18 MART ŞEHİTLER GÜNÜNÜ ANMA İKİNCİ PROGRAMI
18 Mart Şehitler Gününü anma ikinci programı Şehit Yüzbaşı Necdi Şentürk Merkez parkı içinde Akhisar Belediyesi Sinema Salonunda saat 10.00’da başladı.
18 Mart 2016 Cuma 13:25
18 Mart Şehitler Gününü Anma İkinci Programı
Akhisar Haber Ajansı-AHA
18 Mart Şehitler Gününü anma ikinci programı Şehit Yüzbaşı Necdi Şentürk Merkez parkı içinde Akhisar Belediyesi Sinema Salonunda saat 10.00’da başladı.
Fevzi Keskinoğlu Anadolu Lisesi Edebiyat Öğretmeni Asuman Yürekli'nin sunuculuğunu yaptığı programda günün anlam ve önemini anlatan konuşmayı Fevzi Keskinoğlu Anadolu Lisesi Tarih Öğretmeni Tülay Kirazcı yaptı. Tülay Kirazcı;" Yıl 1915,
Üç kıtaya yayılmış olan ulu çınar artık görkernini kaybetmiş son demlerini yaşamaktadır. Rus Çarı 1. Petro’nun ortaya attığı “hasta adam” fikri ise Avrupa liderlerinin iştahlarını kabartarak, hain emelleri için akla gelmeyecek planlar yapmalarına sebep olmuştur. Gün artık Avrupalı için işgal ve yağma Türk Milleti içinse vatanını kurtarma günüdür. 1915, cephelere savrulduğumuz zamanlar.. Körpe yavrular koklanır, saçlarından bir tutam kesilir ,hatıra için sarılır , mendiller ağlar. Nice genç kızın muradı Çanakkale'nin yollarına dizilir , kaç nişanlının elleri veda eder, kaçının kınası ağlar. Çanakkale ki Mardin’in Denk ilçesinden Yusuf oğlu Mehmet’in , Edirne’nin Keşan ilçesinden Mustafa oğlu Halil’in, Manisa’nin Akhisar ilçesinden Osman oğlu Ahmet’in omuz omuza mücadele edip şahadet mertebesine ulaştığı yerdir. O yıllarda Çanakkale’de görev yapan bir hemşirenin anı defterinde yazılanlarına göre 1915 baharı Çanakkale sırtlan sadece top tüfek sesleriyle değil ,yaralı askerlerimizin iniltileriyle de yankılanıyordu .Çünkü yaralı Mehmetçiklerimize malzeme sıkıntısından dolayı ameliyatlar narkozsuz yapılıyordu.. Narkozsuz ameliyatlara dayanabilmeleri içinse onlara bir sopaya sarılmış keçe parçaları ısırtılıyordu. İşte o zor şartlarda yapılan bir ameliyat sonrasında şehit olan bir askerimizin ağzından çıkarılan bir keçe parçası üzerinde üç tane, diş duruyordu. Hani derler ya “dişimle tırnağımla kazandım” diye gerçekten de aziz şehitlerimiz, şimdi özgürce dolaştığımız bu toprakları bize dişleriyle tırnaklarıyla kazıyarak emanet etmişlerdir.
Anadolu halkı elinde silahı düşmana atacak mermisi olmasa da yüreğinde vatan sevgisi ile canını ortaya koyarak böyle savaştı ve düşman kuvvetlerini Çanakkale'den geçirmedi. Toprak kanla yoğrulmuşsa ve canla ödenmişse bedeli artık adı vatandır.. Bu yüzdendir ki üstüne bastığımız yere bizler toprak değil Vatan deriz. Üzerinden 101 yıl geçse de asla unutamayacağımı her göreni derinden etkileyen ve iki yüz elli bin can, evet iki yüz elli bin tane canın” yattığı yerdir Çanakkale, Çanakkale Zaferi ile birlikte, Şehitler günü olarak da kladiği1ııız bu anlamlı zafer gününde , başta Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK’Ü , Çanakkale Şehitlerimizi ve bugüne dek kutsal vatan toraklarımızı canlan pahasına koruyan şehitlik onuruna erişen tüm şehirlerimizi minnet ve şükranla anıyoruz. Yaşanan o günleri şu dizeler ne güzel dile getiriyor" dedi.
Daha sonra Hv. Üsteğmen İbrahim Bolat, Çanakkale savasını anlattı. İbrahim Bolat;" Bugün; Türk. savaş tarihine altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi’nin 101.Yıl dönümünü kutlamanın ve kutsal vatanımız için canlarını feda eden aziz şehitlerimizin şehitler Günü’nü idrak etmenin onurunu yaşamaktayız. Osmanlı İmparatorluğu/yaklaşık 600 yıl süren saltanatını 20. Yüzyılın başında kaybediyor, dışta ve içte yaşadığı mücadeleler Osmanlı Devletini çökertiyordu ./Son olarak Balkan Savaşları ile arka arkaya yenilgiler alan Osmanlı Devleti, Doğu Trakya dışında Avrupa’daki bütün topraklarını kaybetmiş, saygınlığını ve gücünü yitirmişti. Artık Osmanlı Devleti’nin Ölümü bekleniyor ve diğer ülkeler tarafından paylaşım planları hazırlanıyordu İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti konumundaki İstanbul’u alarak ‘boğazların kontrolünü ele geçirmek, Rusya’yla güvenli bir tarımsal ve askeri ticaret yolu açmak, Alman müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak gibi amaçlar ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı’nı geçmek istemişlerdi. İki tarafın gücünü kıyasladığımızda, ibre her yönüyle düşmanı gösteriyordu. Savaşın ilk aşamalarında itilaf devletlerinde I00’den fazla gemi ve gemilerde bulunan çeşitli ebatta 506 top, İngiliz 1Fransız ve Anzaklardan oluşan yarım milyona yakın asker bulunmaktaydı. Osmanlı Devletinde ise Boğaz savunması,”girişten itibaren “Dış-Orta-İç Tabyalar” olmak üzere üç savunma grubu halinde tertiplenmiş. Boğaz kıyıları boyunca 20 tabyamızda, çoğunluğu kısa menzilli ve eski model, 170 adet top mevzilendirilmiştir.
Kara gücümüz ise Liman von Sanders komutasında 6 piyade tümenı1l Süvari Tugayı ,1 Piyade Alayı ”4 Seyyar Jandarma Taburundan meydana geliyordu. Çanakkale Savaşı, 1 Dünya savaşının en büyük ve en modern donanmasının, 19 Şubat 1915’te Kumkale ve Sedülbahir tabyalarını dövmesiyle başlamıştır. Bu aynı zamanda 18 Mart’ında provası niteliğindeydi. 18 Mart 1915 Sabahı, itilaf Devletlerince Çanakkale Boğazını Geçmek Üzere Deniz Harekatına Başlandığı, Sabahın İlk Saatlerinde Üsteğmen Cemal Durusoy Tarafından Yapılan Hava Keşif Görevi Sonucu Rapor Edilmiştir. Pilotlarımız tarafından gerçekleştirilen hava keşifleri sayesinde, Müttefik filosunun bir taarruz hazırlığında olduğunun anlaşılması boğazın tüm topçu birliklerinin zamanında alarma geçirilmesi, Zaferin kazanılmasında büyük katkılar sağlamıştır. 18 Mart Günü, Muhteşem Donanma Boğazında Birbirini Destekleyerek üç Grup Halinde ilerlemekteydi. İlk grup saat 10.05’te boğazdan içeriye girmeye başlamıştı. Boğazın savunulmasına yönelik olarak, Nusrat mayın gemisi İstanbul Boğaz ağzından toplanarak taşkızak tersanesinde onarılan, (TIK) 26 adet Rus mayınını, 11. nci hat olarak 100’er metre arayla 7 Mart 1915 gecesi, müttefik donanmasının manevra sahasına, Erenköy önlerinde sahile paralel olarak, büyük bir gizlilik içersinde dökmüştür. Hattın bu şekilde tesis edilmesinde; diğer hatların döşenmesinden sonra yapılan gözlemlerde, (TIK) düşman gemilerinin bombardıman sonunda mevki değiştirme manevralarını, Erenköy koyu’nda diğer adıyla Karanlık Limandan yaptıklarının değerlendirilmesi etkili olmuş ve (TIK) müttefik gemilerinin manevra sahasının mayınlanması ile sürpriz tesirin yaratılması hedef alınmıştır. Saatler ilerledikçe Türk topçusu devleşiyor, Seyit onbaşı tarih yazıyordu. Düşman gemilerinin ateşi sırasında, Seyit onbaşı ve arkadaşı Ali dışında herkes şehit olmuş, ayakta kalabilen tek topunda mermi kaldırma vinci bozulmuştu, bu yaman onbaşı 270 kg ağırlığındaki mermiyi, tek başına kaldırıp namluya sürmüş, Geminin isabet alması düşmanı şaşkına çevirmişti. Nusrat Mayın Gemisinin döşediği Karanlık Liman’daki mayınlar da topçumuz gibi tarihi görevini yapıyordu. (TIK) saat 17.50’ye geldiğinde mağrur donanmanın, İngiliz Ocean, Irresistible ve Fransız Bouvet gibi zırhlıları batmış, Inflexble, Suffren, Gaulois gibi zırhlılar ağır yara alıp karaya oturmuştu, daha fazla direnemeyen tarihi armada geri çekilmek zorunda kalıyorı4enilgiyi ilk defa tadıyordu. İtilaf devletleri Çanakkale Boğazı’nı savaş gemileri ile aşamayınca/bu kez çıkarma yapmayı plandılar. Artık Çanakkale kara savaşları başlıyordu. İtilaf Devletleri’nin planına göre; Kabatepe, Sedülbahir ve Kumkale bölgelerine çıkarma yapılacak, ayrıca Saroz Körfezi ve Beşige bölgesine de aldatma harekatı icra edilecekti. 5.nci Ordu Komutanı General Liman Von Sanders Türk Komutanı ve kurmaylarının bütün olasılıkları dikkate alarak hazırladıklar ve aylardır uygulaya geldikleri “Düşmanın karaya çıkmasına izin vermeden imhasını sağlamak” şeklindeki savunma planını bütünüyle alt üst ederek “Kıyılarda nispeten zayıf kuvvetlerle düşmanı karşılama, derinlikte güçlü ihtiyatlarla imha” etme şeklindeki savunma planı ile tarihi taktiksel hata yapıyordu. Yaptığı plan Gelibolu’nun şartlarına uymuyordu. Düşman Arıburnu'ndan 8 km. Sedülbahir'den 10 km. ilerleye bilse savaşı kazanabilirdi. Liman Von Sanders, taarruzu düşmanın aldatma harekatı yaptığı Saroz ve Beşiğe bölgelerinden bekliyordu. Kendinden o kadar emindi ki kara harekatı başladığında, harp karargahına gitmek yerin emir komutayı devir etmeden ve kimseye haber vermeden, Saroz bölgesine giderek düşmanı oradan gözlemlemişti. Bu sırada düşman ‘Arıburnu ve Sedülbahir'e çıkarma yapmış kan gövdeyi götürüyordu. Düşmanın, aldatma harekatı yaptığını anlayamayan Sanders paşa 30 saat boyunca 4 tümeni yaklaşık 36.000 askeri, düşmanın aldatma yaptığı bölgede tutarak savaş dışı bırakmıştır. Sanders Paşa tarafından Düşmanın kıyıya çıkmasına müsaade edilmesi ve çıkarma bölgesinin doğru tahmin edilememesi, Türk tarafının zayiatını artıran en önemli etken olmuştur. Buna rağmen 8 ayı aşkın süren bu savaşta düşman, Mehmetçiğin azmi ve genç bir komutanın askeri dehasının yarattığı strateji ile karşılaşmıştır. Churchill’ Mustafa Kemal’i "Kaderin Adamı” olarak nitelendirmekteydi. 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal düşmanın Arıburnu’ndan, 25 Nisan'da yaptığı çıkarmayı, kolordu ve ordu komutanın emirlerini beklemeden, 57. Alayı ileri sürerek karşılamış, Conkbayırı ve Kocaçimen tepelerine yaklaşmakta olan Anzak kolordusunu geri püskürtmüştür. Ordunun genel yedeğini oluşturan ve sadece ordu komutanın emriyle savaşa katılabilme yetkisi bulunan 19. Tümen, bu emri bekleyerek yerinde durmuş olsaydı, Çanakkale’nin savunması düşebilir ve boğaz düşman donanmasına açılabilirdi. Mustafa Kemal, bu savaşta askerlerine sadece’ taarruzu değil ölmelerini emretmiş kendisi de vatanı için ölümden kaçmamıştır. Cephede büyük bir şarapnel parçası tam kalbinin üzerine çarpmış, kalbinin üzerinde bulunan saat param parça olmuştur. Mustafa Kemal bu durumu’ askerlerinin moralinirı bozulmaması için o günkü muharebe bitinceye kadar kimseye anlatmamış ve düşmanla daha hırslı bir şekilde çarpışmıştır. Mustafa Kemal, bu savaşı “bu öyle alelade bir taarruz değil, herkesin muvaffak olmak veya ölmek arzusuyla harekete geçtiği bir taarruzdur” diye ifade etmiştir. Nitekim, çeşitli milletlerden meydana gelmiş, düşman askerleri, yapışıp kaldıkları Arıburnu’nun yalçın yamaçlarından bir adım bile ileri atamamışlardır. 250 bin den fazla askerimizin şehit olduğu bu savaşlar sonucunda, düşman donanmaları ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kalmıştır. Çanakkale Zaferi; dünya tarihinde bir dönüm noktasının yaşandığı, güç dengelerinin değiştiği, olayların akışı üzerinde Türk Ulusunun belirleyici bir rol oynadığı, Kurtuluş Savaşımızın ilk meşalesinin tutuşturulduğu, yüce Türk ulusunun kahramanlık ve fedakarlığının doruk noktasına ulaştığı, bir prestij ve azmin mücadelesi olmuştur. Ulusumuzun tarihi, her sayfası altın harflerle yazılmış destanlarla doludur. Bu destanların yazarı, Çanakkale’de, Gaziantep’te, Kahramanmaraş’ta, Şanlıurfa’da, İnönü’de, Sakarya’da, Afyon’da, bir gül bahçesine girercesine toprağa girmiş kahraman şehitler ile gazilerimizdir. Y31 Akhisar İlçesi, vatanın bağımsızlığı ve bölünmez bütünlüğü için bu güne kadar Osmanlı Rus Savaşında 1, Görevde 10, İç İsyanlarda 5, Balkan Savaşlarında 4, Birinci Dünya Savaşında 415, İstiklal Savaşında 4 Kore Savaşında, 2, Kıbrıs Savaşında 4, İç Güvenlik Harekatında 27 olmak üzere toplam 472 vatan evladını şehit vermiştir. Çanakkale zaferini kazandıran yüksek ruhla hareket eden Türk Silahlı Kuvvetleri, tarihten gelen sorumluluk duygusu, iyi eğitimli personeli ve güçlü yapısıyla, daha güçlü bir Türkiye için ulusunun hizmetinde çalışmalarını sürdürmektedir. Bu uğurda gerektiğinde canını feda etmekten çekinmeyen mensuplarıyla Silahlı Kuvvetlerimiz, şehitlerinin değerini ve ulusu için taşıdığı anlamı bilerek onlara sahip çıkmayı, bir şükran borcu olarak kabul etmektedir. Bizlere bu güzel yurdu emanet eden Cumhuriyetimizin kurucusu Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarını, vatanımızın bölünmez bütünlüğü ve cumhuriyetimizin temel niteliklerinin muhafazası için gözlerini kırpmadan canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi saygıyla anıyoruz" dedi.
Akhisar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün 18 Mart Şehitler Günü münasebetiyle düzenlediği ilkokullar, ortaokullar, Liseler arası Resim, afiş ve Kompozisyon yarışmalarında dereceye giren öğrencilere Akhisar kaymakamı Kaan Peker ve Hava Meydan ve Garnizon Vekili Ulş. Yb. Mehmet Kınacı tarafından hediye çekleri verildi.
30 öğrencinin hazırladığı Oratoryo programı salonu dolduran izleyicileri duygulu anlar yaşattı. Fevzi Keskinoğlu Anadolu Lisesi Öğretmenleri ve Öğrencilerin hazırladığı programı yaklaşık 2 saat sürdü. Fevzi Keskinoğlu Anadolu Lisesinin gerçekleştirdiği program sonunda eksiksiz görevlerini yaparak öğrencileri öğretmenleri izleyiciler tarafından alkış yağmuruna tutuldular. Programın sonunda Protokol, Fevzi Keskinoğlu Anadolu Lisesi Okul idaresi, öğretmen ve öğrencileri tebrik ettiler.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2003 Akhisar Haber