02 Kasım 2024
  • Manisa15°C
  • İzmir17°C

BAHADIR YENİŞEHİRLİOĞLU’NA SORDUK…

"Yedi Güzel Adam” da “Sahaf İsmail efendi”, Sevda Kuşun Kanadı"nda "Saatçi Hüsnü" dizilerindeki rolüyle ilk oyunculuk deneyimini yaşayan ve "Payitaht Abdülhamit" dizisindeki "Tahsin Paşa" rolüyle yurt içinde ve yurt dışında büyük bir kitlenin hayranlığını

Bahadır Yenişehirlioğlu’na sorduk…

07 Temmuz 2017 Cuma 12:52

Bu haber toplam 5904 defa okunmuştur

Bahadır Yenişehirlioğlu’na sorduk…
Akhisar Haber Ajansı-AHA

"Yedi Güzel Adam” da “Sahaf İsmail efendi”, Sevda Kuşun Kanadı"nda "Saatçi Hüsnü" dizilerindeki rolüyle ilk oyunculuk deneyimini yaşayan ve "Payitaht Abdülhamit" dizisindeki "Tahsin Paşa" rolüyle yurt içinde ve yurt dışında büyük bir kitlenin hayranlığını kazanan Bahadır Yenişehirlioğlu, çekimleri Temmuz ve Ağustos ayında Konya'da yapılacak "Direniş Karatay" filminde yer alacağı haberinin duyulması üzerine kendisiyle yaptığımız görüşmede şunları söyledi :

Yenişehirlioğlu:  “Böylesine büyük bir projede yer almak son derece heyecan verici. Konya’da 13 yüzyılı yansıtan Selçuklu dönemine ait tüm detayların büyük bir titizlikle hazırlandığı muazzam bir plato oluşturuldu. Bunun için yaklaşık 200 kişi yedi aydır çalışıyor. Şu ana kadar yapılmış en büyük bütçeli yapım olacak muazzam bir emek var. Filmin senaryosu Aynı ismi taşıyan kitabın yazarı dostum Selman Kayabaşı tarafından gerçekleştirildi. Yapımı Konya Karatay Üniversitesi’ne ait olan filmin genel yönetmenliğini Serdar Akar, yönetmenliğini ise Selahattin Sancaklı üstleniyor.  Benim ilk sinema filmi deneyimim olacak. Hem proje bazında, hem güçlü kadrosuyla müthiş bir yapım gerçekleştiriliyor, Dünya standartlarında bir projeye imza atılıyor. Hem teknik, hem içerik olarak muazzam bir proje. Türkiye ile birlikte 2018 yılında 10 ülkede aynı anda vizyona girecek olması hadisenin büyüklüğünü ortaya koyuyor.  Bakalım bu kez beni nasıl bir rolde göreceksiniz. Ben heyecan duyuyorum ama biliyorum ki sevenlerim de büyük bir heyecan içinde “ Dedi.        

"Direniş Karatay" filminin kadrosunda Yenişehirlioğlu'nun yanı sıra Mehmet Aslantuğ, Fikret Kuşkan, Nefise Karatay, Alperen Duymaz, Burcu Özberk, Yurdaer Okur, Nik Xhelilaj, Ali Buhara, Tuğrul Tülek, Ece Yaşar, Volkan Keskin ve Yusuf Aytekin de rol alıyor.

Kösedağ Savaşı (3 Temmuz 1243), Anadolu Selçuklu Devletinin Moğol Devletine yenilmesiyle sonuçlanmıştır. Türk-İslâm tarihinde fevkalade öneme sahip olan bu savaş sonrasında Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılma süreci başlamıştır.

Kösedağ Savaşı'nın nedenleri

Moğollar, Anadolu Selçuklu Devletinin güçlü hükümdarı Alaeddin Keykubat’dan çekiniyorlardı ve bu sebeple Anadolu coğrafyasına giremiyorlardı. Alaeddin Keykubat’dan sonra Anadolu Selçuklu Devletinin hükümdarlığını devralan 2. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Babai ayaklanması meydana gelmişti. Selçuklu ordusu, bu isyan sonucunda oldukça yıpranmış durumdaydı. Moğollar, Anadolu Selçuklularının içine düştüğü bu zor durumdan istifade ederek Anadolu İçlerine doğru sefere çıkmak üzere İran’da bulunan Moğol ordularının komutanı Baycu Noyan’ı başa getirdiler. Baycu Noyan, Kafkasya’daki Gürcü ve Ermeni kuvvetlerinde desteğini kazanarak Anadolu Selçukluların üzerine sefer hazırlıklarına başladı. Babai İsyanından sonra patlak veren Baba İshak isyanını fırsat görerek 1242 senesinde Erzurum’a ilk saldırısını gerçekleştirdi. Büyük zulümler ve katliamlar yaparak savunmasız Müslüman halkın mallarını gaspedip şehirlerini yağmaladılar. Gıyaseddin Keyhüsrev, bunu haber alınca 80 Bin kişilik bir orduyla Sivas’a karargah kurup Baycu Noyan’ın taarruzunu karşılamaya hazırlandı. Baycu Noyan, bunu haber alınca seferini sonuçlandırmak için ordularını Sivas’a doğru yürüttü. Gıyaseddin Keyhüsrev, babası Alaeddin Keykubat kadar tecrübeli ve kudretli bir hükümdar değildi. Yeteri kadar savaş tecrübesi olmaması sebebiyle önemli kararları ordu komutanlarının kararlarıyla verebiliyordu. Moğolların harekete geçtiğini öğrenince komutanlarına danışarak ikmal imkanları hasebiyle Sivas’da yerleşip buradan savunma yapmaları telkinini aldı. Ancak devlet erkanının tavsiyeleri taarruz etmek yönündeydi. Ordu komutanlarının tavsiyelerine değil devlet erkanında görevli siyasilerin tavsiyelerine itibar eden Gıyaseddin Keyhüsrev, ordusunu Siavs’ın 80 Km. doğusuna kadar ilerleterek Kösedağ mevkiinde sulak ve otlak bir alana yerleşti. Bu alan askeri teknikler açısından oldukça dez avantajlıydı. Zira Moğol taarruzlarına karşı savunma hatları nizami değildi ve düzen bozabilecek taarruzlara karşı yeteri kadar güvenli bir bölge niteliği taşımıyordu.

Kösedağ Savaşı'nın başlaması

Gıyaseddin Han, geçitler ve stratejik noktalardaki hazırlıklarını tamamlayıp savunma yapar halde Moğol ordusunu beklemeye koyuldu. Ancak ordusunun gücüne güvenen ve zafere kesin gözüyle bakan erkanı, kendisine taarruz etmeyi tavsiye ve telkin edince, yeterli savaş tecrübesi bulunmayan Sultan, tedbir ve askeri nizam kurallarını çiğneyerek düşmanı taarruz ederek karşılamaya karar verdi. Moğol ordularının taarruzuna savunarak değil taarruzla karşılık veren Selçuklu ordusu, Moğol ordusunun kadim Türk Savaş Taktiği olan Turan Taktiğini (Kurt Kapanı) kullanarak geri çekilmesiyle sürek halinde Moğol öncü güçlerinin peşinden gitmeye başladılar. Bu stratejik bir hamleydi ve Kösedağ Savaşı'nın sonucunu etkileyecek ilk hata olmuştur.

Daha önce hiç savaş yönetmemiş olan Gıyaseddin Keyhüsrev, öncü kuvvetlerin bozguna uğratılmasını mağlubiyet zannederek otağını ve hazinelerini bile yanına almadan geri çekildi. Oysa ordu yenilmemişti ve halen savaşa devam etmekteydi. Gıyaseddin Keyhüsrev’in kaçmasından Ordusu henüz haberdar olmamıştı. Selçuklu ordusu hava kararana dek Moğol ordusu ile çarpışmaya devam etti. Hava kararınca geri dönen Selçuklu ordusu, Sultan’ın kaçtığını ancak günün sonunda öğrenebildi. Bunun üzerine askerlerde otağlarını bırakarak ani şekilde cepheyi terk edip geri döndüler. Gün aydınlandığında Selçuklu askerlerinin ortada olmadığını ve çadırlarını terk ettiğini gören Moğollar, önce bu durumun bir hile olduğunu sanıp iki gün boyunca taarruz etmediler. Nihayetinde sonuç almak isteyen Moğollar, çadırların bulunduğu alana kadar ilerlediğinde Selçuklu ordusunun tamamen geri çekildiğini şaşkınlıkla görmüş ve Selçuklular için utanç verici, Moğollar içinse kolay kazanılan bu savaş sonrasında Erzincan, Sivas ve Kayseri’ye kadar ilerlediler (3 Temmuz 1243).

Kösedağ Savaşı'nın sonuçları

Utanç verici bir mağlubiyete dönüşen Kösedağ Savaşından sonra Anadolu içlerine kadar ilerleyen Moğollar, istila ettikleri şehirleri yağmalayıp halk üzerinde büyük zulümler gerçekleştirdiler. Tam anlamıyla bir basiretsizlik sergileyen Gıyaseddin Keyhüsrev’in veziri Mühezzibüddin Ali, Moğol Başkumandanı Baycu Noyan’la görüşerek daha fazla ilerlememesi için tavsiyeler, hediyeler ve siyasi eylemlerde bulunarak Moğolların daha fazla ilerlemesine engel oldu.

Kösedağ Savaşı neticesinde nihayetinde sulh yapılmış ancak Anadolu Selçuklu Devleti, Moğollara ağır vergiler ödemeye mahkum hale gelmiştir. Kösedağ Savaşı’nın sonucu olarak Anadolu Selçuklu Devleti yıkılma sürecine girmiştir.

direnis-foto.jpgkaratay.jpg

Yorumlar