26 Aralık 2024
  • Manisa14°C
  • İzmir12°C

EĞİTİM-İŞ SENDİKASI “ÖĞRETMENLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM”

Eğitim-İş Sendikası Akhisar Temsilciliği Türkiye’ deki görev yapan öğretmenlerin yaşadıkları ücret adaletsizliği, kadrosuz çalışma koşulları ve emeklilik koşulları sıkıntılarını anlatan bir basın açıklaması yaptı. Eğitim-İş Sendikası Akhisar Tem

Eğitim-İş Sendikası “Öğretmenlerimize Sahip Çıkalım”

18 Aralık 2007 Salı 15:54

Bu haber toplam 2317 defa okunmuştur

Eğitim-İş Sendikası “Öğretmenlerimize Sahip Çıkalım”
>>>>>Kenan MOLLA

Eğitim-İş Sendikası Akhisar Temsilciliği Türkiye’ deki görev yapan öğretmenlerin yaşadıkları ücret adaletsizliği, kadrosuz çalışma koşulları ve emeklilik koşulları sıkıntılarını anlatan bir basın açıklaması yaptı. Eğitim-İş Sendikası Akhisar Temsilcilisi Başkanı Mustafa Ada ve yönetim kurulu üyeleri basın açıklamasını Tahir Ün Caddesi İstanbul Pasajı İlçe temsilciliği lokali önünde yaptılar.

Eğitim-İş Sendikası Akhisar Temsilcisi Başkanı Mustafa Ada okuduğu basın açıklamasında “Ülkenin geleceği açısından önemli sorumluluklar taşıyan eğitim çalışanlarının özlük, ekonomik ve hukuksal sorunları maalesef ülke gündeminin gerisinde kalmakta, üstelik bu sorunlara her geçen gün yenileri eklenmektedir.

Türkiye’de eğitim çalışanları diğer ülkelerdeki meslektaşlarının aksine daha çok çalışmakta, olumsuz koşullarda hizmet vermekte üstelik en az ücreti almaktadır.

OECD’nin 2007 raporuna göre; Türkiye de öğretmenlerin yıllık çalışma saatleri toplamı 1808 saat iken, İskoçya da 1365, İspanyada 1425, Portekiz de 1540, Çek Cumhuriyetinde 1659, Hollanda da 1659, Danimarka da 1680, Almanya da 1742, Yunanistan da 1762, İsveç’te 1767 saattir.

Ancak buna karşılık ülkemizde öğretmenler OECD ülkelerinde çalışan eğitim çalışanlarının aldığı maaştan daha az maaş almaktadır. “Eğitime Bakış 2007 : OECD Göstergeleri” raporuna göre, en az 15 yıllık deneyim sahibi bir öğretmenin yıllık maaşı Almanya ve İskoçya’da 50,000 dolar, Hollanda’da 46,000  dolar, Danimarka’da 40,000 dolar Portekiz, Yunanistan, İsveç’te 30.000 dolar, Çek Cumhuriyeti’nde 22,000 dolardır. Türkiye’de ise öğretmen maaşları 20,000 dolarlar seviyesine bile ulaşamamıştır.  Türkiye, çalışma saati sıralamasında ilk, ücret sıralamasında ise son sırada gelmektedir.

Öğretmenler, diğer ülkelerdeki meslektaşların aksine hala 40-50 hatta 70 öğrencinin bulunduğu sınıflarda ders vermektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2006 -2007 eğitim öğretim yılı istatistiklerine göre; İstanbul’da ilköğretimde ortalama sınıf mevcudu 51, Diyarbakır’da 50, Şanlıurfa 62, Mardin’de 49, Batman’da 47, Şirnak’ta 48, Gaziantep’te 51, Van’da 47, Hakkari’de 45’dir.

Yüzde 2’ye "Hayır"

Bu çarpıcı tabloya rağmen hükümetin çalışanlar için uygun gördüğü ücret artışı yüzde 2’dir. Üstelik eğitim çalışanların ücretleri Ağustos ayında % 15’lik vergi diliminden % 20’lik vergi dilimine girmiştir. Bu nedenle eğitim çalışanlarının aylıklarında yaklaşık % 3 oranında azalma olmaktadır. Hükümet kaşık ile verip kepçe ile geri almaktadır.

Ücret eşitsizliğine "Hayır"


2008 yılında yapılacak zam ile birlikte Ocak ayında Müsteşar (¼) 3.726 YTL, Genel Müdür (¼) 3.378 YTL, Memur (9/1) 798, Hizmetli (13/3) 776 YTL, Öğretmen (9/1)973 YTL, İl valisi (¼) 4.381 YTL, Kaymakam (7/1) 2.203 YTL, Başkomiser (3/1)1.582 YTL Polis memuru (9/2)1.350 YTL ,Uz.doktor (¼) 1.561 YTL, Doktor (8/3) 1.261 YTL, Mühendis (¼)1.551 YTL, Profesör ( ¼) 2.906 YTL Avukat (¼) 1.822 YTL ücret alacaktır. Bu rakamlar kamudaki ücret adaletsizliğini de gözler önüne sermektedir.

1997 yılında, profesör, vali, hakim, genel müdür ücretlerinin hemen hemen aynı olmasına karşılık, aradan geçen 10 yılın sonunda, profesör aylığı, diğer meslek alanlarına göre geride kalmıştır. Üniversitelerde özellikle alt kademede bulunan akademik kadroların ücretleri, bırakın bilimsel çalışmalarını sürdürmeyi, kendilerini geçindirmeye dahi yetmeyecek ölçüde düşüktür. Yardımcı doçentler ortama bin 300, araştırma görevlileri ise ortalama bin YTL  ücrete mahkum edilmektedir.

Memur ve hizmetli gibi yardımcı hizmetlerde bulunan eğitim çalışanları ise açlık sınırında ücretle çalışmaktadır.

Kadrosuz çalışmaya “Hayır”

Türkiye’de 180 bin işsiz öğretmen atama beklerken, okullarımızda 145 bin öğretmen açığı bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen açığını “sözleşmeli öğretmenlik” ile kapatmaya çalışmaktadır. 2000-2007 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi verilerine göre  emekliye ayrılan öğretmen sayısı ise 97.509’dır. Aynı dönemde 30.000 sözleşmeli öğretmen görevlendirmesi yapmıştır.  Görülmektedir ki emekliye ayrılan öğretmenlerden doğan açığın 3’de 1’i kadrosuz öğretmen alımı ile doldurulmaktadır. Ücretli öğretmen, vekil öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrolu usta öğretici gibi görevlendirme çeşitliliği AKP döneminde yaygın hale getirilmiştir. Öğretmen görevlendirmelerinde görevlendirmelerin mutlaka kadrolu olması eğitimin kalitesinin sağlanması açısından bir zorunluluktur.

Gerici kadrolaşmaya "Hayır"

AKP iktidarının Milli Eğitim Bakanlığı’nda gerici kadrolaşmasına hız vermiş, çıkarılan Yönetici Atama Yönetmeliği ile kadrolaşma doruk noktasına ulaşmıştır. Gerici kadrolaşmaya karşı mücadele de kararlı olan Eğitim-İş, hukuki olarak kadrolaşmaya “dur” demiştir. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı hukuk tanımaz tavrını sürdürmektedir. Bu durum karşısında da Eğitim-İş, Milli Eğitim Bakanı ve bu hukuksuzluğa ortak olan yöneticiler hakkında suç duyurusunda bulunmuştur.  Eğitim-İş eğitimde gerici kadrolaşmaya geçit vermeyecektir.

Ek ders ücretlerindeki mağduriyete "Hayır"

Milli Eğitim Bakanlığı’nın çalışanlar üzerindeki hak gasplarına her geçen gün yenileri eklenmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın en son çıkarmış olduğu ek ders ödemeleri ile ilgili düzenlemede dini bayramların hafta içi mesai günlerine gelmesi durumunda, bayram tatilinde geçen günleri maaş karşılığı olarak çalışılmadığı şeklinde yorumlamıştır. Bayramı tatilinin ilk iki günün (20-21 Aralık) hafta içine gelmesi nedeni ile 17-18-19 Aralık günü öğretmenler çalışmış olmasına rağmen, kesinti nedeni ile bu hafta ek ders ücreti alamayacaklardır.

Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenler ek ders ücretlerindeki mağduriyete zaman geçirmeden son vermelidir.

Mezarda emekliliğe "Hayır"

AKP hükümeti, IMF’nin emir ve talimatlarının dışına çıkmamakta kararlı görünmektedir. Bunun son örneği, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nda değişiklik öngören tasarıdır. Hükümet, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararın ardından tasarıyı, yeniden TBMM gündemine getirmiştir. Toplumun geniş kesimlerince tartışılması ve üzerinde mutabakatın sağlanması gereken yasa IMF’nin denetim ve gözetiminde hazırlanmıştır.Yeni düzenleme ile yapılmak istenilen sosyal devletin gereklerini ortadan kaldırmaktır. Bu düzenlemeyi içimize sindirmemiz mümkün değildir. Beklentimiz  tüm emekçilerin üst düzeyde aynı sosyal haklara sahip olmasıdır. TBMM'ne sunulan yasa tasarısının geri çekilmeli, toplumun tüm kesimlerin mutabakatı ile ülkemizin şartlarına uygun çağdaş bir sosyal güvenlik sisteminin hayata geçirilmesi yönünde düzenlemeler yapılmalıdır.

EĞİTİM-İŞ olarak; Hükümeti sosyal devletin gereklerini yerine getirmeye çağırıyoruz. Eğitim çalışanlarına insanca yaşayabilecekleri ücret istiyoruz. Yüzde 2’ye, ücret eşitsizliğine, kadrosuz çalışmaya, gerici kadrolaşmaya, ek ders ücretlerindeki mağduriyete ve mezarda emekliliğe "Hayır" diyoruz.






Yorumlar