AKHİSAR’DA İMAN VE AKSİYON KONFERANSI
Akhisar İlim ve Kültür Vakfı geleneksel olarak yaptığı konferanslarına hız kesmeden devam ediyor. Hukukçu ve Yazar Ahmet Özkılınç’ın sunduğu “İman ve Aksiyon” isimli konferans Akhisar Belediyesi Meclis Salonunda düzenlendi.

27 Aralık 2014 Cumartesi 21:31
Akhisar’da İman ve Aksiyon Konferansı
Akhisar Haber Ajansı - AHA
Akhisar İlim ve Kültür Vakfı geleneksel olarak yaptığı konferanslarına hız kesmeden devam ediyor. Hukukçu ve Yazar Ahmet Özkılınç’ın sunduğu “İman ve Aksiyon” isimli konferans Akhisar Belediyesi Meclis Salonunda düzenlendi.
Yaklaşık 2 saat süren konferans öncesi Kur’an Tilaveti yapıldı ve ardından açılış konuşmasını Akhisar İlim ve Kültür Vakfı adına Mustafa Çetin; “bulunduğumuz Aralık ayı içerisinde iki büyük şahsı anma şerefiye layık olduk. Birisi Hz. Mevlana diğer ise 27 Aralık Mehmet Akif Ersoy’un vefat yıldönümüdür. Akif, hem bir iman şairi hem iyi bir hatip, hem iyi bir gözlemci, hem bütün ömrünü, bütün varlığını vahye bağlamış bir hak adamıdır. Akif ayrıca hayatının hiçbir safhasında Kur’an çizgisinden ayrılmamış bir Kur’an sevdalısıdır. Akif, Mevlana ve daha nice iman abidelerini bu aziz milletin unutması asla düşünülemez, hepsini rahmet anıyoruz.
Bu defa ki konferansımızın konusu için asrın müfessirinin ‘İman İnsanı İnsan Eder...’ diye başlayan tespitleri çerçevesinde; insanın kendi dünyasında, aile ve toplum içindeki şahsiyet ve mevkiinin belirlenmesi ve şekillenmesinde ve kemal çizgisinde yol kat etmesinde imanın önemini karar kıldık. Böyle İman ve Aksiyon ismi ortaya çıktı” dedi.
Hukukçu ve Yazar Ahmet Özkılınç, Bediüzzaman örneklemeleri ile ortaya koyduğu “İman ve Aksiyon” isimli konferansına Akhisarlı büyük ilgi göstererek salonu doldurdu. Öte yandan 27 Aralık Mehmet Akif Ersoy’un vefatının 78. yıl dönümü nedeniyle ruhuna Kur’an hediye edildi.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2003 Akhisar Haber
Bizansın yıkılmadan hemen önceki durumu da aynen böyleydi. Okuyun tarihi görürsünüz...Osmanlının da...
Beğendim (0)Beğenmedim (0)Yanıtlamüslümanlara bu kadar zulum yapılan bir dönem görmedim işin acı yanı bunu müslümanım diyenler yapıyor.
Beğendim (0)Beğenmedim (0)Yanıtlabırakın milleti dinle imanla uyutmayı,dönen katakulliler,hırsızlıklar,dolandırıcılıklar,kadın cinayetleri, çalıştığının karşılığını cebine koyamayanlardan bahset,hakkı yenilen gençlerin yerine yandaşların nasıl kayrıldığını anlatın, bırakın boş din iman lakırtılarını.uyan hey millet işlerin iyiye gitmiyor cebi dolu olanlar sana şükürcülüğü aşılamaya çalışıyor.
Beğendim (0)Beğenmedim (0)YanıtlaDiyanet'in 2 şubat 2004 hutbesi
Beğendim (0)Beğenmedim (0)Yanıtlarüşvet, karıştığı işin amacından sapmasına ve bozulmasına, girdiği toplumun perişan olup dağılmasına sebep olur. tarihe bakıldığında, pek çok milletin yok olmasının sebepleri arasında, rüşvet hastalığının olduğu görülür. rüşvetin girdiği toplumda adaletsizlik yaygınlaşır. emanetler ehline verilmez, önemli görevler layık olmayan kimselerin eline geçer. insanların birbirlerine güvenleri kalmaz. hak haklıya değil, parası ve gücü olana verilir. dolayısıyla güçsüzlere ve yoksullara zulmedilmiş olur. bunun sonucunda ise toplum düzeni sarsılır.
muhterem mü'minler,
kısaca ifade etmek gerekirse rüşvet; toplumları felakete götüren, birlik ve kardeşlik duygularını kökünden sarsan, güven duygusunu zedeleyen çirkin davranışlardan biridir. kendisinin allah tarafından her yerde görüldüğüne ve bir gün mutlaka hesaba çekileceğine inanan insanların hayatlarında bu tür olumsuz davranışlara rastlanmaz.
fert ve toplum olarak, bu kadar zararları olan rüşvetin yaşadığımız toplumda yaygınlaşmaması için elimizden geleni yapalım. dünya malının dünyada kalacağını, insanın alın teriyle kazandığının daha bereketli ve değerli olduğunu unutmayalım."
Diyanet'in 2 şubat 2004 hutbesi
Beğendim (0)Beğenmedim (0)Yanıtlarüşvet almak veya vermek, bu işi yapan insanların ruhi ve ahlaki bozukluklarının ve dini duygularının zayıf olduğunun bir göstergesidir. çünkü rüşveti ancak menfaat düşkünlüğü, hırs ve doyumsuzluk gibi ahlak dışı ve dince yasaklanan özelliklere sahip olan kimseler alır veya verirler. böylece rüşvet, en üstün varlık olarak yaratılan insanın alçalmasına ve kişiliğini kaybetmesine neden olur.
değerli mü'minler,
rüşvet, toplumu temelinden sarsan ve onun içten yıkılmasına neden olan en tehlikeli sosyal hastalıklardan biridir. rüşvetin yaygın olduğu toplumlarda hak ve adaletten söz edilemez. diğer taraftan, rüşvetin yaygınlaşmasıyla toplumda haksız kazanç sağlama yolları açılmış olur. bu gibi durumlar, zamanla normal bir yol gibi görülmeye başlanır. bu ise toplum için bir felakettir