ARABACIBOZKÖY 'DEN BİR DERGİ, ZEYTİN HOŞ GELDİN!
Tuncay Şen
26 Şubat 2016 Cuma 14:57
Arabacıbozköy 'den bir dergi, ZEYTİN hoş geldin!
TAKRİZ
Eşimin diş tedavisini beklerken hekimin masasında gözüme çarpan dergiydi Zeytin. Etkilendim. Beni yıllar öncesine götürdü. Geçici görevle kısa bir dönem görev yaptığım Akhisar'ın en batısında olan Arabacıbozköy canlandı hafızamda. Sanki dün gibi berraktı anılar. Yeşilin tonları ordaydı. Misafirverver köy halkını, kahvesinde çay içimi samimi sohbetleri,tadı damağımda kalmış alabalık lezzeti, ve sağlık ocağından görülen okuldan gelen öğrenci sesleri… Şiir de geçen “orda bir köy var uzakda, gitmesek de görmesek de, o köy bizim köyümüz” gibi gideni etkileyen köylerdendi.Gitmeden önce üzerimde ki ağır ön yargıyı bütünüyle silmişti bu köy.
İşte bu köyden Zeytin adıyla bir dergiyle merhaba dedi bana masada. Parlak ve kaliteli kağıda renkli basımıyla, gıcır gıcır haliyle. Şehre inerken bayramlıklarını giyinen köylüler gibi. Tüm sayfalarını dikkatlice fotoğrafladım iyice inceleyebilmek için.
Üniversite yıllarım geldi aklıma. “Gece Nöbeti” dergisini ne zor şartlar altında çıkartmış ve devam ettirmiştik. Ve ardından yüreğimin sesi olan “Mozaik”! Kolay değildir dergi çıkartmak.
Kimisi hayalini bile kuramaz.
Akhisar da ki köklü okullar Zeytin'le karşılaştıklarında neler hissedecekler acaba?Bilakis “neler söylecekler” demiyorum. Zor şartlar altında elde edilmiş başarılar anlatılmalıdır. Anlatılsın ki sesi daha da çağıldasın. Taşranın sesi beni oldum olası çekmiştir.Taşranın gri aydınlığı görülmelidir. Bu yazı bu şartlar altında yazılmaya başlandı.Sebeb-i telifi budur.
…
Akhisar'ın ücrası Arabacıbozköy' den bir dergi geldi, adı Zeytin'miş hoş geldin!
Arabacıbozköy Şehit Ali Bozkurt İlköğretim okulunun bu ay ilk sayısının çıktığı bir dergi bu.
Dergilerin ilk sayılarında gözler ilk editörün yazdıklarını arar. Derginin misyonunu verir editör. Ondan sonra içerik incelenir. İçerik sunulan misyon ile kıyas edilir, dergiye değer biçilir. Adet olduğu üzre editörü dikkatle okuyoruz. Akhisar'ın en batısından yeşil mi yeşil zeytin ağaçları arasından Arabacıbozköy den sımsıcak merhaba gönderilmiş okurlara. Dünyayı sular altında bırakıp yeryüzünde yaşamı silen büyük Tufandan sonra; Hz. Nuh gemiden güvercin salar.
Saldığı güvercin ağzında sımsıkı tuttuğu zeytin ile geldiğinden bu yana zeytin umudun, kurtuluşun ve barışın simgesi olmuştur. Tufanın yok edici gücüne karşı direnen zeytin ağacı da ölümsüzlüğün simgesi olarak insanlık tarihinde önemli yer edinir. Kuran-ı Kerim de zeytinin Allahın insanlara hediyesi olarak yeryüzüne cennetten indirdiğine dikkat çekilir. Editörün verdiği dikkat uyarıcı etki yapıyor okurda. Kuranı açıp zeytin ile ilgili ayetleri inceleme arzusu oluşturuyor.
O arzunun peşine takılıp Kuran-ı Kerim de zeytin’in geçtiği ayetlere bakalım:
“O(Allah) ki, Gök’ten su indirdi. Onunla, her şeyin bitkisini bitirdik ve ondan bir yeşillik çıkardık. Biz ondan kümelenmiş taneler; hurma ağacının tomurcuğundan sarkmış salkımlar, birbirine benzeyen-benzemeyen üzümler, zeytinler ve nardan bahçeler çıkarıyoruz. O olgunlaşıp ürünlerini verdiği zaman, ona bakın! Muhakkak bunda, iman eden bir kavim için ayetler(deliller) vardır.” ENAM-99
“O (Allah) ki yükseltilmiş(asmalı) ve yükseltilmemiş(asmasız) bahçeler; hurmalar, ürünü(yemişi) farklı ekinler, zeytinler ve benzeyen-benzemeyen narlar inşa etti. O ürününü verdiği zaman, ürününden yiyin ve hasad günü hakkını verin. İsraf etmeyin, muhakkak O, israf edenleri sevmez.” ENAM-141
“Onunla(suyla), sizin için ekinler, zeytinler, hurmalıklar, üzümler ve ürünlerin her türlüsünden bitirir. Muhakkak bunda, tefekkür eden bir kavim için, ayetler vardır.” NAHL-11
Sema'dan ölçüyle su indirdik. Onu, yeryüzünde iskan ettik. Muhakkak biz, onu(suyu) gidermeye de kadiriz.
Onunla, sizin için üzümden, hurmadan bahçeler inşa ettik. Orada, birçok ürünler vardır ve ondan yersiniz.
Tur-i Sina'dan çıkan bir ağaç vardır. O (ağaç), yiyecek olanlar için, katık(zeytin yağı) verir.” MÜMİNUN 18-20
“Allah, 'Göklerin-Arz'ın (Evrenin) 'Nuru'dur. 'Allah'ın Nuru'nun misali, 'Oyuk' içinde bulunan bir ‘Lamba’ gibidir. Lamba, bir sırça içerisindedir ve sırça, sanki 'incimsi bir yıldız'dır(nötron yıldızı gibi). O(Lamba) ki, ne doğuda, ne de batıda bulunmayan, mübarek bir zeytin ağacından yakılır. Neredeyse, ateş dokunmasa da, onun yağı, 'ışık' verir. (Bu), Nur üzeri Nur'dur. Allah, kimi dilerse, onu Kendi Nuru'na doğrultur. Allah, insanlar için misaller verir. Allah, her şeyin Âlimi'dir.” NUR-35
"Muhakkak biz, (suyu) bir boşaltmayla boşattık.Sonra arzı parçalayıp-yumuşattık.Orada bitirdik habbeler,
Üzümler, meyve veren ağaçlar,Zeytinler ve hurmalar."ABESE-25-29
“Andolsun incire ve zeytine!Ve Sina Dağı'na,Ve şu Emin Belde'ye.” TİN1-3
Ayrıca zeytini anlatan hadisler geldi aklıma.
Zeytin ağacından diğer kutsal kitaplar da söz ediyor.. Tevrat ve İncil'de zeytin sözcüğü 140 kez geçer. Zeytin ağacı İncil'de kutsal bir bitki olarak geçer. İsa Peygamber'in gökyüzüne çıktığı Zeytin Dağı'nın eteklerindeki “Gethsemane Bahçesi”nde bulunan 8 büyük zeytin ağacının İsa'nın dualarına, gözyaşlarına ve ölümüne tanık olduğu, İncil'de yer almaktadır. Bugün hala zamana meydan okuyan bu ağaçlardaki zeytin tanelerinin Hıristiyanlara İsa'nın gözyaşlarını hatırlattığı söylenir durur.
Tevrat'ta “Yahova”nın Musa Peygamber'e zeytinyağı ile seçkin parfümlerin karışımından olan Kutsal Mesih Yağı (vaftiz yağı)'nın reçetesini verdiği anlatılır.
Yunan mitolojisinde tanrıça Athena'nın hayatını sürdürebilmesi için zeytin ağacını sürekli görmesi gerekiyordu. Kimi tanrıların da zeytin ağacının altında doğması gerekiyordu. Eski Yunan'da kutsal ağaç olarak kabul edilip zeytin tarımının sadece iyi ve dürüst insanlar tarafından yapılmasına izin verilmekteydi.
Zeytin ağacına zarar verenler ölümle cezalandırılmaktaydı. Olimpiyat şampiyonaları zeytin yaprakları ile taçlandırılmaktaydı. Zeytinyağının dinsel törenlerin kutsal lambalarında yakılmaktaydı. Kralların ve yeni doğan bebeklerin kutsanmasında kullanılmaktaydı.
Zeytin ağacının görüntüsü sanatçıları etkilemiştir. Fotoğraf sanatçısı Suat Çağlıyan ömrünü Zeytin ağacının görselliğine adamıştır adeta. “Zeytin ağacının gövdesindeki ayrıntılar her zaman ilgimi çekmiştir. İki üç bin yıl yaşayabilen bu ağacın gövdesi, çok yaşlı insanların yüzü gibi, kıvrımlar ve şekillerle doludur. Dikkatli bakılırsa bu kıvrımlarda kimi zaman bir kadının çizgileri, kimi zaman düşsel yaratıkların şekilleri görülür...Böylesine zengin bir görüntü koleksiyonu olan zeytin ağacının gövdesinin, yıllardır fotoğraflarını çekerim.” demiştir.
İsrail zulmünü yaşamış Filistinli şair Mahmut Derviş,«...Eğer zeytin ağacı, kimlerin kendini toprağa diktiğini bilseydi Yağ yerine gözyaşı akardı zeytinlerinden...” diyerek zeytinin asırlar süren tanıklığına dikkat çekmiştir.
Nazım Hikmet için yaşamı ciddiye almanın göstergesi gibidir zeytin dikmek, hem de yetmişinde..
Şair Hüseyin Yurttaş’ın
«...Kırmayın dallarımı Birbirinize uzatmayacaksanız” dizeleri de sarsıcıdır.
Ya Hidayet Karakuş ‘un:
“«...tarih bile onunla başlayacak
her mevsim ona çalışırken
zeytinden önce zeytinden sonra yazarak...” dizelerine ne demeli?
Zeytin denilince böyle uzun uzun konuşmak mümkündür. Ne kadar konuşulsa da hep bir yanı eksik kalacaktır.
Akhisar ilçesi ve köyün temel ekonomisi bu şifa dolu meyveye dayanmaktadır.Bu nedenle dergiye isim seçilirken Akhisarımızla özdeşleşmiş ünü tümTürkiye ve Dünyaya yayılan bu mübarek ve bereketli meyveden ilhan aldığı ilan ediliyor. Zeytin özveridir , sabır işidir. Ağacın dikimizden soframıza gelinceye kadar birçok aşamadan geçer. Her aşama da ayrı emek, ayrı özveri gerekiyor. Zeytin dergisinde emeği geçenler, zeytini yetiştirenlerin verdiği emeği kuşandığını söylüyor. Emek geçen Okul Müdürü Çetin Çelik başta olmak üzere öğretmenleri ve öğrencileri yürekten kutlamak istiyorum. Ve dergiye reklam vererek katkı sağlayanları. Kazançlarına bereket gelsin. Derginin bereketli zeytin hasatları gibi olmasını diliyorum.
Okul müdürünün yazısında geçen şu ibareler göz kamaştırıcı : “Dergiyi çıkarmamızda ki asıl amaç, okulumuzu tanıtmak veya okula yeni bir gelir kapısı açmak değil,öğrencilerimizin kendilerini gerçekleştirmelerini sağlamak.”
‘Okulumuz hakkında’ bölümünde 1936 yılında yapılan okul tarihçesi verilmiş. Okula adı veren şehit jandarma er Ali Bozkurt tanıtılmış.Ruhu şad olsun.
Akhisar Milli Eğitim müdürü Süleyman Mermer ile yaptıkları sohbeti okuyoruz. Müdürümüzün bilmediğimiz yönlerini öğreniyoruz. En sevdiği kelimenin, ilk emir “oku” olduğunu, en nefret ettiğinin ise “mazeret oluşu”. 10 yıl sonrasını Akisar hayalini kurması isteniyor ondan.Onun kahramanlarının kimler olduğunu öğreniyoruz. Çocukların mutlaka okumalı dediği kitapların adını, ve en sevdiği türkünün “yazımıkışa çevirdim, bak gözünde yaşa leyla” olduğunu, bir arkadaşta vefanın mutlaka olması gerektiğini .. öğreniyoruz.
Minik ressamlardan seçkiler sunulmuş. Küçük şairler unutulmamış.
‘Eğlenceli matematik’ bölümünde mizahi bakış açısı var.
Ana sınıfı öğrencilerine, “Atatürk kimdir?” sorusuna verilen cevaplar, ‘çoçukların gözünden Atatürk' sayfasında sunulmuş. Bir cevap ‘ölmeseydi bize oyuncaklar getirirdi' demesi tebessüm getiriyor yüzümüze.
'Anne- Babalarımıza' başlığında kendisi ile ilgilenmeyen babasına hayat dersi veren çocuk anlatılıyor. Saatte 20 tl kazanan babasından 10 tl borç alıp kendi biriktiği 10 tl yi eklereyerek babasına vererek, “bana bir saatini verir misin?” diyen o çocuğun sesini duymalıyız. O ses bize çünkü!Okul öğrencilerinin ilçe de elde etmiş olduğu başarılar verilmiş. TEOG daki başarıları takdire şayan!
İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'a iki tam sayfa yer verilmiş. “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı Yazdırmasın”duasına, sesli olarak “amin” demeliyiz. Yürekleri etkileyen dizelerine yer verilmiş Safahat'tan. Nur içinde yatsın!
Süper ligde tozu dumana katan Akhisar Belediye Spor ziyaretine ait fotoğraflar.
Çok okuyan değil çok gezen bilirmiş. ‘Az gittik Uz gittik’ bölümü ile Çanakkale ve Sasallı gezilerine yer verilmiş.Jandarma ziyaretinde trafik kuralları uygulaması yapılmış.
Okul meclisi seçimleri ile okul etkinlikleri anımsatılmış.Bilime Merhaba! bölümü ilginç.. Geliştirilerek devam edilmeli. Unutulmaya yüz tutmuş geleneksel oyunlarımızdan ‘Güddana’ ve ‘Civcivli Guk Guk’ tanıtılmış.Zamane çocuklarını sokaklara davet ediliyor…Bilgisayar çılgınlığına doğru alternatif sunuluyor.
Elde mikrofon okulda dolaşıp herkese sormuşlar ‘Maküsen Mütenasip' nedir? diye. Verilen cevaplar alt alta sıralanmış. O kadar kişi içinde sadece Okul müdürü ve Feyzullah Hoca bilmiş. Velhasılıkelam, yaşımızla makusen mütenasip kalite de bir dergi çıkardık demek istemişler. Bize de tasdiklemek düşer bu iddiayı. Size acizane önerim olacak gençler: bir sonraki sayınızda “kadirşinas itaatsizlik” ve “tevarüs edilmemiş asalet”i sorun. Hayat serüveninizde size yol gösterici olmasını dilediğim bu iki değeri yüklenin. Yükünüzü hafifletecektir. Yolunuz açık olsun. Dergi arşivimde Zeytin'inizi saklamam için bana gönderir misiniz?
YASAL UYARI:Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Akhisar Haber Ajansı - AHA'ya aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazı sadece Akhisar Haber Ajansı tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2003 Akhisar Haber