Manisa Çevre Platformu Jeotermal ihalesine hayır basın açıklaması yaptı
Haber Merkezi
5 Haziran “Dünya Çevre Günü” nedeniyle Manisa il ve İlçe Çevre Platformu olarak “Çevre Haftası” Jeotermal ihalesine hayır basın açıklamasını Manisa Defterdarlık önünde bu gün saat 10.00’da basın açıklaması yaptı. DEM Parti milletvekili İbrahim Akın’ın da basın açıklamasına katılarak bir konuşma gerçekleştirdi. Çevre gönüllülerin Manisa Defterdarlığı önünde yaptığı basın açıklamasını konuşma yaptı. Manisa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Çevre Derneği Sekreteri Lütfi Vural okudu.
Lütfi Vural okuduğu basın açıklamasının tam metni;
DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI,
Bugün 5 Haziran “Dünya Çevre Günü”. Tüm dünyada olduğu gibi Manisa’da da “Çevre Haftası” olarak çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Ne yazık ki böyle bir günde, özellikle Manisa’da kirliliğin kaynağı haline gelmiş ve ilçelerin çoğuna metastas yapmış olan JES’lere yenileri eklenecek.
İlk önce Alaşehir ovasında açılan JES kuyuları zamanla Sarıgöl, Salihli, Ahmetli ilçelerine yayılmıştır. Bugüne kadar bölgemizde 172 adet jeotermal kuyusu açılmıştır. Manisa genelinde 17 adet JES işletmesi devam ediyor. Bugün de Salihli, Akhisar, Alaşehir, Sarıgöl, Ahmetli, Demirci, Kula, Saruhanlı ve Şehzadeler ilçelerinde toplam 12 adet ruhsat sahası ihale edilecek. Çiftçilik yapan köylülerimiz bu durumdan zarar görecekler.
JES’LER BÖLGEMİZDE ÇEVRE FELAKETİ HALİNE GELDİ. ÇEVRESEL ETKİLERİ ÖNEMSENMİYOR
(JES) için açılan kuyuların sondaj çalışması sırasında meydana gelen kazalar ve patlamalar sonucunda, hidrojen sülfür ve karbondioksit gazı, bor, kadmiyum, arsenik gibi ağır metaller durdurulamayan püskürme ile bölgeyi zehirliyor. Tarım arazileri ve akarsular JES’lerde soğuyan ‘akışkanın’ akarsulara ve çevreye salınması ve yeniden yeraltına basılması sonucu yıkıcı sonuçlar ortaya çıkıyor. JES’ler tarım arazilerine,yer altı içme sularına, akarsulara, ormanlara ve ekosisteme zarar veriyor.
JES’LERİN YER SEÇİMİ SORUNLU
JES’lerin, arama kuyuları ve nakil hatları, yasal düzenlemelerle koruma altına alınmış büyük ova koruma alanlarına, mutlak tarım arazilerine, dikili tarım arazilerine yapılması hukuka aykırıdır. Yasa ile öngörülen mesafe sınırlamalarına uymak bir yana, alandaki zeytin ağaçları sökülerek zeytinlik vasıfları yok edilmeye çalışılmaktadır. Tarımsal bütünlük dolayısıyla; parsel bazında sondaj kuyusu açılması, tarımsal bütünlüğü bozmakta, mutlak korunması gereken verimli tarım araziler tarım dışına çıkarılmaktadır.
ÇED İZİNLERİ VE ÇED SÜREÇLERİ SORUNLUDUR
JES’lere izin verilmesi aşamasında genellikle “ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR” görüşü veriliyor. Bu durum mahkemeler tarafından yasal süreçler sonucunda iptal ediliyor. Ayrıca, uygulanan ÇED süreçleri sorunludur. Çevredeki diğer projelerin etkileri ile birlikte değerlendirme yapılarak yörenin kaldırabileceği etkilerin buna göre belirlenmesi gerekmektedir.
ÇİFTÇİLERİMİZ ZARAR GÖRÜYOR,
Jeotermal Enerji arama ve üretim aşamalarında sulama suyu ve toprak kirliliğine bağlı olarak tarımsal üretimde azalma ve kalitesinde düşüş olmaktadır. Bu durum, ihraç edilen ürünün geri dönmesine ve ihracatın azalmasına yol açıyor. Çiftçilik yapan köylülerimiz bu durumdan zarar görüyor.
İzmir Ticaret Borsası (İTB) tarafından 2016/2017, 2017/2018, 2018/2019 üretim sezonları EGE BÖLGESİ ÇEKİRDEKSİZ KURU ÜZÜM REKOLTE TAHMİN RAPORLARI’nda JES’lerin kuru üzüm üzerinde yaptığı olumsuz etkiyi: “Özellikle Alaşehir ilçesinin Piyadeler, Örnekköy ve Alkan bölgelerinde yer alan jeotermal tesislerin artmasından kaynaklı, bağ alanlarında verim ve kalitenin olumsuz etkilendiği ve yapraklarda bor fazlalığı zararı olduğu gözlenmiştir.” Şeklinde ifade etmektedir. JES sahaları genişledikçe, buralardaki köylülerimiz de aynı zararı görmeye başlayacaklardır.
DENETİMLER YETERSİZ ÖLÇÜM VE ANALİZ SONUÇLARI AÇIKLANMIYOR
Denetim yapılamıyor. Denetimi yapacak olan mekanizma yok. Sözgelimi denetimi yapacak olan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünün Manisa Merkez dışında teşkilat ayağı yok. Vatandaş şikayet ederse kolluk ya da Manisa'dan görevliler gelinceye kadar önlem alınıyor.
Yüzeye çıkan akışkanlar, doğaya bırakılan deşarjlar ve havaya salınan gazlar konusunda mevcut yasalar çerçevesinde gerekli ölçüm, inceleme ve denetimler yeterince yapılmamakta, yapıldığı söylenen ölçüm ve analiz sonuçları ise kamuoyuyla paylaşılmamaktadır.
Hava, toprak ve su kirliliğinin periyodik ölçümü ve denetim faaliyetleri etkin bir şekilde yapılmalı, gerekirse yerel yönetimlere, bağımsız denetim kuruluşları veya üniversitelere izin verilmeli, kısa aralıklarla sonuçlar kamuoyuna açıklanmalıdır.
Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından 2017’in Ağustos ayında Manisa Valiliği’ne gönderdiği bir yazıda: “Sudaki arsenik oranının yüksek olması ve JES’lerde kullanılan su yoğunluğundan dolayı JES’lere yeni sahalarda ruhsat verilmemesi” gerektiğini ifade ediyor. Ne yazık ki bu uyarı dikkate alınmamış ve Manisa ovası JES çöplüğü haline gelmiş, tarım toprağı, yer altı ve yerüstü sularımız kirlenmiş, tarımın geleceği ve ekosistemin sağlığı tehlikeye girmiştir.
JES'ler Türkiye'de başlı başına bir sorun. Yasal düzenlemeler hazırlanmadan, denetim mekanizması güçlendirilmeden verilen her ÇED kararı ve JES ihaleleri cinayete imza atmaktır.
Uygulanan vahşi deşarj yöntemleri ile jeotermal akışkanlar yüksek oranda zararlı kimyasallarla su kaynaklarının, halk sağlığının ve tarımsal üretimin DÜŞMANIDIR.
Gelecek kuşaklara temiz ve yaşanabilir çevre bırakmak istiyoruz. Bunun için mevcut JES’lerin daha sıkı denetlenmesini ve yenilerinin de açılmamasını istiyoruz..
MANİSA ÇEVRE DERNEKLERİ PLATFORMU
Manisa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Çevre Derneği, Akhisar Çevre Derneği, Gördes Çevre Derneği, Salihli Çevre Derneği, TURÇEP, Alaşehir Çevre Derneği, Soma Sosyal Haklar Derneği, Saruhan'lı Çevre Gönüllüleri, Gölmarmara Çevre Gönüllüleri, Kırkağaç Çevre Gönüllüleri.