22 Kasım 2024
  • Manisa21°C
  • İzmir19°C

BAŞ AĞRILARINA GENEL YAKLAŞIM

Başağrısı, tanı ve tedavideki tüm gelişmelere rağmen dünyada ve ülkemizde iş gücü kaybı, araştırma ve tedavi maliyeti açısından önemli bir hastalıktır.

Baş Ağrılarına Genel Yaklaşım

12 Şubat 2016 Cuma 12:35

Bu haber toplam 2457 defa okunmuştur

Baş Ağrılarına Genel Yaklaşım
Haber Merkezi

Başağrısı, tanı ve tedavideki tüm gelişmelere rağmen dünyada ve ülkemizde iş gücü kaybı, araştırma ve tedavi maliyeti açısından önemli bir hastalıktır. Batı toplumları ve ülkemizde oldukça yaygın, hatta hastayı hastanelere ve hekime başvurmaya iten en sık yakınmalardan biridir.

Uluslararası Başağrısı Derneği kriterlerine göre baş ağrıları;

A - Primer başağrıları (belirli bir nedeni olmayan; Migren, gerilim, küme başağrıları ve diğer
        baş ağrıları)

B- Sekonder baş ağrıları (altta yatan yapısal yada metabolik bir nedene bağlı olan
       başağrıları); Baş-boyun travmalarına bağlı baş ağrıları, Baş-boyun damar bozukluklarına bağlı baş ağrıları, Madde kullanımı veya kesilmesine bağlı baş ağrıları, Enfeksiyonlara bağlı baş ağrıları, Yansıyan (göz, kulak, burun, sinüs, dişler, ağız-yüzden) baş ağrıları olarak kabaca sınıflandırılmıştır.

Baş ağrılı hastaların yaklaşık %90 nı Primer baş ağrıları ve bu grubunda en önemli  kısmını Migren ve Gerilim baş ağrıları oluşturmaktadır. Tekrarlayıcı ve epizodik baş ağrısı olan hastaların çoğunda primer baş ağrısı vardır, diğer bir ifade ile yapısal bir bozuklukla ilişkisi yoktur.

Hekimin deneyimine ve birikimine bağlı olarak alınmış iyi bir öykü ve fiziki muayene genel olarak primer veya sekonder baş ağrısı ayrımını sağlar ve yapılacak tanısal testler için rehber oluşturur.

Sekonder tipteki baş ağrılarının öyküsünde kaygı verici özellikler; 1-ani başlayan gök gürültüsü baş ağrısı,2-Daha önce baş ağrısı öyküsü olmadan ileri yaşta başlayan baş ağrısı, 3-Sistemik hastalık (toksik, metabolik, enfeksiyon)ve kanser öyküsü olan hastada, 4-Öksürme- ıkınma ile artan baş ağrısı, 5-Baş ağrısına geçici göz kararmaları eşlik ediyorsa, 6-Hamilelik sırasında veya doğum sonrasında ortaya çıkmışsa, 7-İlerleyici ve tedaviye yanıt vermeyen kusma eşlik ediyorsa, 8-10 yaşından önce ve 50 yaşından sonra başlamış baş ağrıları alarm veren özelliklerdir.

Hastanın muayenesinde; ateş,ense sertliği, epileptik nöbet, fokal nörolojik defisit, bilinç bozuklukları, senkop, papil ödem ve ciddi hipertansiyon saptanıyorsa sekonder baş ağrıları açısından dikkate alınması gereken özelliklerdir.

Görüntüleme (Beyin BT, MR Görüntüleme, BT ve MR Anjrografi vb.) ve labaratuar incelemeleri öykü ve muayeneden elde edilen sonuçlara göre planlanır. Yukarıda uyarıcı özellikleri tanımlanan baş ağrılarında en kısa sürede   görüntüleme yöntemlerinin kullanılması gerekir. Acil servislerde yapılan BT incelemesinin normal olması; subaraknoid kanama, menenjit, ensefalit veya inflamatuar durumları tam olarak dışlamayacağından bu olgularda lomber ponksiyon gerekebilir. Sekonder baş ağrılarında kontrastlı kranial MRG, MR – Venografi,ve BT - Anjiografi, MR - Anjiografi duruma göre yapılacak incelemelerdir.

Baş ağrılarında tedavi, belirlenen nedene yönelik olarak medikal (ilaçlı) veya cerrahi olarak belirlenir. Günümüzde çok sayıda medikal tedavi seçeneği mevcuttur. Hekimin deneyim ve birikimine göre tedavi alrogaritmaları oluşturulur.

Yorumlar