10 KASIM’DA ATAMIZI SAYGI, SEVGİ VE ÖZLEMLE ANDIK
Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün 80. Yıldönümü töreni Milli Egemenlik Meydanında saat 08.45'te çelenk koyma merasimi başladı.
10 Kasım 2018 Cumartesi 11:40
10 Kasım’da Atamızı saygı, sevgi ve özlemle andık
Akhisar Haber Ajansı-AHA
Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün 80. Yıldönümü töreni Milli Egemenlik Meydanında saat 08.45'te çelenk koyma merasimi başladı. Akhisar Kaymakamı Sabit Kaya, CHP Manisa Milletvekili A. Vahbi Bakırlıoğlu, Akhisar Hava Meydan ve Garnizon Komutanı Hava İstihkam Albay Mehmet Şahin, Belediye Başkanı Salih Hızlı, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Akbulut, Daire ve Kurum Amirleri, Siyasi Partiler, Oda Başkanları ve Derneklerin çelenkleri koymasıyla tören başladı. Akhisar Macide-Ramiz Taşkınlar Fen Lisesi Beden Eğitimi Öğretmeni Halil Okyay'ın tören komutanlığı, Akhisar Macide-Ramiz Taşkınlar Fen Lisesi müdür yardımcısı Talip Bayar'ın sunuculuğu yaptığı çelenk töreni, 2 dakikalık saygı duruşu ve Akhisar Macide-Ramiz Taşkınlar Fen Lisesi Müzik Öğretmeni Rengül Yazgan Altay, yönetimiyle Belediye bandosu eşliğinde İstiklal marşının okunmasıyla göndere çekilen bayraklar yarıya indirildi ve belediye bandosu tarafından verilen Ti işaretiyle Saat 09.05'geçe sirenler 2 dakika çalındıktan sonra çelenk koyma töreni sona erdi.
Akhisar Macide-Ramiz Taşkınlar Fen Lisesinin hazırladığı, Macide-Ramiz Taşkınlar Fen Lisesi müdür yardımcısı Tülay Oktay'ın sunuculuğunu yaptığı ikinci Atatürk'ü Anma programı Akhisar Belediye Şehit Vecdi Şentürk Park içi (Sinema Salonu) Kültür Salonunda saat 10.00'da devam etti. İki dakikalık Saygı duruşu ve Müzik Öğretmeni Rengül Yazgan Altay, eşliğinde İstiklal Marşının okunmasından sonra Akhisar Hava Meydan ve Garnizon Komutanlığı Hava Ulaştırma Üsteğmen Metehan Sarı, Atatürk'ün Asker kişiliğini anlattı. Metehan Sarı;" 20’nci yüzyılın askeri dehası ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin değişmez başkomutanı, büyük devlet adamı Ulu Önder Atatürk’ün ebediyete intikalinin 80’nci yılında O’nun Aziz hatırasını bir defa daha minnetle anmak için toplanmış bulunuyoruz. Bugün bana ayrılan süre içerisinde, Büyük Atamızın Asker yönünü özetle arz edeceğim. Bu büyük insanın sadece bir yönünü belirtmek, niteliklerini birbirinden soyutlayarak incelemek oldukça güçtür. Çünkü onun Asker Kişiliğini devlet adamlığından, Ulusal devlet kuruculuğundan ve inkılapçılığından ayırmak mümkün değildir. Atatürk’ü daha iyi anlayabilmek için bazı tarihi gerçekleri hatırlatmakta yarar görüyorum. Tarih 19 Mayıs 1919; Dünya Savaşı sonunda yenilmiş, orduları dağıtılmış, tersanelerine girilmiş, ağır silahlarına, tüm haberleşme ve iletişim araçlarına el konulmuş, başkenti dahil ülkesinin birçok bölgesi işgal edilmiş bir devlet; Yaşlısı, kadını, çocuğu ile 23 milyon olan imparatorluk nüfusundan, Osmanlının son on yılında Trablusgarp’ta Kanal boylarında, Balkanlarda, Çanakkale’de, 7 milyona yakın Anadolu yiğidini kaybetmiş; dede, baba, oğul bir arada savaşacak kadar erkek nüfusunun bir neslini tamamen yitirmiş, fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş, neredeyse savaşma azim ve iradesi kırılmış bir millet; Asırlardır Türk Yurdu olan Anadolu’yu birçok devlete bölerek parçalama hazırlığında olan işgal devletleri ve bundan daha vahimi; şahsi çıkarlarını işgalcilerle bütünleştirmiş içteki ihanet grupları; işte milletin en zor gününde ortaya atılan “özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” diyerek, manda ve himayeyi reddeden, yalnızca Türk Ulusuna güvenerek Kurtuluş Savaşını başlatan bir asker Mustafa Kemal; Onun önderliğinde kadını, kızı, yaşlısı, çocuğu, ilkel silahlarla, yalnızca düşmana değil, içteki hainlere karşı da savaşmış, parolası “Ya istiklal, Ya Ölüm!” olan dünyada eşi görülmemiş bir Kurtuluş Savaşı kazanılmıştır. 0. bütün bu mücadele içerisinde Çanakkale’de destanlar yaratmış, Kafkas cephesinde Rus Ordularına karşı kahramanca savaşmış, Kurtuluş
Savaşında milletini boğmaya çalışan düşmanlarını ezmiş, eşsiz bir Baş Komutandır. 0, Yunan Generali Trikopis esir alınarak çadırına getirildiğinde, samimiyetle elini sıkıp, “General, bazen en ustası da yenilir. Siz bir asker ve şeref bir insan olarak elden geleni yaptınız. Sorumluluk talihten geliyor, üzüntüye kapılmayın” diyecek kadar ince, uygulu ve alçakgönüllü bir komutandır. 0, barışsever bir komutandır “Harp, ulusal yaşam mücadelesinin bin bir yönteminden en son başvurulacak olanıdır. Bu da meşru ve haklı haliyle, kurtuluş ve bağımsızlık için yapılanıdır. Öldüreceğiz diyenlere karşı ölmeyeceğiz diye harbe girebilirsiniz. Lakin milletin hayatı tehlikeye girmedikçe -harp bir cinayettir” ve devam ediyor. “Mademki harp tümden ortadan kaldırılamıyor, öyleyse ulus, harp denilen mücadeleye hazırlanmalıdır ama barışı sürdürmek için de ulusça çaba gösterilmelidir”. Sözleri ne kadar barışsever olduğunu göstermektedir. Atatürk, ileriyi gören, tehlikeyi önceden kestiren bir komutandır. Orduya Sakarya nehri doğusuna çekilmesi için verdiği emirden sonra, daha da geriye çekilmesinin tehlikesini görerek; “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. 0 satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanı ile sulanmadıkça düşmana terk olunamaz”. Emri ile bugünkü harp sanatına yeni bir taktik anlayış getirmiştir. 0, “harp ve muharebenin yalnız iki ordunun değil, iki milletin bütün varlıklarıyla çarpışması” olduğunu söyleyerek, askeri stratejide “Top yekun harp” doktrinini ilk defa ortaya atmış ve uygulamıştır. 0, ileriyi gören, bugünkü uluslararası geçerli deyimi ile en doğru “stratejik öngörü”de bulunan bir komutandır. Zira; 1920’li yıllarda Almanya’nın Avrupa'yı işgal edebilecek bir gücü kısa sürede teşkil edebileceğini, 2nci Dünya Savaşının 1940-1 945’lerde olabileceğini, Fransa’nın kuvvetli bir ordu yaratma yeteneğinin kalmadığını, İtalya’da Mussolini’nin Sezar rolüne soyunmasının çok muhtemel olduğunu ancak İtalya’nın askeri bir güç yaratmaktan uzak olduğunu belirtmiştir. Aynı stratejik öngörü yeteneği ile daha 1930’lu yıllarda Sovyetler Birliğinin bir gün dağılacağını, Sovyetler Birliğinin yönetimi altındaki Türki Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını ilan edeceklerini bilerek, buna karşı Türk Ulusunun hazırlıklı olması uyarısında bulunmuştur. Atatürk: komutan ve liderleri, “memleket tehlikeye girdiği anda yalnız ortaya çıkan şahıslar değil; tehlike anında ileri atılan, aldığı isabetli tedbirlerle ve giriştiği eylemlerle tehlikeyi önleyen, sonra kenara çekilmesini bilen bir vatan hizmetkarları olarak tanımlamıştır. O’na göre “Komutan, Birliğin beyni ve itici kuvvetidir”. Nitekim bu düşünce iledir ki, muharebelerde O’nu daima birliğin başında görüyoruz. 0, cesur bir komutandır. İstiklal harbi O’nun cesaret örnekleriyle doludur. Cesaretin önemini, “Muharebede yağan mermi yağmuru, o yağmurdan ürkmeyenleri, ürkenlerden daha az ıslatır”, sözleriyle belirtmiştir, O’nun tüm mücadelesinde yegane güvendiği şey Türk ulusu olmuştur. 0 bu güveni Ekim 1919’da Amasya’da bir arkadaşına şu sözleriyle dile getiriyordu: “Bu milletten nasıl ayrılırsın, böyle perişan kıyafet içinde gördüğün insanlar yok mu: onlarda öyle yürek, öyle cevherler vardır ki, olmaz böylesi, Çanakkale’yi kurtaranlar bunlardır, Kafkasya’da, Galiçya’da, çöllerde aslanlar gibi çarpışanlar bunlar, mahrumiyetlere aldırmayan bunlardır”. İşte bu güven duygusudur ki Atatürk’e; Haydarpaşa garı merdivenlerinde işgal kuvvetleri filosunu görünce; “Geldikleri gibi gidecekler” sözünü söyletecektir. O’nun Türk ordusuna güveni sonsuzdur. 21 Eylül 1921’de orduya yayınladığı beyannamede Dünyanın hiçbir ordusunda, yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rastlanmamıştır. Kanaatin, inancın ve itaatinle hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi pak kalbin Be nihayet düşmanı alt eden büyük gayretin için, minnet ve şükranlarımı söylemeyi, en aziz bir borç bilirim. Sizin gibi komutanları, subayları ve erten olan bir millet için köle olmak mümkün değildir” diyerek bu inancını belirtmiştir. Konuşmama başlarken de belirttiğim gibi, Atatürk’ün kişilik, komutanlık ve önderlik niteliklerini birbirlerinden soyutlayarak anlatmak oldukça güçtür. O’nun dehasını Lloyd George, şu sözleriyle dünyaya ilan ediyor. “Arkadaşlar, asırlar pek nadir dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, 0 Büyük asrımızda Türk Milleti yetiştirdi. M. Kemal’in dehasına karşı elden ne gelir ki.” Türkiye ve dünyadaki her nesil; O’nun, fikir ve düşünceleri ile yaptıklarının değerini zaman geçtikçe daha iyi arılayacak ve O’nu yeniden keşfedecektir. Çünkü 0, yaşam devam ettiği sürece büyük bir önder olarak kalacaktır. Hiçbir ulus, hiçbir evladına karşı, Türk ulusunun Atatürk ‘e borçlandığı derecede büyük bir minnet yükü altına girmemiştir. “Devletimizin kurucusu ve milletimizin fedakar sadık hadimi, insanlık idealinin aşık ve mümtaz siması, eşsiz kahraman Atatürk, vatan sana rninnettardır. Bütün ömrünü hizmetine verdiğin Türk ulusu ile beraber, senin huzurunda saygı ile eğiliyoruz. Emin ol, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti ve onun kurulmasına esas teşkil eden meşalemiz İlke ve İnkılaplarını, tam bir uyanıklık içinde sonsuza dek yaşatacağız. Ruhun şad olsun, Aziz Atam. Arz ederim" dedi.
Akhisar Macide-Ramiz Taşkınlar Fen Lisesi Tarih Öğretmeni Mustafa Görçakır, günün anlam ve önemini anlatan konuşmayı yaptı. Mustafa Görçakır;" Dünyanın en seçkin ve en saygın lideri şöyle diyordu; iki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! 0, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ideal için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. 0 Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur. Mensubu olduğu Türk Milleti’ni sonsuz bir aşkla seven Mustafa Kemal Atatürk, milleti için her türlü zorluğa katlanmış ve kendini ona adamıştır. O’nun “Ben, gerektiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk milletine canımı vereceğim” sözü, milletini ne kadar çok sevdiğini göstermektedir.
Bugün burada bu daracık zamanda Atatürk’ü anlatmanın imkanı yoktur elbette. Şurası bir gerçektir ki hakkında binlerce kitap yazılan; sayısız araştırmalara, makalelere konu olan Atatürk’ü ve onun muazzam kişiliğini bütün yönleriyle anlatamayız. Hiçbir kimse bu muzaffer general, bu kahraman insan, bu halkçı lider kadar kendi milletinin kalbine yakın olamamıştır. Sevgili gençler, milletimizin geleceğinin sizlerin elinde olacağını bilen Atatürk, “Gençler! Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak sizlersiniz.” demişti. Sizler Atatürk ‘ün önderliğinde yetişen ve bugünlere kavuşan mutlu bir milletin çocuklarısınız. Işığınızı, inancınızı ve gücünüzü Atatürk’ten almaktasınız. Bize bıraktığı ışık, yolumuzu aydınlatmaya devam etmektedir. Hayatının en son anma kadar ülkesine hizmet etmiş olan bu büyük insan; “Benden sonra, beni benimsemek isteyenler bu temel üzerinde akıl ve 11mm rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar” demek suretiyle kurduğu cumhuriyete sahip olunmasını ve çok çalışılarak bilimde ileri bir seviyeye çıkılmasını arzu ve temenni etmiştir.
işte, 10 Kasım’lar bu yüzden milletçe tuttuğumuz yasa rağmen; Atatürk’ün fikirlerinin daha iyi anlaşılarak tatbik edileceği günler olmalıdır. Bugün, bizler onu her zamankinden daha iyi anlayarak, düşüncelerinden daha iyi istifade ederek, bilimin ışığında ülkemiz ve milletimiz için daha iyi neler yapabiliriz onu düşünmeli ve zaman geçirmeden işe koyulmalıyız. Ünlü bir devlet adamının dediği gibi “Atatürk gibi insanlar, bir nesil için doğmadıkları gibi, belli bir devre için de doğmazlar; onlar önderlikleriyle yüzyıllarca milletlerin tarihlerinde hüküm sürecek insanlardır.”Bu duygu ve düşüncelerle, aramızdan ayrılışının 80. yılında, Türk Milleti’nin yüreğinde ölümsüzleşen, Büyük Önder ATATÜRK’ ü bir kez daha gurur, özlem ve saygıyla anıyor, hepinizi sevgiyle selamlıyorum" dedi.
Akhisar Macide-Ramiz Taşkınlar Fen Lisesi öğrencileri tarafından hazırlanan Atatürk Oratoryosu solunu dolduran izleyiciler tarafından ayakta alkışladılar. Atatürk'ün Edebiyata İntikalini 80. yıl dönümü için hazırlanmış program töreni sona erdi. Törenin sona ermesinden sonra protokol, 10 Kasım programını hazırlayan Akhisar Macide-Ramiz Taşkınlar Fen Lisesi yöneticileri, Öğretmenler ve öğrencileri sahnede tebrik ettiler.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2003 Akhisar Haber