18 Mart 2025
  • Manisa11°C
  • İzmir11°C

AKHİSAR EĞİTİM BİR-SEN CUMHURBAŞKANLIĞI SÜRECİNİ DEĞERLENDİRDİ

Akhisar Eğitim Bir-Sen yönetim kurulu ve sendika işyeri temsilcileri sendika hizmet binasında bir araya gelerek birinci turu 10 Ağustos günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.

Akhisar Eğitim Bir-Sen Cumhurbaşkanlığı Sürecini Değerlendirdi

18 Temmuz 2014 Cuma 11:14

Bu haber toplam 3451 defa okunmuştur

Akhisar Eğitim Bir-Sen Cumhurbaşkanlığı Sürecini Değerlendirdi
Haber Merkezi

Akhisar Eğitim Bir-Sen yönetim kurulu ve sendika işyeri temsilcileri sendika hizmet binasında bir araya gelerek birinci turu 10 Ağustos günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Açıklamayı Akhisar Eğitim Bir-Sen İlçe başkanı Süleyman Erdem yaptı.

Millet olarak, ilk kez doğrudan kendi irademizle Cumhurbaşkanı seçeceğimiz ve siyasal tarihin akışına da etki edecek bir süreci yaşıyoruz. 12.Cumhurbaşkanının doğrudan milletin oylarıyla seçilecek olmasını, vesayeti tasfiye sürecinde son aşamaya gelindiğinin tescili olarak görüyoruz.

İnşa ve ihyası için mücadele ettiğimiz medeniyet değerlerimiz, yakın tarihten çıkardığımız sonuçlar, medeniyet havzamızda yaşananlar, 12. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine çok daha büyük anlam ve sonuçlar yüklememizi de zorunlu hale getiriyor.

Çünkü, milletin oylarıyla seçilecek ilk Cumhurbaşkanı, kadim medeniyetimizin ihyası ve Yeniden Büyük Türkiye davalarının öncüsü olma sorumluluğunu da üstlenecektir. Milletin oylarıyla seçilecek 12.Cumhurbaşkanımız; istikbal, istiklal ve istikrar noktasında büyük bir ivme yakalayan ülkemizin demokratikleşme, sivilleşme ve özgürleşme yolculuğunun da liderliğini yürütecektir.

Türkiye, sadece milletimiz için değil medeniyet havzamızdaki bütün ülke ve toplumlar için yeni ufuk ve umutların öznesi olmak durumundadır. Artık, Türkiye herhangi bir ülke değildir. Artık, Türkiye başka coğrafyaların yaralarını saran, mazlumlarına kol kanat geren, zulme ve zalime karşı sessiz kalmayan proaktif diplomasiyi esas alan vizyoner bir ülkedir. Cumhurbaşkanının halkın oylarıyla seçilecek olmasını, mevcut siyasi iradenin millet egemenliğine ve milletin takdirine bağlılığının göstergesi olarak kabul ediyoruz.

Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilecek olması önemli ancak halkın doğru kişiyi, doğru ismi Cumhurbaşkanı olarak seçmesi de çok önemli. Biz, bu noktada, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu Cumhurbaşkanı profilini ve sahip olması gereken nitelikleri ifade edelim.

12. Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin lideri olacaktır. Türkiye, gelecek vizyonuna uygun olarak Lider Cumhurbaşkanı profiliyle, medeniyetin ihyası ve Yeniden Büyük Türkiye inşası sürecini hızlandırmalıdır. Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu Lider Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’da yazılanlar dışında vasıflara da sahip olması gerekir.

Eğitim Bir-Sen olarak;

Vesayetle mücadele etme kapasitesi, demokrasiyi kurumsallaştırma hedefi olacak, küresel vesayetin bitirilmesinde cesur davranacak ve muhataplarına meydan okuyabilecek,

İnsan hakları, insan onuru ve eşit vatandaşlığı önemseyecek, demokratikleşme sürecine hız katacak ve demokrasinin kurumsallaşmasına katkı sağlayacak,

Sivilleşmeyi hızlandıracak, sivil toplum kuruluşlarıyla devamlı istişare halinde olacak,

Çözüm Sürecini, Devletin, ülkenin ve milletin birliğine dair hassasiyetleri koruyarak devam ettirecek,

Ekonomik istikrarın korunmasına ve ekonominin büyümesine katkı sunacak vizyona sahip olacak,

Kadim medeniyet değerlerimizin yeniden inşasında tarihsel sorumluluk üstlenerek, medeniyet ve kültür değerlerimizi dünya ile buluşturacak,

Kültür-Gençlik-Eğitim ve Ahlak alanlarında hem Devlet erklerine hem de topluma öncülük yapacak,

Milletin ortak talebi ve hedefi olan Sivil Anayasa’nın; eşit vatandaşlık temelli bir anlayışla yapım ve yazımına öncülük edecek,

Yasama, yürütme ve yargı erklerinin işbirliği ve uyum içerisinde çalışmasını sağlayacak,

Şeffaf ve hesap verebilir bir Devlet yönetimi için denge ve denetleme mekanizmalarının kurulmasına ve işletilmesine öncülük edecek,

Emek ve Sermaye kesimiyle sürekli ve etkileşime açık iletişim kuracak ve bu kesimler arasında ihtiyaç duyulduğunda uzlaşma zemini oluşturabilecek,

Avrupa Birliğinin demokratik standartlarını yakalama noktasında öncülük ederek, Birliğin demokrasi ve özgürlükler konusundaki çifte standart uygulamalarını sona erdirmek için mücadele edecek,

Bölgesel ve küresel risklere karşı inisiyatif alacak ve Dünya mazlumlarının sözcüsü olacak

vizyona sahip Lider Cumhurbaşkanı istiyoruz.

Cumhurbaşkanı adaylarının hem Türkiye’yi tanımak hem de Türkiye’de tanınmak yönüyle benzer durumda olmadıklarının bilincinde olarak; Türkiye’yi bilen, milletiyle ortak ya da benzer bir hayat öyküsüne sahip, milletle aynı sıkıntıları çeken, milletin sevinçlerini, gelenek, göreneklerini bilen ve yaşayan., medeniyetin değerlerini yaşayan ve yayan, Türkiye’nin siyasi ve toplumsal dengelerini bilen ve yönetebilen bir Cumhurbaşkanı istiyoruz.

Bizler, Türkiye’nin siyasi, ekonomik, kültürel ve toplumsal açıdan bugün ulaştığı seviyeye bakarak; geçmişte yaşadığımız sıkıntı ve baskıları, devletin karşı karşıya kaldığı küresel operasyonları, millet-devlet arasında çıkarılan çatışmaları ve bunları çıkaranları unutmadık, unutmayacağız.

Üniversite kapılarından geri çevrilen genç kızlarımızı, Kur’an Kurslarına gidemeyen çocuklarımızı, başörtülü olduğu için memurluğu sona erdirilen kadın kardeşlerimizi, Kürt olduğu için ötekileştirilenleri, evladıyla Kürtçe konuştuğu için jandarma şiddetine maruz kalan anneleri, kesintisiz eğitim uygulamasıyla kendi çocuklarına ve gençlerine zulm eden devlet aygıtını, katsayı uygulamasıyla siyaseten kast sistemine dayanan eğitim sistemini bu ülkede yaşadık.  Kendi vatandaşını tehdit olarak görüp darbe yapan, muhtıra yazan ceberrut devlet hüküm sürdü Türkiye’de. Bir yandan ötekileştiren devlet, diğer yandan kan pazarı kuran terör örgütü geri gelmeyecek otuz bin canımızı ve çözümsüz otuz yılımızı çaldılar. 28 Şubat’ın zulmünün etki ve travmaları hala tam olarak bitmiş değil.

Evet, bugün bunların hiçbiri Türkiye’de sıkıntı olarak yok. Millet daha özgür, daha müreffeh, daha huzurlu. Yollarımız, havaalanlarımız, hastanelerimiz, üniversitelerimiz, köprülerimiz, barajlarımız her geçen gün artıyor. Hayat kalitemiz sürekli yükseliyor. Çözüm süreciyle birlikte terör ve terör mağduriyeti sona eriyor.

Kesintisiz eğitim yerine 4+4+4 sistemiyle çocuklarımız daha esnek tercihlerde bulunabiliyor. İmam-Hatip ortaokulları açıldı. Katsayı uygulaması sona erdi. Kız öğrencilerimiz ve kadın kamu görevlisi kardeşlerimiz başörtüsüyle eğitim görebiliyor, kamu hizmeti sunabiliyor.  Kamu görevlileri toplu sözleşme hakkına sahip kılınırken, işçilerin grev yasakları azaltıldı.

Hak ve özgürlüklerin esas, yasakların istisna olduğu bir Türkiye var artık. Filistin’in, Arakan’ın, Somali’nin yardımına koşan bir Türkiye var.  Türkiye, bölgesel ve küresel ölçekli konularda sözü dinlenen, tepkisi merak edilen bir ülke artık.

Bütün bunlar, son on yıllık dönemdeki siyasi ve ekonomik istikrarın, demokratikleşme ve özgürleşme kararlılığının sonucudur. 12 Eylül 2010 referandumuyla, devlet, milletin devletine dönüşmüş ve devletin milleti algısı sona ermiştir.  Türkiye, uzun soluklu ve tarihe kayıt düşen gelecek vizyon belgelerini açıklamıştır.  Bölgesel ve küresel aktör Türkiye yolculuğu da kararlı bir şeklide devam etmektedir.

Biz bu gerçekler ışığında, 12. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Eğitim Bir-Sen olarak; 

Türkiye’nin bu dönüşüm hikayesine, reformist sürecine, özgürleşme ve demokratikleşme iradesine, vesayetin deşifresine ve tasfiyesine öncülük eden siyasi hareketin liderliğini yapan, dünya mazlumlarının sesi ve nefesi Türkiye fotoğrafını ortaya çıkaran, zulme ve zalime karşı diplomasinin sahte nezaketine sığınmadan tepki verebilen, İsrail Devlet Başkanına “oneminute”,  otuz yıl terör estiren örgüte “silahı bırak” diyebilen,  Çözüm Sürecini sahiplenen “milletin adamı” Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğiz.

 

 

Akhisar Eğitim Bir-Sen Cumhurbaşkanlığı Sürecini Değerlendirdi
Akhisar Eğitim Bir-Sen Cumhurbaşkanlığı Sürecini Değerlendirdi
Akhisar Eğitim Bir-Sen Cumhurbaşkanlığı Sürecini Değerlendirdi
Akhisar Eğitim Bir-Sen Cumhurbaşkanlığı Sürecini Değerlendirdi

Yorumlar
  • Emekli öğretmen28 Temmuz 2014 Pazartesi 17:4217:42

    Adalet

    Çok eski yıllarda krallıkla yönetilen bir ülke varmış; ama, bu ülkede hukuk ve hakimler de varmış. Krallığın törelerine göre, bir ‘vatandaş’ öldüğünde şehir merkezindeki dev çan 1 kez çalınırmış. Uzuuun uzun da yankılanırmış.

    ‘Eşraf’tan biri ölürse çan 2 kez, ‘büyük bir devlet adamı’ ölürse 3 kez, ‘kral’ öldüğünde ise 4 kez çalınırmış.
    Gel zaman git zaman...
    Şehirde bir olay yaşanır ve konu mahkemeye taşınır. Davanın sanığı olarak mahkeme huzuruna çıkartılan adamın masumiyetini, tüm ülke halkı bilmektedir. Bir formalite olarak görülmesi ve beraat beklenen davadan sürpriz bir karar çıkar.
    Suçsuz olduğu bilinen sanık, ‘para cezası’na mahkum olmuştur.
    Hakim sorar: “Bir diyeceğin var mı?”
    Sanık cevaplar: “Hayır...”
    Mahkeme biter, dinleyiciler dağılır. Kafalarda büyük bir kaygı vardır.
    Çünkü adam suçsuzdur, ama para cezası verildiğine göre suçlu bulunmuştur.
    Kısa süre sonra dev çan bir kez çalar.
    Herkes meraktadır: “Acaba kim öldü!”
    Çan 2. kez çalar:
    “Acaba eşraftan kim öldü!”
    Çan 3. kez çalar:
    “Acaba ölen büyük devlet adamı kim?”
    Çan 4. kez çalar; herkes feryat eder:
    “Eyvah, kralımız öldü...”
    Ve çan 5. kez çalar...
    Krallıkta görülüp işitilmiş bir durum değildir bu. Herkes çan görevlisine koşar. Bir de bakarlar ki; çanı, haksız yere suçlu bulunan adam çalmaktadır.
    Halk sorar: “Ne demek 5 kez çan çalmak. Kraldan büyük birisi mi öldü?”
    Cevap şaşırtıcı olduğu kadar anlamlıdır da: “EVET ADALET ÖLDÜ!”
    Siz duymadınız mı ?

    Beğendim (0)Beğenmedim (0)Yanıtla
  • postman27 Temmuz 2014 Pazar 14:3514:35

    İyi saklayın bu bildiriyi ve fotoğrafları..Tarih bu günleri sorguladığında ve yargıladığında ,çocuklarınıza izah edebilecekmisiniz bakalım bunları...

    Beğendim (0)Beğenmedim (0)Yanıtla
  • arkadaş20 Temmuz 2014 Pazar 17:2917:29

    güzel değerlendirmeler yap süleyman bey haklıyı haksızı ayırt etmeden şimdiden halk eğt müd kaptın.yolun açık olsun.geleceğin milli eğt müdürü.

    Beğendim (0)Beğenmedim (0)Yanıtla
  • EĞİTİMCİ19 Temmuz 2014 Cumartesi 19:0519:05

    Eğitim Bir-Sen cumhurbaşkanlığı süreciyle ilgili açıklamadan önce öğretmenlerin ve idarecilerin durumlarıyla ilgilide bir basın açıklaması yapmayı düşünüyor mu ?

    Beğendim (0)Beğenmedim (0)Yanıtla
  • y.f.19 Temmuz 2014 Cumartesi 15:4415:44

    Ocak ayından önce maaşım 2231tl idi. Siz ve ağababalarınızın attığı imza ile 2354tl oldu. Hükümetin verdiği %3+3 pazarlıksız kabul edilmiş olsa (2231*0,03)+2231=2297,63tl olacaktı. Ne güzel biz daha fazla aldık diyorsunuz. Ben de teşekkür ederim diyemiyorum. Çünkü unutulan ya da unutturulan enflasyon farkı var. Şimdi bir matematik hesabı daha yapalım. Kaçtı enflasyon %5,27 Bu enflasyondan birinci altı ayın %3'ünü çıkaralım. %5,27-%3=%2,27 değil mi? Buraya kadar anladık sanırım. ( 2297,63*0,027)+2297,63=2359,66tl nerede temmuzdan sonraki %3 daha ilk altı ayda bile 2359-2354=5tl zararı var memurun.
    İkinci altı aya gelirsek isterseniz onu da yazayım. (2359*0,03)+2359=2429,77 %03 zam teklifi ile 2014 yılında alınacak net maaş miktarı. Tamam mı? Şimdi anlaşıldı sanırım. Ben şimdi 2014 sonuna kadar 2354tl alacağım kabul edelim sizin imzanızla. %03’lük tekliften sizin imzaladığınız miktarı çıkaralım. 2429,77-2354=75,77tl aylık kayıp var maaşlarda.
    Diyeceksiniz ki öğretmenler 75+75=150tl fazladan ek ödeme aldı. Tamam, ona da kabul. Diğer memurlar yıllar önce almadı mı? O zaman öğretmenlere niye verilmedi? Çünkü öğretmenler kalabalık bütçe dengelerini sarsar denildi. Daha bitmedi. Sizin attığınız imza ile ek ders ücretleri ne zam gelmedi. Eş yardımına, çocuk yardımına vs. hiç birine zam gelmedi. Bu nasıl bir sözleşme?
    Son olarak bir sınıf öğretmeni eskiden ekim kasım aylarında %20’lik vergi dilimine girerdi. Şimdi ise temmuz ayında vergi dilimine girdiler. Bu da demektir ki, her ay 45-50 hatta daha fazla kayıp demek. Gündeminize alabiliyorsanız %05’lik vergi dilimini gündeme alın. Geçtim %15’lik kısmını.
    Hesap orta Süleyman Efendi. Önce memurun bu kayıplarını basın açıklaması ile değerlendirin. Üyeleriniz hala size ve avenenize destek vereceklerse hem size hem de onlara bravo. Gözlerini iyi renklendirmişsiniz. Başkalarının mektuplarını okumakla bu işler olmaz. Olabiliyorsanız kendiniz olun. Sendikacılık yapın. Mektuplarınızı da kendiniz yazın. Üyelerinizden kestiğiniz aidatları hak edin. O aidatlar siz haftada 30 saat ek ders alın diye kesilmiyor. Velev ki öyle olsun. Sizin işiniz Cumhurbaşkanlığı seçimleri değil. Sizin işiniz sendikacılık. Ama siz asli görevinizi bir kenara bırakmış takla atmakla meşgulsünüz. Yanınızda olup da resimde poz verenlerin yarıya yakını daha düne kadar sendikanın aleyhine konuşan insanlar. Dikkat edin çok fazla yaklaşmışlar. Tıpkı ülke yönetiminde olduğu gibi. Hadi bana eyvallah…

    Beğendim (0)Beğenmedim (0)Yanıtla
  • Daha fazlasını göster

Yükleniyor...