AKHİSAR BBP İLÇE LOKALİNDE BASIN AÇIKLAMASI YAPTI!
Akhisar Büyük Birlik Partisi ilçe lokalinde BBP Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyesi Tuncay Özfidan, basın açıklaması yaptı. Akhisar İlçe Başkanı Nurettin İbaş ve Yönetim Kurulu, Manisa İl Başkanı Merdan Güngör ve Yönetim Kurulu Üyeleri, eski il başk
02 Mayıs 2007 Çarşamba 16:25
Akhisar BBP İlçe Lokalinde Basın Açıklaması Yaptı!
Akhisar: (Kenan MOLLA)
Akhisar Büyük Birlik Partisi ilçe lokalinde BBP Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyesi Tuncay Özfidan, basın açıklaması yaptı. Akhisar İlçe Başkanı Nurettin İbaş ve Yönetim Kurulu, Manisa İl Başkanı Merdan Güngör ve Yönetim Kurulu Üyeleri, eski il başkanı Görsel Başdemir, Soma İlçe Başkanı İsmail Hakkı Bakır ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Kırkağaç ilçe Başkan Yardımcısı Ahmet Albayrak, Karakurt Belde Başkanı Mustafa Güngör ve Yönetim Kurulu üyeleri katıldı.
Saat 21:30 BBP ilçe lokalinde basın açıklamasını Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi Tuncay Özfidan okudu. Tuncay Özfidan, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü ve Anayasanın Başlangıç ilkeleri ve 2. Maddesinde sayılan temel vasıflarına sadakati göz bebeği gibi savunmaktan, kurulduğu günden beri bir an dahi geri durmamış Büyük Birlik Partisi olarak; Türkiye Büyük Millet Meclisinde 11. Cumhurbaşkanlığı Seçiminin resmen başladığı 27 Nisan 2007 gününün geç saatlerde Genel Kurmay Başkanlığı adına yayımlanan Bildiri ve muhtemel siyasi sonuçları hakkında aşağıdaki görüşleri milletimiz kamuoyuyla paylaşmayı milli bir görev ve sorumluluk sayıyoruz.
Mevcut AKP Hükümetinin ülkeyi huzur ve istikrar içerisinde yönetebilecek ehliyet, liyakat, dirayet ve cesaretten yoksun olduğu bir kere daha açıkça ortaya çıkmıştır
Dört buçuk iktidarı boyunca milli dava ve meselelerde hiçbir ciddi hassasiyet ve titizlik göstermeyerek ve hatta Türk vatanında Türk kimliğini red ve inkar etme gayretlerine cüret ve cesaret vererek milli varlığımızı zaafa düşürmekten çekinmeyen mevcut AKP iktidarı tarih ve millet önünde ağır bir mesuliyet yüklenmiştir
Cumhurbaşkanlığı seçimi münasebetiyle bir kez daha anlaşılmıştır ki, AKP iktidarı ABnin, bazıları açıkça milli bağımsızlık, beka ve menfaatlerimizi tehdit eden talepleri doğrultusunda bu güne kadarki 9 reform paketini peş peşe çıkartmakta büyük bir el çabukluğu sergilerken; Cumhurbaşkanını halkın seçmesi, milletvekili dokunulmazlığının sınırlandırılması gibi gerçek demokrasinin önünü açacak veya yolsuzlukların üzerine gitmek gibi kamu vicdanını rahatlatacak yeni bir reform paketini hiçbir şekilde gündeme getirmemiş, ne zaman ki muhalefet partilerinden birinin 27 Nisandaki Meclis oturumuna katılıp katılmaması söz konusu olunca Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından böyle bir reform paketi açacağı vaadini aynı güz kamuoyuna açıklamıştır. Bu tavır samimiyet ve dürüstlükten uzak ve gayri ahlaki bir siyasi rüşvetçilikten başka bir şey değildir.
Ne var ki, iktidar ve hükümet kanadının bütün bu olumsuzluk ve yetersizliklerinin hiç biri demokrasi ve hukuk sürecine müdahale etmeyi meşru ve haklı kılmaya yetmez. Genel Kurmay Başkanlığı adına yayımlanan bildiri, Türk demokrasisi ve hukuk devletine karşı açık bir muhtıra ve müdahaledir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin hükmi şahsiyeti ve Türk ordusunun maddi- manevi varlığına milletçe duyduğumuz tarihi ve kültürel saygıya rağmen bu mücadeleyi hoş görmeye imkan yoktur.
Söz konusu Bildirinin üslup ve muhtevasına gelince, öncelikle Türk Milletinin sıradan bir ferdi olarak da BBP olarak da derin bir üzüntü ve kaygı taşıdığımızın bilinmesini isteriz. Bildirinin üslup ve muhtevası, Türk milletinin bizim gibi, hayatları boyunca Ne Mutlu Türküm diyene şiarını baş tacı etmiş bütün fertlerinin milli ve manevi vicdanlarında derin bir yara açmıştır. Zira; Türk askerinin başına çuval geçirilirken bile, Türkiye Cumhuriyeti global güçlerin Büyük Ortadoğu Projesine, milletin iradesi hilafına mevcut AKP iktidarı tarafından açıkça angaje edilirken bile, ABye üyelik süreci adına Mustafa Kemal Atatürkün en az laik cumhuriyet ilkesi kadar mühim ve belki ondan da öncelikli mirası olan tam bağımsızlık, milli ve üniter devlet yapısı ilkeleri sistemli bir şekilde yok edilirken bile, Kıbrıs gibi milli namusumuz haline gelmiş bir davada AKP iktidarının başından beri her türlü taviz verilirken bile, milli iktisadi varlıklarımız uluslar arası sermayeye haraç mezat satılırken bile kullanılmayan ölçüde sert ve tehditkar bir üslupla, Kuran-ı Kerim okuma yarışmasını, kız çocuklarının ilahi okumasını, okul müdürlerinin şanlı Peygamberimizin Kutlu Doğum gününe katılmalarını rejim tehlikesi gibi görmenin gerçekte en büyük milli tehlikelerden biri olduğuna inanıyoruz. Cumhuriyetimizin laik karakterini, büyük çoğunluğu Müslüman olan bir toplumda, Kuran okuma, ilahi söyleme ve yahut Hz. Peygamberin doğumunu kutlama gibi manevi geleneklerin karşısına koyma şeklinde anlaşılmaya çok müsait bir üslup ve zihniyetin hem laik düzene hem de milli birlik ve bütünlüğe fayda değil, telafisi imkansız bir biçimde zarar vereceğine inanıyoruz..
Bildiride ima edilen kanun ve kurallardan hangisinin, yürürlükte bulunan ve üstelik bir başka askeri müdahalenin ürünü olan mevcut Anayasanın hangi maddesinin eki olduğunu ve bu Anayasada yer verilmeyen hangi yetkiye nasıl bir mekanizma dahilinde kullanma hakkını kime verildiğinin, sadece Bildiriyi kaleme alanlar değil, Yüksek Yargı ve hukuk otoriteleri tarafından da izah edilmesi gerekir. Kasteden şayet, İç Hizmet Kanunu ise bilinmelidir ki, çağdaş bir hukuk devletinde böyle bir kanun da, başka hiçbir kanun da yürürlükteki Anayasanın üzerine çıkamaz.Dolayısıyla Anayasa ortada dururken demokrasi ve hukuk nizamına karşı yapılmak istenilen herhangi bir müdahaleyi hiç kimse, hiçbir yazılı veya yazısız kurala dayandırılarak meşrulaştırılamaz.
Demokrasi ve hukuk düzeninin tehlikeye düştüğü böylesi kriz dönemlerinin asgari zayiatla atlatılabilmesi için sadece iktidarlara değil, muhalefet partilerini, sivil toplum kuruluşlarına ve bilhassa hukuk ve yargı organlarına da görev ve sorumluluk düştüğü açıktır. Herkesi, Türkiyenin milli, demokratik, laik ve sosyal hukuk düzenine karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.
Bu günden itibaren Türk siyasi hayatının içine girdiği süreçte, demokrasi ve hukuk dışı hiç bir tasarruf ve dayatmaya destek vermeyeceğimizi ısrarla vurguluyor ve bilhassa 12 Mart döneminde görüldüğü tarzda Türkiye Büyük Millet Meclisi dışında kurulacak ve milli iradenin tecelligahı olan Meclisi devre dışı bırakacak her türlü iktidar ve hükümet formülünü gayri meşru ve hukuk dışı sayacağımızı şimdiden ilan ediyor, Büyük Türk Milletini birlik ve beraberlik içinde davranmaya, vekar ve sükunetini muhafaza etmeye davet ediyoruz.
Ancak, bir kere daha ifade ediyoruz ki, ne birlik - beraberlik endişemiz, ne de vefakar ve sükunet çağrımız, demokratik hassasiyetler ve meşru hukuka sadakatteki kararlılığımızı devam ettirmeye engel olmayacaktır dedi.
MKYK Üyesi Tuncay Özfidan Anayasa mahkemesinin verdiği karar siyasi bir karardı. Ülkeyi Kaosa sürüklüyorlar. CHP Genel Başkanı Deniz Baykalın yaptığı açıklama Anayasa mahkemesi ters karar verseydi Türkiyede çatışma çıkardı Baykalın bu sözlerini şiddetle kınıyorum. Baykalın ne kadar demokrat olduğu meydandadır. Meclisin içindeki Partilerin Kabahati çok büyük. Anavatan ve DYPyi demokrasi dışı davranışlarından dolayı kınıyoruz. BBP olarak Genel Kurmay Başkanlığının açıklamasına yazılı beyan veren tek partiyiz. Hükümet Genel Kurmay Başkanlığının açıklamasını kendisine yapılmadığını söylüyor. Acaba bu muhtıra kime yapıldı. Halkımızın kendisine karşı yapılan, manipülasyonlara kanmamasını demokrasinin rafa kaldırılması durumunda kimin inançla ve dirayetle bu oldu bittilerin karşısında durabildiğini iyi değerlendirilmesini, oylarına sahip çıkıp Türkiyenin geleceğine sahip çıkmalarını söyledi.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2003 Akhisar Haber