DEVE! DARISI SOKAK KEDİ VE KÖPEKLERİNİN BAŞINA…

Deve! Darısı sokak kedi ve köpeklerinin başına…

Sevgili gerçek ve duygusal, ayol insancıllığı kıvamında hayvanseverler!

Bu yazı gerçek hayvanseverlere yazılmıştır. Yani bu tabii ortamda nüfus dengesi olmayınca dengeyi doğa için düzenlemeye hazır ve bu konuda çalışan, üreten insanların bilgisine!

Avustralya binlerce deveyi helikopterden  tüfeklerle vurarak öldürme kararını uygulamaya başladı. Bu arada birkaç yüz yabani at falan da itlaf edilecek.

Bu hayvanlar genelde geçen yüzyıl içinde bu kıtaya getirildi ve ürediler. Artık serbest dolaşanların nüfusu o kadar arttı ki, kurak olan ve orman yangınları ile başı belada olan kıtada yetkililer bu hayvanlar çok su içtiklerinden ve sürü halinde susayınca,  su borularına ve ülkenin zaten tehlikede olan su altyapısına zarar verdikleri için vurularak öldürülüyorlar.

İyice düşünüldü ve planlandı ve başladı. Avustralyalı hayvan severler de histeri krizi falan geçirmiyorlar.

Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla! Daha evvel de ‘Zürafa’ya kıymayın’ diye bir yazı yazmıştım. Amanin, inşallah yerel ‘hayvanseverler – pardon, ayol insancıllığı ile hayvan sevdiklerini sananlar’ okuyup da üstüme çullanmazlar.

Sokak kedi ve köpekleri  doğanın bir parçası değildirler. Doğal bir nüfus kontrolü yoktur. Onlar umursamayan insanların parazitleridirler.

Kedi ve köpek sahipleri kamu alanında çocuk oyun yerlerindeki kumda, sokakta meydanda hayvanlarının pisliğini temizlemek zorundadırlar. Zaten kamusal alana çıkınca bir eldiven ve plastik torba ile (tasmalı olan) hayvanlarının peşindedirler. Yoksa ceza öderler.

Belirli saatlerde hayvanlarını denize de sokabilirler. Ama ellerinde torba ile peşlerinde olarak…  Onun dışında plajda falan sokak hayvanlarının yeri yoktur. Tek başına giden insanları, bilhassa çocukları sürü haline gelen köpekler ısırırlar. Psikiyatristlerin de burada hayvanlara bir faydası olmaz. Belki  duygu yüklü ve bilgisizce saldırgan olmaya meyilli ‘hayvan severim’ diyenlere bir faydası olabilir. Evet evet, lokantada masadan sokak hayvanlarına yiyecek atarak kendini çok iyi (Tanrı katında?) hissedenlere bu lafım! Alıştırın ki turizm kaybımız milyar dolar mertebesinde artsın. 

Görsel olarak herhangi bir meydanımızdaki köpek pisliklerinin resmini, ameliyat olan  insanlardaki ısırma izlerini veya çocuk parklarındaki kedi pisliklerinin etrafındaki mikrobiyolojik veya parazitolojik tahlil neticelerini buraya eklemiyorum. Siz düşünün.

Kedi veya köpeklerin yaşam hakkı vardır. Ee? Barınaklarda isteyenler baksın!  Farelerin, sivrisineklerin, Taenia saginatanın da yaşam hakkı vardır. Leishmania’nın da! Teorik olarak! Duygusal olarak belki ama pratikte hayır.

Üslubumu  alaycı veya sert olarak algılayanlara: siz de bu hayvanlardan geçen bir parazit nedeni ile ameliyat olan birkaç hasta görseniz veya kuduran bir insan, meramımı anlardınız sanırım. Anlamayanlar için de hayırlısını dilerim.