02 Kasım 2024
  • Manisa15°C
  • İzmir17°C

EDEBİYATÇI, ASLINDA SANATÇIDIR

Kitap tahlili ve eleştiri dergisi olan Ayraç, okuma zevki veren metinler, anlam kozasından kelimelerle örülmüş arayış denemeleri, kendinizi kaptıracağınız kitap tahlilleri, kıyıda köşede kalmış iyi kitaplara dikkat çeken yazılar, başucu eserlerine yapıla

Edebiyatçı, Aslında Sanatçıdır

10 Aralık 2015 Perşembe 11:17

Bu haber toplam 3399 defa okunmuştur

Edebiyatçı, Aslında Sanatçıdır
Haber Merkezi

AYRAÇ DERGİSİ

Kitap tahlili ve eleştiri dergisi olan Ayraç,  okuma zevki veren metinler, anlam kozasından kelimelerle örülmüş arayış denemeleri, kendinizi kaptıracağınız kitap tahlilleri, kıyıda köşede kalmış iyi kitaplara dikkat çeken yazılar, başucu eserlerine yapılan tahliller, son çıkan kitaplara yazılan inceleme, araştırma ve eleştiri yazılarının yayımlandığı bir dergi olan Ayraç, son sayısında Yazarımız Yenişehiroğlu’nun romanı Kanaviçe üzerine bir tahlil ve Yenişehirlioğlu’yla sıcak bir röportaja yer verdi.

İyi okumayı, idrak ederek okumayı, temelde Dünya’ya karşı bir tavır alış olarak gören dergi hem seçim yapmak hem de muhalefette bulunmanın altını çiziyor. Okumanın verdiği sorumlulukla hareket etmeye başlayan insanın, ruhun metafizik ayaklanması, omuzundaki yükle dış dünyasına iç dünyasıyla imar etmeyi, isyanını her nefes alışverişte gökyüzüne her baktığında varoluşunu tefekkür ettiği her anda ortaya koyma çabasına ışık tutuyor.

NİHAYET DERGİSİ

Gündelik hayatın hikâyesini yazan Nihayet Dergisi bugünü idrak etmek, yarın üzerine basılacak yol izleri oluşturmak üzere yola çıkmış bir dergi. Türkiye’nin önemli yazar, düşünür ve sanatçılarını da yer veren dergi Aralık sayısında Yazarımız Bahadır Yenişehirlioğlu ile ‘ Evi yuva yapan nedir?’ başlıklı söyleşi gerçekleştirdi.

Nihayet Dergisinin gerçekleştirdiği röportajın tamamı;

Bahadır Yenişehirlioğlu

Yazar

1962 Akhisar doğumlu Yenişehirlioğlu, 1979’da Akhisar Lisesi’ni bitirdikten sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı ve 1985’te mezun oldu. Daha sonra Manisa Akhisar’da serbest avukat olarak çalışmaya başladı. Çin, Fransa, İspanya, İsviçre, İtalya, Almanya, İngiltere, Bosna Hersek, Karadağ, Hırvatistan,  Fas, Tunus, Mısır, İran, Pakistan, İsrail, Suudi Arabistan, Ürdün, Suriye, Dubai, Bahreyn gibi ülkelerde halklar ve toplumlar üzerinde araştırmalarda bulundu. Ulucamii Eğitim ve Kültür Vakfı, AK-SEK Vakfı, İnsan Hakları Komisyonu, İlçe Cezaevleri İzleme ve Denetleme Komisyonu ve Akhisar Tenis Severler Derneği’nde çalışmalarda bulundu. Söz konusu derneklerde halen çalışmalarını devam ettiren Yenişehirlioğlu, evli ve iki çocuk babası. Eserleri: Son Hasat, Beyaz Usta Siyah Çırak, Aşk Çephesi, Kerime, Aşk Çölü ve Kanaviçe.

Evin sıcak yüzü nerede başlar?

Ev kavramı yani yuva aslında insanın yüreğinde başlar. Yürek yuvanın asıl yeridir ve arz üzerindeki yuva bu yürekte yer alan yuvanın izdüşümünden başka bir şey değildir. Ev, yani yuvayı yuva yapan ise orada yaşayan kişilerden ibarettir. Bu muhabbet aslında yürekte filizlenen arz üzerindeki yuvada şekillenen muhabbetten başka bir şey değildir.

İşte bu yüzdendir ki gönlü kırmak Kâbe’yi yıkmaktan daha günahtır. Zira hepimizin gerçek evi yuvası Kâbe, aslında yüreğimizdedir arz üzerindeki Kâbe ise bunun yansımasından başka bir şey değildir.

Hangi zamanlarda “şimdi evde olmak vardı” dersiniz?

Ben evimin dışında olduğum her an ve zaman diliminde daimi olarak ah şimdi evimde yuvamda olmak vardı diyen biriyim. Bu yüzden spesifik olarak bir olay bir zaman gerekmiyor ben daimi evimi özlüyor, yuvamda kanat çırpmak istiyorum.

Ev kokusu deyince aklınıza ne gelir?

Sevdiğim kadının kokusu.

Evin en çok sevdiğiniz eşyası hangisi?

Evimin en sevdiğim eşyası kapının tokmağıdır. Zira ona elim ulaştığında ve temas ettiğinde artık ilahî bir kapı aralanır ve içinde yer alan ne varma mabedime aittir. Bu yüzden her eşya bizatihi değerli ve önemlidir. Eşyayı önemli kılan yaşanmışlık duygusundan başka bir şey değildir. Benim, benden öncekilerin, atalarımın hatıraları ve onların duyguları sinmiştir üzerine. Ben yaşayan eşyayı severim. Matematik doğrularla üretilmiş olan ne varsa asla irtibat kurmam, kuramam. Ben eşyanın üzerindeki hikâyeyi severim, muhabbetim ondaki duygularadır.

İnsanların parmak izleri var, evlerin parmak izi var mıdır, her evi farklı kılan?

Evet, evlerin de parmak izleri vardır, nesiller boyu yaşamış olanların izleri evin tamamına sirayet eder. Bunun için görmek gerekir, ama gönül gözü ile bakmak gerekir görebilmek için.

Ev ile ilgili atasözü deyim ya da aile büyüklerinize ait bir söz var mı zihninizde?

Bu konu ile alakalı pek çok söz var mutlaka ama ben bana ait şu sözü çok önemsiyorum: “Ev mabedidir bir erkeğin.”

Eli her daim evin üzerinde olanlardan mısınız yoksa hiçbir şeye el sürmeyenlerden mi?

Malumunuz ev yaşanılan bir yer ve insanın pek çok zamanı evinde geçiyor. Ben dokunmayı, sirayet etmeyi, dâhil olmayı ve buradan muhabbet tesis etmeyi seven biriyim. Bu yüzden aileme temas etmeyi severim. Ruhlarına dokunmayı onları anlamayı ve kendimi hissettirmeyi severim. Bu bazen oğlunuz ile köpeğinizi yıkarken gerçekleşir, bazen kızınızla hayata dair konuşurken, bazen de eşinize yemek öncesi salata yapmaya yardım ederken. Velhasıl ailemin benim için söylediği gibi; “Sen yoksan ev kuru ve çorak.” Demek ki doğru olanı sünneti seniyeye uygun olanını yapıyorum.

Ben kaliteli vakit geçirmeyi önemsiyorum bu şu demek ‘sahici anlar, içselleştirilen anlar’  yoksa aynı çatı altında olabilirsiniz, ama birbirinize kutuplar kadar uzaksanız aynı evde yaşıyorum, diyemezsiniz.

Evde sizi dinlendiren, en sevdiğiniz hobiniz nedir?

Boyarım, çim keserim, ağaçları budarım, havuzu temizlerim, resim yaparım, taşları boyayarak bahçe objeleri üretirim. Ben tüm hobilerimi evimde gerçek manada gerçekleştirebilen nasipli kullardan biriyim bu yüzden çok şükrediyorum sahibime. Ama en sevdiğim -bilmiyorum buna hobi denir mi- gece kır evimde bütün ışıkları söndürüp gökyüzünün muhteşemliği altında müzik dinlemek beni gerçekten dinlendiriyor.

Evinizde kimi ağırlamak isterdiniz?

Ben evimde devlet başkanlarını, Cumhurbaşkanlarını, Allah dostlarını ağırladım. Bir hayal olarak şunu söyleyebilirim; Sevgili Peygamberim evime gelse de ben ona hizmet etsem. Artık yaşamasam da olur o andan sonra.

Kimin evinde ağırlanmak isterdiniz?

Peygamberim Hz. Muhammed (sav) hücre-i saadetlerine yüz sürmek isterdim. Bunu gerçekleştirdiğim umrelerde yapabiliyorum, bu bile büyük nimet.

 

Edebiyatçı, Aslında Sanatçıdır
Edebiyatçı, Aslında Sanatçıdır
Edebiyatçı, Aslında Sanatçıdır
Edebiyatçı, Aslında Sanatçıdır
Edebiyatçı, Aslında Sanatçıdır
Edebiyatçı, Aslında Sanatçıdır
Edebiyatçı, Aslında Sanatçıdır
Edebiyatçı, Aslında Sanatçıdır
Edebiyatçı, Aslında Sanatçıdır
Edebiyatçı, Aslında Sanatçıdır
Edebiyatçı, Aslında Sanatçıdır
Edebiyatçı, Aslında Sanatçıdır

Yorumlar