EĞİTİM-İŞ AKHİSAR TEMSİLCİLİĞİ; BEDEN EĞİTİM DERSLERİNİ GERİ İSTİYORUZ
Eğitim-İş Akhisar Temsilciliği, Ragıbbey Mahallesi 18 Sokaktaki lokalinde, "Beden Eğitim Derslerini Geri istiyoruz" başlıklı basın açıklaması yaptı
23 Şubat 2014 Pazar 15:51
Eğitim-İş akhisar-egitim-is-beden-egitimi-dersi Temsilciliği; Beden Eğitim Derslerini Geri istiyoruz
akhisar-egitim-is-beden-egitimi-dersi: (Kenan MOLLA)
Eğitim-İş akhisar-egitim-is-beden-egitimi-dersi Temsilciliği, Ragıbbey Mahallesi 18 Sokaktaki lokalinde, "Beden Eğitim Derslerini Geri istiyoruz" başlıklı basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını Eğitim-İş akhisar-egitim-is-beden-egitimi-dersi Temsilciliği Yönetim kurulu üyesi Mehmet Pekel, yaptı. Mehmet Pekel;" Sesimizi yükselteceğimizi, onların haklarının gasp edilmesine izin vermeyeceğimizi, rehber öğretmenlerimize yapılacak hak gasplarına karşı mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz" dedi.
Mehmet Pekel'in okuduğu basın açıklamasının tam metni;
BEDEN EĞİTİMİ DERSLERİNİ GERİ İSTİYORUZ
Bugün eğitimde yaşanan başta nitelikli öğretmen yetiştirme problemleri olmak üzere, ataması yapılmayarak ücretli köleliğe mahkum edilen öğretmenlerin ve yardımcı hizmetli personelin istihdam sorunları, 4+4+4 gerici eğitim sisteminin yarattığı kaos, halkımızın beklenti ve taleplerini görmezden gelmek suretiyle, ideolojik temelli plansız ve programsız bir biçimde yapılan okul dönüşümleri, bu programsızlığın eseri olarak ortaya çıkan, çocuklarımızı kalabalık sınıflara adeta mahkum eden ve sürekli artan derslik açıkları, okullarımızın fiziki ortam ve kaynak yetersizlikleri, her geçen gün bilimsellikten, sanattan, spordan biraz daha uzaklaştırılan öğretim programları ve diğer birçok plansız uygulamalar sonucunda eğitim sistemimiz çökertilmiştir.
AKP’nin 12 yıllık iktidarı süresince Milli Eğitim Bakanları orta ve yükseköğretime geçişte eleyici, ezbere dayalı, elit bir geçiş sistemini desteklemiş, dershanecilik teşvik edilmiş, piyasacı eğitimin en temel bileşeni ve göstergesi olan özel okullara çeşitli primler verilmiş, eğitim adeta ticari bir meta haline getirilerek, temel bir insan hakkı olan çağdaş, bilimsel, demokratik, laik, ulusal, eşit ve parasız eğitim hakkı yok sayılmıştır. Artık eğitim temel bir insan hakkı ve önemli bir gereksinim olmak niteliğinden çıkarılmış, milli yapısından da uzaklaştırılmıştır.
Eğitim sistemini bilimsel verilerden uzak kendi ideolojik öğretileriyle şekillendirmeye çalışan Milli Eğitim Bakanlığı, mesleki eğitimde fizik, kimya, biyoloji ve matematik derslerine yer açmak gerekçesiyle Meslek, Anadolu Meslek, Teknik ve Anadolu Teknik Liselerinin 10. sınıflarda yer alan iki saatlik beden eğitimi derslerini kaldırdı.
Çocuklarımız sporla, resimle, müzikle okulda tanışıp, yeteneklerine göre kendilerini geliştirmektedir. Bu derslerin kaldırılması çocuklarımızın estetik, sportif, işitsel, duygusal ve sosyal gelişimini sekteye uğratmak anlamı taşır. Beden eğitimi derslerinde öğrencilere bedenlerini geliştirme ve formda tutmanın yanı sıra, başkalarıyla işbirliği yapma, kendi güçlü ve zayıf yönlerini tanıma da öğretilir. Dolayısıyla MEB'in aldığı bu yanlış karar çocukların gelişimi açısından sorunlar yaratacaktır.
AKP iktidarı döneminde, geleceğimiz olan çocuklarımızın estetik değerleri kazanmasında büyük önem taşıyan görsel sanatlar, müzik ve beden eğitimi dersleri yok sayılmış, ders saat sayıları azaltılarak norm kadroları düşürülmüştür. Bu durum geleceğimizi tehdit etmekte, estetik değerlerden yoksun yetişen çocuklarımız şiddete eğilimli bireylere dönüşmektedir.
Eğitimi, kendi muhafazakâr hedeflerini hayata geçirmek için bir araç olarak kullanan siyasi iktidarın bu adımı on binlerce beden eğitimi öğretmenini norm kadro fazlası durumuna düşürecektir. Eğitim-İş olarak eğitim sistemini, kendi ideolojik öğretileriyle kuşatmaya çalışan siyasi iktidarı kınıyoruz. Ayrıca milli eğitimin temel amaçlarına aykırı söz konusu düzenlemenin iptali istemiyle Danıştay nezdinde kapsamlı bir dava açacağımızı, beden eğitimi öğretmenlerimizle birlikte yeniden alanlarda “beden eğitimi dersimi geri istiyorum” diyerek sesimizi yükselteceğimizi, onların haklarının gasp edilmesine izin vermeyeceğimizi, rehber öğretmenlerimize yapılacak hak gasplarına karşı mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz.
Dün cemaatle kol kola oluşturduğu bu ucube 4+4+4 gerici eğitim sistemini, şimdi yaşanan rant ve iktidar kavgasının hesaplaşma aracı olarak kullanan iktidar, yeni torba yasa ile eğitimdeki kaosu derinleştirme gayretindedir. MEB dershanelerin kapatılmasına ilişkin düzenleme yapacakken fırsat bu fırsat diyerek kadrolaşmaya yönelik düzenlemeleri de taslağa sokmuştur. Birçok kanunda değişiklik öngören yasa, henüz iki yıl önce değişen bakanlık kadrolarının tamamını değiştirmeyi hedeflemekte, Türkiye Cumhuriyetinin milli eğitimini değil kendi eğitimini dizayn etmeye çalışmaktadır.
Hazırlanan taslakla;
*Hiçbir bilimsel gerçeğe ya da gerekçeye dayanmayan bir yaklaşımla, 4 yılını dolduran okul yöneticilerinin görevine son verilerek, hiçbir objektif kıstas olmadan, kariyer ve liyakat esasları ayaklar altına alınarak, kendi siyasi ideolojisine yakın kadrolarını atamaya yönelik kanun çıkartılmaktadır. Daha önce 13 Nisan 2007’de bakan Hüseyin ÇELİK’in hayali olarak yürürlüğe giren ve istediğimi atarım şeklinde düzenlenen yönetmelikle ilgili Eğitim-İş’in kararlı duruşu sonucu yargı duvarına toslayan zihniyet, şimdi de kanunla aynı yolu denemektedir. Fişleme kadrolaşma ve tasfiye iddialarının, müdürlük sınavlarına getirilen denetimsiz ve tartışmalı sözlü mülakat uygulamasıyla tavan yaptığı bir dönemde şekil değiştirerek, görevde yükselmenin tek şartı “iktidara biat etmek” haline getirilmektedir.
* Eğitim tarihimizle özdeş Talim ve Terbiye Kurulunun içi boşaltılarak iktidarın vesayet olarak tanımladığı bu kurulun yetkileri daraltılmakta ve dizayn edilmektedir.
*300binden fazla atama bekleyen öğretmen varken hali hazırda çalışan dershane öğretmenlerini sınavsız mülakatla atamayı düşünen bakanlık, KPSS başarıları yok sayılarak atanmış diğer öğretmenlere kadroya geçişte sözlü mülakatı kanunlaştırmak, devletin öğretmeni yerine hükümetin öğretmeni kavramı getirilmek istenmektedir.
* Hiçbir alt yapısı, bahçesi, laboratuvarı, spor alanı, olmayan dershaneleri okula dönüştürmek suretiyle eğitimi devlete yük olarak algılayan zihniyet eğitim de özelleştirmenin hazırlığını yapmakta, kanunla bir gecede binlerce derslik kazanma peşinde koşmaktadır. Devlet okulları olanaksızlık ve ödeneksizlik yüzünden can çekişirken özel okullara verilmesi planlanan arsa ve kredi teşvikleri ile bu okullarda okuyacak öğrencilere yapılması düşünülen yardım ödeneği, eğitimde fırsat eşitsizliğini iyice arttıracak, eğitimi piyasanın ve sermayenin insafına terk edecektir.
* Uzman öğretmenlik hakkını yargı kararı sonucu fakat Danıştay’ın verdiği karar sonucu geriye dönük ödeme yapılması istenen öğretmenlerimiz için uyarılarımızı dikkate alan bakanlık bu taslakta yetersiz bir düzenleme yapmıştır. Fakat Eğitim-İş olarak öğretmenliğin uzmanlık isteyen bir meslek olduğunu hiçbir apoleti ve sınıflandırmayı kabul etmeyeceğini hatırlatıyoruz. Tüm öğretmenlerimize aynı ödeneğin ödenmek suretiyle bu uygulamanın tarihe gömülmesini talep ediyoruz.
Eğitim İş olarak; tüm milletvekillerini, kanunun meclisten geçmemesi noktasında duyarlı olmaya ve bir kişinin ya da partinin değil milletin vekili olduklarını ispatlamaya davet ediyoruz. Ulusumuzun geleceğini belirleyen eğitim gibi önemli bir konuda, böyle bir oldubittiyi kabul etmemiz mümkün değildir. Eğitim planlanmasının toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren bir konu olması nedeniyle; tüm sendikaların, tüm demokratik kitle örgütlerinin, kısacası tüm Türkiye’nin bu soruna sahip çıkması gerekmektedir. Ayrıca bu sorun, eğitim çalışanlarını doğrudan ilgilendirdiği için; “demokratik, laik, bilimsel, kamusal ve herkes için ” eğitim hakkını savunan, eğitim işkolunda örgütlü tüm sendikaları birlikte mücadeleye çağırıyoruz" dedi.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2003 Akhisar Haber