ın GSYH’sı 237 Milyar $’ın altında, neredeyse Türkiye’nin üçte biri. Aslında bu da hatalı. Başta Dünya Bankası olmak üzere saygın birçok kaynak uzun yıllardır İran’ın GSYH’nın Türkiye’nin yarısı kadar olduğunda hemfikir, 1.4 Trilyon $ ile Dünyanın 14. Büyük ekonomisi olması olası değil!
İran gezimiz…
13-19 Kasım 2018 tarihleri arasında güzel bir ekiple İran’daydık, Tebriz ve Tahran’da çok sayıda üniversite ve akademik kurumu ziyaret ettik. Yüzölçümü 1.6 Milyon km2’den fazla, nüfusu 82 Milyon, bunun %70’i 30 yaşın altındaki gençler. Başkent Tahran, resmi dil Farsça. Nüfusun %60’ı Farslar, %15 kadar Azeri Türkler, %10 kadar da Kürt nüfus var; kalanı Lur, Beluci ve Arap. Gayri Safi Yıllık Hasılası, yani bir yılda üretilen mal ve hizmet toplamı, yaklaşık 420 Milyar $, Ana kalemleri petrol ve doğal gaz. Kişi başına ortalama yıllık gelir 5200 $ kadar. Dünyada 4. büyük petrol ve 2. büyük doğal gaz rezervine sahip. 1979’da Humeyni’nin başa geçmesiyle Dünyadan izole olan, on yıllardır değişik ambargolar altında işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, geçim sıkıntısıyla boğuşan bir ülke. Yine de son yıllarda göze çarpan iki şey önemli: Biri kadınların iş yaşamına katılma oranındaki artış, diğeri bilimsel çalışmalardaki atılımlar. UNESCO mirasında 22 tarihi-kültürel eseri, 1 Doğal yeri var! En önemlileri Kara Kilise, yaklaşık 2200 yaşında ve ham tuğlalardan yapılmış en büyük şehir olan Arg-e Bam, Golestan Sarayı ve Persopolis sayılabilir.
Kısa tarihçe…
İran’da 1501 – 1922 arasında bir Türkmen Hanedanı olan Safeviler hâkim. Bu dönemde 1795 – 1925 arasında yine Türkmen olan Kaçar Hanedanlığı da etkili olmuş. 1925 – 1979 arası Şah Pehlevi ve ailesinin hüküm sürdüğü İran bu tarihten sonra İran İslam Cumhuriyeti adını aldı.
Gerek Tebriz’de gerek Tahran’da sokakta halk Türklere çok sıcak; “Türkiye’den geldik” dediğinizde gözlerinin içi gülüyor, sizi ağırlamak için ne yapacaklarını şaşırıyorlar! Bunu biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum!
Akademik Ziyaretlerimiz!
Bir hafta kaldığımız İran’da Tebriz Üniversitesi, Tahran Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Tahran Üniversitesi Dünya Çalışmaları Fakültesi, ECO Kafkasya Araştırmaları Enstitüsü, İran Patoloji Birliği, İmam Sadık Üniversitesi ve İran Üniversitesi Böbrek Hastanesini ziyaret ettik, dostlarla buluştuk. Ben hem Tebriz hem de Tahran Bilim ve Teknoloji Üniversitelerinde birer konferans verdim. Gençlerle ve akademisyenlerle sohbet ettik, proje olanaklarını konuştuk.
Bilim – Teknoloji – Sanat …
Bilimsel ve teknolojik üretkenlikte 25 yıl önce Türkiye 26. sıradayken İran 52. sıradaydı. Bu tarihten sonra İran’ın ciddi bir atılımı var. On yıl önce Türkiye 19. sıraya yükselirken, İran üzerimizde 17. sıradaydı. Bugün ise Türkiye 20. İran ise 21. sırada. Son URAP raporuna göre 2015-2019 arasında toplam bilimsel eser sayıları dikkate alındığında yaklaşık 216 bin eserle Türkiye Dünya 17., 213 Bin eserle İran 18. sırada; ilk sırada ise 3 Milyon 619 Bin eserle ABD var.
Akademik yayınlar ve alınan atıflarda toplam 27 alanın 21’inde İran önde. Türkiye’nin İran’ın önünde olduğu yalnızca 6 alan var: Sanat-Beşeri Bilimler, Ekonomi, Tıp, Psikoloji, Sosyal Bilimler ve Veterinerlik. Yirmi beş yıl önce matematikte İran/Türkiye sıralaması 47/33 iken 2020’de bu sıralama 18/21 olmuş durumda. Bu oran kimyada 14/21, fizik/astronomide 20/23 şeklinde.
ODTÜ – URAP sıralamasına göre 2022’de ilk 500 içinde Türkiye’den hiçbir üniversite yer almazken İran’dan 3 üniversite yer almakta (Tahran Üniversitesi 248., Tahran Tıp Bilimleri Üniversitesi 313., İran Tarbiat Modares Üniversitesi 498. sırada). Benzer durum QS 2022 ve THE 2022 sıralamalarında da gözlenmekte.
Uluslararası akademik verilere göre son yıllarda İran fizik ve teknoloji alanlarında Türkiye’nin önüne geçmiş durumda, sosyal bilimler ve sanat alanlarında ise hâlâ oldukça geride. SCIMAGO sıralamalarına göre İran Matematikte (İran/Türkiye = 14/17) ve Mühendislikte (İran/Türkiye = 17/21); Tıp (İran/Türkiye = 22/15), Sosyal Bilimler (İran/Türkiye = 25/18) ve Sanat’ta (İran/Türkiye = 40/17) ise oldukça gerilerde.
Bunu ben de gözlemekteyim. Kendi alanım olan elektronik – elektromanyetik konularında saygın dergilerde İranlı bilim insanlarının bilimsel makaleleri ilgiyle izlenmekte. Bir başka önemli husus da 2015 – 2019 yılları arasında İranlı bilim insanlarının düşük kaliteli dergilerdeki eserlerinin %30 oranında azaltmaları ve yüksek kaliteli dergilere yönelmeleri!
Kadın özgürse toplum özgür!
İran’da kadın olmak zor (Pakistan’da daha zor)! Çok şeyle mücadele etmek zorundalar. Elbette bu onların sorunu, konuk olarak özen gösteriyorsunuz ama ben yine de konferanslarımda fotoğraf çektirirken hep kız öğrencileri öne, yanıma aldım. Daha önce de yazmıştım, Doğudan Batıya, Kuzeyden Güneye gelişmiş/gelişmemiş, zengin/yoksul 60’ın üzerinde ülkeye 200’e yakın kentle gittim, bazılarına defalarca hem de! Amerika’da, Kanada’da uzun sayılabilecek sürelerde yaşadım, araştırmalar yaptım, üniversitelerde dersler verdim. Uluslararası meslek örgütümüz IEEE’in seçkin konuşmacısı olarak 2020’de başladığım konferans turları sürüyor, 2023 sonuna kadar yoğun biçimde sürecek. Geçen ay İtalya’daydım. Ağustos sonu Eylül başı 3-4 hafta Avustralya’da 6 Eyaleti kapsayan bir turumuz olacak; 8-10 üniversitede konferanslar vereceğim. Çin, Hindistan, G. Amerika, G. Afrika, K. Afrika turlarımızın hazırlıkları sürüyor. Her dilden, dinden, ırktan dostlarım, öğrencilerim oldu. Gördüğüm en çarpıcı şey, kadın özgürse refah da var, huzur da zenginlik de!
Sonuç…
İran büyük bir devlet, büyük bir uygarlık, birlikte çok güzel işler başarabileceğimiz bir komşumuz.
Her ne kadar, özellikle teknolojide takdir edilecek ilerlemeler gözlense de uzun vadede molla rejimi altında bilimde ve sanatta bu ilerlemenin görülmesi zor! Özgürlüğün, demokrasinin olmadığı yerlerde bilim ve sanatın ilerlemesi, dolayısıyla refaha erişmek nerdeyse olanaksız!