Manisa Tabipler Odası; Oylama değil hakkımız olanı istiyoruz
Akhisar: (Kenan MOLLA)
Türk Tabipler Birliği Manisa Şubesi ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Akhisar Temsilciliği üyeleri ortak basın açıklaması yaptı. Açıklama öncesi Akhisar Mustafa Kirazoğlu Devlet Hastanesi doktorlarından Ziya Özilgili'nin vefatına üzüldüklerini ve ailesine baş sağlığı dilediklerini belirttiler. Saat 12.30'da Akhisar Mustafa Kirazoğlu Devlet Hastanesi Poliklinikler girişi önünde, yapılan ortak basın açıklamasına CHP, Sol Parti, Emekli-Sen, Eğitim-Sen, Halk Evleri, Çevre derneği ve EMEP katılarak destek verdiler. Basın açıklamasını Türk Tabipler Birliği Manisa Şubesi yönetim kurulu üyesi Dr. Bülent Kunduk okudu
Bülent Kunduk'un okuduğu basın açıklamasının tam metni;
Uyarıyoruz:
Oyalama Değil Hakkımız Olanı İstiyoruz
İktidarın savunduğu ve uyguladığı sağlık sistemi toplum sağlığı için artık önemli bir risk halini almış, bu sistemin yürütülmesi olanaksızlaşmıştır. Koronavirus salgını mevcut sağlık sisteminin, toplum sağlığını korumak bir yana daha da riske attığını çok acı bir şekilde önümüze koymuştur. Halkın sağlığını tehlikeye atan bu sağlık sisteminin yürütücüleri, iş özel sağlık işletmeleri ve zenginleri korumaya yönelik politikalara gelince hiçbir sinir tanımamış, salgın döneminde dahi bu anlayışından vazgeçmemiştir. Yüz binlerce insanımız, yüzlerce sağlık çalışanı yaşamım yitirirken, onlar sağlık sistemlerinin, şehir hastanelerinin güzellemeleriyle günlerini geçirmektedirler. Sağlık emekçileri salgın döneminde canla başla çalışırken aynı zamanda işsizlikle, işten atılmalarla, yoksullukla karşı karşıya bırakılmıştır. Sağlık çalışanları “artık bu şartlarda çalışamıyoruz” diyerek istifa ederken, emekli olurken, genç hekimlerimiz başta olmak üzere sağlık emekçileri yurtdışına göç ederken tüm bu sorunları konuşmak, çözüm önerilerimizi iletmek için Sağlık Bakanı’yla görüşme taleplerimizi defalarca ilettik. Sağlık Bakanı’nın hekimlerin, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını, sağlık ve yaşam sorunlarını, toplum sağlığını sağlık emek meslek örgütleriyle konuşmasından daha doğal ne olabilir. Bu görüşme taleplerini karşılamak Sağlık Bakanının bizlere ve topluma karşı sorumluluğu değilmidir. Artık yaşamımıza bile m olan bunca sorunumuzu duymazdan, görmezden gelen iktidar, aslında her şeyi görmektedir ve bilmektedir. Yaşanan sorunları ne yazık ki pandemi döneminde çok daha belirgin olan salgını değil algıyı yönetmeye çalışarak, kendisini bir şeyler yapıyormuş gibi göstermeye çalışarak, yok saymaktadır. Bunun en son örneği de hekimlerin, sağlık çalışanlarının artık yoksulluk sınırının çok altına düşmüş, açlık sınırına kadar gerilemiş gelirleri ve özlük hakları; ıle ilgili düzenleme yapacağı iddiasıyla getirdikleri yasa tasarısıdır. Ancak yasa tasarısı TBMM’ye getirildiği gibi hızla geri çekilmiştir. Daha önce Mecliste bütün partilerin oybirliğiyle getirilen düzenleme, 11 Aralık tarihinde bir kez daha komisyona getirilmiş ve içtüzüğe aykırı olarak komisyon başkanının imzasıyla geri çekilmiştir. Bizler tasarının yeterli olmadığını, bütüncül olmadığını, tüm sağlık çalışanlarını, tüm hekimleri kapsamadığını belirtirken bu teklif bile bize fazla görülmüş, ne zaman tekrar Meclis’e getirileceği, varsa eksiklerin yasa tasarısına eklenerek neden tamamlanmadığı gibi sorular havada b usule aykırı bir şekilde geri çekilmiştir. Mecliste milletvekillerine iktidarın resmi olarak veremediği sözel cevap, emekli hekim maaşlarının bu düzenlemeyle çok yüksek olacağı ve bunun kabul edilir olmadığıdır. Sağlık ağır ve tehlikeli işler kapsamındadır. Yapılan işin niteliği, riski, eğitim düzeyi ve yoksulluk sınırı gibi daha birçok kriter ele alındığında yapılan düzenlemenin bile yetersiz olduğunu ifade ettik. Yapılan düzenlen:e ili hekim ücretleri yoksulluk sınırına bile ulaşamamaktadır. İktidara belirtmek isteriz ki emekli hekimlere vereceğiniz ücret yüksek değildir, çalışanlara verdiğiniz ücret düşüktür. Sağlık ekip işidir, ekibin her bir üyesi, insanca yaşayacak bir ücret ve güvenli çalışma koşullarında ekip olarak, iş barışı bozulmadan çalışmak istemektedir. Ekonomi de sağlık gibi iflas etmiş durumdadır ve maaşlarımız açlık sınırının dahi altındadır TBMM’de yaşanan bunca süreçte Sağlık Bakanı’na defalarca, yeniden yeniden seslenmemize rağmen ne yazık ki yine sessiz kalmış ve halen de kalmaktadır. Sorumlu olduğu çalışanların hakları için sessiz kalan bakan görevini bir kez daha yapmamıştır. İstifa bizlere vereceği en iyi cevap halini almıştır. iktidara ve Sağlık Bakanlığına çeşitli açıklama, eylem ve yürüyüşlerle anlatmaya çalıştık yine söylüyoruz. Salgın döneminde yaşamımızı da ortaya koyup verdiğimiz emeğin böyle/daha fazla değersizleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Toplum sağlık hakkı, emeğimiz ve geleceğimiz için artık G(Ö)REV zamanıdır.
Sağlıkta özelleştirmeci, hastanelerimizi satan politikalara karşı bu uyarı G(Ö)REVİ
• Koruyucu sağlık hizmetlerini savunmak içindir.
• Emekliliğe yansıyacak yaşanabilir temel ücret talebimiz içindir.
• Güvencesiz, gerçekdışı bahanelerle işimizden edildiğimiz ve köleliği dayatan çalışma koşullarına son verilmesi, güvenli çalışabilme talebimiz içindir.
• Şiddete karşı etkili yasa, güvenli işyerleri, sağlıklı çalışma ortamları talebimiz içindir.
• COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılması, her yıla 120 gün yıpranma payı içindir.
• Ek göstergelerin 3600’den 7200’e kadar kademeli atarak yükseltilmesi içindir.
Bu G(ö)REV emeğimize, geleceğimize, halkın sağlık hakkına sahip çıktığımızı gösteren bir uyarıdır. Artık toplumun, sağlık çalışanların çığlığına kulak verilmelidir. Taleplerimiz kabul edilmediği, sağlık çalışanlarının çalışma ve yaşam koşullarını düzeltecek bir düzenleme hızla Meclis'e getirilmediği takdirde eylemlerimiz devam edecektir. İktidar bilmelidir ki söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var. Kısacası Emek Bizim işe Söz de Bizimdir!
Türk Tabipler Birliği