26 Aralık 2024
  • Manisa6°C
  • İzmir8°C

AYDEMİR; İSTİKLAL MARŞIMIZ EŞSİZ BİR MÜCEVHER NİTELİĞİNDEDİR

Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) Manisa Milletvekili Uğur Aydemir, İstiklal Marşı’nın kabulünün 94. Yılı ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma günü nedeniyle yazılı bir basın açıklaması yayınladı.

Aydemir; İstiklal Marşımız Eşsiz Bir Mücevher Niteliğindedir

12 Mart 2015 Perşembe 11:43

Bu haber toplam 2590 defa okunmuştur

Aydemir; İstiklal Marşımız Eşsiz Bir Mücevher Niteliğindedir
Haber Merkezi

Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) Manisa Milletvekili Uğur Aydemir, İstiklal Marşı’nın kabulünün 94. Yılı ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma günü nedeniyle yazılı bir basın açıklaması yayınladı. Milletvekili Uğur Aydemir yaptığı yazılı açıklamada şunlara yer verdi;

12 Mart’ın İstiklal Marşı’nın Kabulünün yıldönümü olan tarihimiz için önemli bu günü hayırla, ibretle onurlu bir şekilde anmanın gururunu yaşıyoruz.

Milletimizin kahramanlık destanı olan İstiklal Marşımız, milli değerlerimizi, milli karakterimizi, milli şuurumuzu ve ideallerimizi yansıtan eşsiz bir mücevher niteliğindedir.

İstiklal Marşımız’ın yazılmasında 17 yıl süren müthiş bir direnişten sonra halkta meydana gelen ruhi yorgunluğun çok büyük bir etkisi vardır. Ecdadımız ne sıkıntılar çekerek, nasıl mücadeleler vererek bu cennet vatanı bize emanet etmişler.

İstiklal Marşımız, yurdumuzun düşman işgaline uğradığı felaket günlerinde hazırlandı. Anadolu’yu gezen 1. Meclis milletvekilleri, saldırgan düşmana karşı Anadolu’da tutuşan heyecanı koruyacak; vatan sevgisini ve inancını canlı tutacak, yorgun halkın onları harekete geçirecek bir marşa ihtiyacı olduğunu tespit etmiş ve bunu rapor etmişlerdir. Bu konu milli eğitim bakanlığına iletilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı da bu düşünceyi benimseyip bir yarışma düzenlemiştir. Beğenilen güfte için 500 lira ödül verilecektir. Yarışma için 724 şiir gönderilir. Bir kurulca bunlar titizlikle incelenip 6 tanesi ayrılır. Ama hiçbiri beğenilmez; marş olacak değerde bulunmaz. O zaman Burdur Milletvekili olan Mehmet Akif‘in para ödülünden rahatsızlık duyduğu için yarışmaya katılmadığı öğrenilir. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi şairin Meclisteki sıra arkadaşı Balıkesir Milletvekili Hasan Basri Beyin yardımını ister.

Hasan Basri Bey bundan sonrasını şöyle anlatıyor:

 Akif Bey’in yanımda olduğu bir zaman, elime bir kâğıt parçası alarak, onun dikkatini çekecek bir tarzda yazmaya başladım.

 - Ne yazıyorsun?

 - Marş, İstiklal Marşı yazıyorum.

 - Yahu sen ne adamsın? Seçilecek şiire para ödülü verileceğini bilmiyor musun? İçinde para olan bir işe nasıl katılıyorsun?

 - Yarışma kaldırıldı? Seçilecek şiire ne para verilecek, ne de her hangi bir ödül. Milli Eğitim Bakanı bana güvence verdi.

 - Ya, o halde yazalım.

İşte böylece yazılmaya başlanan ve 48 saatte bitirilen İstiklal Marşı, imzasız olarak Milli Eğitim Bakanlığının seçici kuruluna sunulur. Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi, daha önce seçilen 6 şiirle birlikte yeni şiiri Ordu Komutanlarına gönderir. Onlardan, şiirlerin askerlere okunmasını, beğenilenleri sıralamalarını istenir. Komutanlar, kısa sürede sonucu bildirirler: Hepsi de Mehmet Akif‘in şiirini birinci sıraya almıştır. Bundan sonraki iş, İstiklal Marşının TBMM’ye getirip kabul ettirmektir. Marş, ilkin Meclisin 1 Mart 1921 günü yaptığı ikinci oturumunda ele alınır. Başkan Mustafa Kemal’in söz vermesi üzerine Hamdullah Suphi kürsüye gelerek, sık sık alkışlarla kesilen şiiri okur ve son seçimin Meclise ait olduğunu söyler. O gün oylama yapılmaz. Şiirle ilgili konuşmalar ve oylama, Meclisin 12 Mart 1921 günü öğleden sonraki oturumunda yapılır. Bazı milletvekilleri, bir komisyon kurularak şiirin yeniden incelenmesini, bazıları da hemen görülüp karara bağlanmasını isterler. Uzunca tartışmalardan sonra, şiirin kabulü için verilen 6 önerge benimsenir ve İstiklal Marşı çoğunlukla ve gözyaşları içinde kabul edilir.

İstiklal Marşı kabul edildikten hemen sonra, kürsüden bir kez daha okunuyor ve bütün milletvekilleri bu kez ayakta dinliyor. Meclis yetkilileri birkaç gün sonra Mehmet Akif Bey’ e 500 liralık para ödülünü vermeye geliyorlar. Almayı reddediyor.“Ben müsabakaya girmedim. Bu para benim hakkım değildir ve bana ait değildir” diyor. Meclis yetkilileri ısrar ediyor. “Bu parayı kasamızda tutamayız. Siz alın, isterseniz bir yere bağışlayın” diyorlar. Mehmet Akif Bey bunun üzerine parayı alıyor ve bir kuruşuna bile dokunmadan hastanede yatmakta olan gazilerimize bağışlıyor. Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı'nı Safahat adlı kitabına almamış ve soranlara da  'O artık benim değildir, milletimindir' cevabını vermiştir."

Şiirin yazıldığı dönemde İstanbul’da birçok şair vardır. İyi edebiyatçılar olmalarına rağmen Yahya Kemal, Ziya Gökalp, Ahmet Haşim gibi şairlerden marş istenmemiştir. Çünkü Akif’in Çanakkale Destanı’ndan iman damlar. Anadolu’yu harekete geçirecek vatan ve peygamber sevgisi ancak Akif’in kaleminden dökülecektir. Bize “İstiklal Marşı” gibi bir milli bilinç hazinesi bırakan, vatanına ve milletine duyduğu derin bağlılık ve sevgiyle kaleme aldığı İstiklal Marşı’nı milletimize hediye eden büyük şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u, kabulü sağlayan meclis üyelerini ve bütün istiklal kahramanlarımızı rahmet ve şükranla anıyorum.

Mehmet Akif, ‘Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın’ derken, Milletimizin bağımsızlık yolunda çektiği zorlukları en çarpıcı biçimde ortaya koymuştur. Çekilen bütün bu acılar, sıkıntılar hepimize ders olmalı. Tarihimizden gerekli dersleri çıkarmalı ve medeniyet yarışın da daha üst sıralara nasıl geliriz, bunun mücadelesini vermeliyiz. Bizler bugün şehitlerimizin emaneti bu cennet vatanı muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak için var gücümüzle çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz. Milletimizin, birlik ve beraberlik içinde güzel bir geleceğe doğru yürüyüşünü emin adımlarla sürdüreceğine olan inancımla; İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü’nde,  İstiklal Savaşımızın tüm kahramanlarını rahmetle ve minnetle anıyorum.

Yorumlar