27 Aralık 2024
  • Manisa13°C
  • İzmir11°C

AKHİSAR SAADET PARTİSİNDEN KAHVEDE BASIN AÇIKLAMASI!

Akhisar Saadet Partisi son günlerde Filistin ve bölgesinde ceryan eden olaylarla ilgili İlçe Başkanı Ahmet Erdoğdu basın toplantısını Hashoca Mahallesi 113 sokak No:2 (Keçeciler Kahvesinde) yaptı. Akhisar Saadet Partisi İlçe Başkanı Ahmet Erdoğdu;

Akhisar Saadet Partisinden Kahvede Basın Açıklaması!

02 Ağustos 2006 Çarşamba 19:56

Bu haber toplam 2345 defa okunmuştur

Akhisar Saadet Partisinden Basın açıklaması!

Akhisar : (Kenan MOLLA)

Akhisar Saadet Partisi son günlerde Filistin ve bölgesinde ceryan eden olaylarla ilgili İlçe Başkanı Ahmet Erdoğdu basın toplantısını Hashoca Mahallesi 113 sokak No:2 (Keçeciler Kahvesinde) yaptı.

Akhisar Saadet Partisi İlçe Başkanı Ahmet Erdoğdu;” Mart ayında Tüp ile, Nisan Ayında Simitlerle, Mayıs ayında Tütün balyaları ile toplantılar yaptık Temmuz ayında Genel Başkan yardımcımız Temel Karamollaoğlu ile manevi tahribat ve çözüm toplantısı yaptık ve sesimizi  halkımıza duyurduk.Bizim iktidarımız dönemde 1.kilo tütün ile 3,5  litre mazot alınıyordu, şimdi ise 2  litre bile alınmıyor.Akhisar’da 26 bin tütün ekicisi vardı. Bu gün 10700 geriledi” dedi.

İsrail Günlerdir Lübnan’ı bombalıyor

Sözlerine devam eden İlçe başkanı Ahmet Erdoğdu;” İsrail’in Lübnan’a 21 günlük taarruzun bilançosu 828 ölü 3200 yaralı. Bütün dünya, İsrail tarafından aylardır sürdürülen katliamları seyrediyor; ABD gibi bazı ülke yöneticileri de  katliamlardan zevk alırcasına, bu vahşete destek veriyor; BM ve İslam ülkeleri ise şaşkın, kararsız ve kendi geleceklerinin endişesi içinde mazlum kardeşlerinin yardımına koşmuyor, koşamıyor.21. Yüzyıl Batının, özellikle İsrail, ABD ve İngiliz üçlüsünün bu vahşi yüzünü sergilemeleri ile başladı. Bu arada, arabuluculuğa soyunan AKP Hükümeti, bu girişimlerini ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Davet ettikleri HAMAS yetkililerini ortada bıraktılar. Birlikte fotoğraf çektirmekten bile imtina ettiler, AKP Genel Merkezindeki  ampulleri bile gizlediler.İsrail,  Filistin halkını taciz ederek HAMAS hükümetini zor duruma sokmak için ilk önce Filistinlilerin haklarını, toplanan vergileri vermeme kararı aldı; Filistin’e para transferlerini engelledi. Böylece, Filistin de devlet görevlilerinin maaşları ödenemedi.Gazze denizden ve karadan kuşatıldı, Filistin’e gıda ve ilaç dahil, her türlü ihtiyaç maddesinin girişine ambargo konuldu.Bu yetmedi, denizden ve havadan Gazze’de yaşayan siviller bombalandı. Deniz kenarında piknik yapan bir ailenin,10 yaşlarındaki bir kız çocuğu hariç, hepsi hunharca katledildi.İsrail bu vahşeti ABD’nin açık desteği ile gerçekleştirmektedir.Bu vahşetten, İsrail kadar, ABD ve İngiltere’de sorumludur. İsrail’i, aşırı güç kullanmakla suçlayan ve biran önce bu katliamın durdurulmasını isteyen Kofi Annan’a adeta bir cevap mahiyetinde, İsrail BM gözlemcilerinin bulunduğu, kampları bombaladı ve dört silahsız BM gözlemcisini katletti.İsrail Başbakanı Olmertin ve İsrail sözcülerinin bunun bir hafta sonucu meydana geldiğini beyan etmelerine rağmen, Kofi Annan saldırıların kasıtlı olduğunu, defalarca İsrail’in ikaz edilmesine rağmen,saldırıların durmadığını dile getirdi ve bu görüşünü çeşitli vesilelerle tekrarladı. Golan tepelerindeki, batı Şeriadaki, Kudüs’teki işgaller hala devam ediyor.İsrail Lübnan’a yedinci sefer saldırıyor.Bütün bu vahşeti, ABD’nin koşulsuz desteği ile yapıyor.Bu sebeple İsrail ve ABD’nin hiçbir ifadesine itibar edilemez, güvenilemez. Aksi hep hüsrandır. Bu noktada bizi en çok üzen, hatta derinden yaralayan İslam Ülkelerinin sergiledikleri aczi yet tablosu ve AKP Hükümetinin bu vahşete rağmen, sürdürdüğü işbirlikçi politikalardır. İnanıyoruz ki, bu vahşete dur demek mümkündür. Bundan dolayıdır ki önce, Türkiye’yi temsil eden, AKP Hükümetinin silkinmesi kendine gelmesi, mesuliyetini idrak etmesi gerekir. Cezayir devlet Başkanı, Buteflika’nın ifadesi ile, Türkiye Osmanlı’nın varisidir,bu coğrafyada mesuliyeti diğer bütün ülkelerden fazladır. Bu mesuliyeti idrak ederek; AKP hükümeti  önce bugüne kadar izlediği politikaların yanlışlığını  kabul etmeli ve gerçeklere dayalı, haklı bir “reel politika “ izlemelidir. Topraklarımız üzerinde gözü olan,hak iddia eden , bizi bölmeye çalıştığını gizlemeyen, askerimizin başına çuval geçirerek hakaret eden, gözdağı verenlerle stratejik ortaklık yapılamaz. Bu Ortadoğu’da sınırların yeniden çizilmesinin zamanı geldiğini ifade eden Rice’da aynı şeyleri  tekrarlamaktadır. Bu durumda Dış İşleri Bakanı Sayın Abdullah Gül’ün birkaç hafta önce ABD ile “ bir ortak vizyon belgesi’ni imzalamış olması AKP hükümetinin şaşkınlığının ve gafletinin en açık işaretidir. Hükümet hemen D-8 ülkelerini toplamalı, İsrail’in bu vahşetini durdurmalıdır. Bir acil eylem planının hazırlanmasına öncülük etmelidir. D-8, bu gün dünyanın en güçlü organizasyonlarından  birisi, hatta birincisidir. AKP Hükümeti’ni derhal D-8’leri  toplamaya devam ediyoruz. Ancak, güvenlik işleri, hiçbir zaman hasmane tavır sergileyen, zulmü politikalarının bir unsuru olarak, gören  ülkelere ve kuruluşlara havale edilemez. Bu sebeple Türk askerlerine NATO, ne de BM çerçevesi altında, adı “Barış Gücü” olsa, hiçbir organizasyonda  yer almamalıdır. Roma’da yapılan toplantı, oynanan oyunu gözler önüne sermiştir. İsrail vahşetini bile kınayamayan bir toplantıdan ve bu girişime engel olan ülkelerden hayır gelmez. Durum o kadar  trajiktir ki, ABD Dışişleri Bakanı Rice İsrail işini bitirene kadar , ateşkes ilan edilmemesini istiyor. Kimseden, özellikle Türkiye’den, çıt çıkmıyor.  Bu ne gaflet, bu ne delalet! Dahası var, Bu güç silahsız olacakmış ve İsrail’i  koruyacakmış . Saldıran, katleden, her türlü BM kararını çiğneyen ve arkasından  da bu küstahlığı sergileyen İsrail’e taşeronluğa Türkiye razı olamaz . zalime destek vererek, mazlumun ahını alan iflah olmaz.ABD Lozan Antlaşmasını onaylamayarak , sınırlarımızı tanımamıştır. Bu dostlukla bağdaşamaz. ABD, Maraşal antlaşması ile Türkiye’nin harp sanayinin önünü kesmiştir. Elbette bu aynı zamanda hükümetlerin hatasıdır.Kıbrıs’ta katliamlar yapılırken, 1964 ve 1697 ‘de iki kere Türkiye’nin haklı müdahalesini engellemiş; 1974 müdahalesinden sonra da Türkiye’ye ambargo uygulamıştır. Türkiye’yi bölünmeye götürecek girişimlere destek vermiştir. Askerimizin başına çuval geçirerek, hepimizi rencide etmiştir.Derdimiz bunları sıralamak değil, AKP Hükümetini duyarlı ve ciddi olmaya davet ediyoruz.Her ay Saadet Partisi  olarak yaptığımız toplantılarla Akhisar halkının bilgilendiriyoruz.Haklı kimse biz onun yanındayız yaşanabilir bir Türkiye, Akhisar’da ekilmemiş alan kalmamalı, İddialıyız emekli, işçi, memur,  ve Çiftçi bu gün tütünü satmakta endişeli oluyor ”dedi.


Yorumlar