EĞİTİM-İŞ, TÜRK EĞİTİM-SEN VE EĞİTİM-SEN, TEMSİLCİLİKLERİ İŞ BIRAKARAK, YÜRÜYÜŞ YAPTIKTAN SONRA ORTAK BASIN AÇIKLAMASI YAPTILAR
Türk Eğitim-Sen, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş sendikaları Akhisar ilçe temsilciliklerinin yaptığı ortak basın açıklamalarına CHP İlçe Yönetimi, Başkan Adayı A. Vehbi Bakırlıoğlu, Meclis üye adayları, MHP İlçe yönetimi Başkan adayı Mansur Onay ve meclis üyeleri
26 Şubat 2014 Çarşamba 14:00
Eğitim-İş, Türk Eğitim-Sen ve Eğitim-Sen, Temsilcilikleri İş Bırakarak, Yürüyüş Yaptıktan Sonra Ortak Basın Açıklaması Yaptılar
Akhisar Haber Ajansı-AHA
Türk Eğitim-Sen, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş sendikaları Akhisar ilçe temsilciliklerinin yaptığı ortak basın açıklamalarına CHP İlçe Yönetimi, Başkan Adayı A. Vehbi Bakırlıoğlu, Meclis üye adayları, MHP İlçe yönetimi Başkan adayı Mansur Onay ve meclis üyeleri de destek verdi. sabah 08.30'da İş bırakarak Öğretmenevinde toplanan Türk Eğitim-Sen, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş bağlı öğretmenler saat 11.00'de öğretmenevi önünden başlattıkları yürüyüş, Şehir Teğmen Tahir Ün Caddesi, İkinci Nakliye caddesi ve Öğretmenevi önünde son buldu.
Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) Yasa Tasarısını Protesto eden 3 Sendikanın Öğretmenevi önünde yapılan ortak basın açıklaması Saat 11.30'da başladı. Hükümet Yasanı Al Başına Çal, Yılgınlık Yok Direniş Var, Eğitim Haktır Satılamaz, Hükümet Memuru Olmayacağız, Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek, Yaşasın İş-Ekmek-Özgürlük Mücadelemiz, Türkiye Sevdamız Ekmek İçin Kavgamız, Hükümet Al Yasanı Başına Çal, Ali İsmail Korkmaz Bu Yasa Çıkmaz sloganları altında Ortak basın açıklamasını Türk Eğitim-Sen İlçe temsilci başkanı Cihan Küçükaydın, Eğitim-Sen İlçe Temsilci Başkanı Ceyhun Çıtak, Eğitim-İş İlçe Temsilci başkanı Ali İlhan birlikte okudular.
Cihan Küçükaydın, Ceyhun Çıtak ve Ali İlhan'ın okuduğu ortak basın açıklamasının tam metni;
Bu gün emeğimizin, alın terimizin, geleceğimizin, aşımızın ve işimizin mücadelesini vermek için üretimden gelen gücümüzü kullanarak işyerlerine gitmedik. Yürekli insanlar hepinizi bu onurlu emek mücadelesine verdiğiniz destekten dolayı kutluyorum.
Hükümet tarafından TBMMM ye sunulan “milli eğitim temel kanunu ve bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı’ eğitimde yıllardır uygulanan piyasa merkezli politikaların ve siyasal kadrolaşma hamlelerinin çok daha ilerisini ifade etmektedir. Tasarı, dershanelerin kapatılması bahanesi üzerinden bir taraftan kamu kaynakları ile özel okulların doğrudan desteklenmesini getirirken, diğer taraftan sayıları 100 bine yakın eğitim yöneticilerine yönelik tarihin en büyük ve en kapsamlı tasfiye planını içermektedir. 4 yılını dolduran okul yöneticilerinin görevlerinin sona erdirilmesi, okul yöneticilerinin kaderinin valilerin, il milli eğitim müdürlerinin iki dudağı arasına bırakılması, okul yöneticilerinin atanmasında siyasi partilerin yöneticilerinin etkili olması, iki yıl önce değiştirilen MEB merkez teşkilatının yeniden değiştirilmesi, stajyer öğretmenlere getirilen uygulamalar ile AKP iktidarının kendi yandaşlarını öğretmen olarak atamasının önünün açılması, eğitimde korkunun hakim kılınması, okulların siyasallaştırılması, sindirilmiş, baskılanmış, ezilmiş eğitimci ordusunun yaratılması, bakanlık teftiş kuruluna düşmanca yaklaşımlarda bulunulması, il eğitim denetmelerinin taleplerinin karşılanmaması, insanların sosyal statülerin ellerinden alınması gibi asla kabul edemeyeceğimiz birçok hususu barındıran bu yasa tasarısını şiddetle ve nefretle kınıyoruz.
HÜKÜMET YASANI AL BAŞINA ÇAL
Yıllardır sorunlarla boğuşan eğitim sistemini yap-boz tahtasına çeviren AKP hükümetinin, eğitimde 4+4+4 dayatmasının yasalaşması sürecinde olduğu gibi, eğitimde yaşanan sorunları daha da derinleştirecek olan son hamlesini kabul etmek mümkün değildir. Yıllardır eğitim emekçilerinin, öğrencilerimizin ve velilerin taleplerine kulaklarını tıkayan Milli Eğitim Bakanlığın eğitim sistemini yeni bir kaosun içine itmesinin bedelini sadece eğitim ve bilim emekçileri değil, tüm toplum ödemek zorunda kalacaktır. Bu nedenle, TBMM'ye sunulan kanun taslağına karşı mücadeleyi başta eğitim sendikaları olmak üzere en geniş toplum kesimleriyle ortaklaştırmak gerektiği açıktır.
YILGINLIK YOK DİRENİŞ VAR
Getirilmek istenen düzenleme ile 1 Eylül 2015 tarihine kadar özel okula dönüşme taahhüdünde bulunan dershanelere Hazine taşınmazları üzerinde eğitim tesisi yapmaları için kamu arazilerini 25 yıllığına bedelsiz kullanma hakkı verilecek. Devlete ait arazisi değerli okullar birer birer özel sektöre, vakıflara devredilecek.Yıllardır eğitime ve eğitim yatırımlarına yeterli bütçe, kamu okullarına ödenek ayırmayan AKP iktidarı bugün özel okul patronları için elinden geleni yapmaktadır. Kamu okullarında kadrolu çoğu taşeron şirket personeli binlerce yardımcı hizmetli çalıştırılırken, velilerden temizlik, vb. adlarla birçok kalemde para toplanıp eğitimin tüm yükü velilerin sırtına yüklenirken, kamusal eğitime ayrılması gereken kaynakların, özel okullara aktarılmak istenmesi büyük bir çelişkidir.
EĞİTİM HAKTIR SATILAMAZ
Taslaktaki düzenleme ile uygulama hayata geçirilecek. Sözlü ve/veya yazılı sınavla belirlenecek olan eğitim yöneticilerinin valiler tarafından atanmasıyla önümüzdeki dönemde öğretmen alımları ve atamalarının da hükümetin il başkanları gibi çalışan valiler tarafından yapılmasının önü açılacak.
Düzenleme ile eğitim yöneticileri ve stajyer öğretmen atamasında tek kriter hükümetin çizgisinde yandaş olmak olacak ve bütün atamalarda “siyasi torpil” temel belirleyen haline gelecek. Bu düzenleme, AKP hükümetinin eğitimde en alt kademeden en üste kadar hiçbir farklı görüşe yer vermek istemediğini, bütün eğitim yöneticilerinin siyasi iktidarın sözünden çıkmayan “siyasi kadrolar” haline getirilmek istendiğini gösteriyor. MEB bünyesinde il müdürü, ilçe müdürü, il müdür yardımcısı, şube müdürü atamalarında kriterlerin yönetmelikle düzenleneceği iddia edilse de şu anda görevde olan il müdürleri görevden alınarak MEB bünyesindeki “havuza” görevlendirilecekler.
HÜKÜMET MEMURU OLMAYACAĞIZ
Dershanelerde çalışan öğretmenler 1 Temmuz 2015 itibariyle 6 yıl bu kurumlarda kesintisiz öğretmenlik yapmışlarsa (primleri ödenmişse) KPSS şartı aranmadan mülakatla MEB kadrosuna atanması bu tasarının ucube maddelerindendir. Bu durumun atama bekleyen 350 bin öğretmene, atanamadığı için intihar eden, psikolojileri bozulan, ellerinde diplomalarıyla sokaklara itilen öğretmenlere haksızlık olduğunu göremeyenler ocaklara ateş düşürmüştür. Bu tasarıyla kendi adamlarını MEB kadrolarına alacağı şimdiden belli olan iktidar, eğitimi baştan sona kendi görüşlerine göre dizayn etmektedir. Türk milli eğitimini yüz yıl geriye götürecek olan bu yasa tasarısı eğitimde torpili, adam kayırmalar, yandaşlığı, ideolojik ve siyasi yapılanmaları hakim kılacaktır. ‘İktidarın adamı’ mantığını eğitimin her hücresine yerleştirecek olan bu yasa tasarısı çok açık söylüyoruz ki; sivil bir darbedir. yapılanların demokrasiyle uzaktan yakından alakası yoktur.
SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK
Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen istihdamı konusunda bugüne kadar benimsediği bütün politika ve uygulamalardan derhal vazgeçmeli, öğretmen yetiştirme ve istihdamı konusunda sendikalarla bir araya gelerek ataması yapılmayan öğretmenlerin ve güvencesiz çalışan öğretmenlerin sorunlarının kalıcı olarak çözülmesi için ortak politikalar geliştirmelidir. Eğitim fakültelerinden mezun olan tüm öğretmenler koşulsuz, şartsız, sınavsız, mülakatsız kadrolu atanmalı, herkese kadrolu ve güvenceli istihdam sağlanmalıdır. Aday öğretmenler bir yıl fiilen çalıştıktan sonra performans değerlendirmesinde başarılı olmak ve disiplin cezası almamak koşuluyla asaleten atanmak için yazılı veya sözlü sınava girmek zorunda kalacak. İlk sınavda başarılı olamayanlar başka bir il ya da ilçeye sürgün edilecekler ve ikinci sınavda da başarılı olamazlarsa memuriyetle ilişikleri kesilecek.
İlk bakışta, bu düzenlemenin sadece aday öğretmenlere özgü olduğu düşünülse de düzenlemenin Milli Eğitim Bakanlığı’nın Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi’ne uygun bir şekilde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu uygulamanın bir sonraki adımı önce eğitim yöneticilerinin, ardından tüm eğitim ve bilim emekçilerinin iş güvencelerinin kaldırılması ve eğitimde sözleşmeli istihdamın hızla yaygınlaşmasıdır. Eğitimde her türlü güvencesiz istihdam (ücretli, vekil, taşeron, seçici. 4-e. 50-d vb.) uygulamasına derhal son verilmelidir.
YAŞASIN İŞ-EKMEK-ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZ.
Sonuç olarak yasa taslağı ile AKP hükümetinin geçtiğimiz 12 yıl içinde eğitim sistemi üzerinden hayata geçirdiği bütün icraatlarında olduğu gibi, yine kamu kaynaklarını özel okullara aktarmak için düzenlemeler yaptığı, sadece bununla yetinmeyip bütün Bakanlık teşkilatım tasfiye ederek, piyasacı eğitim politikalarına uygun olarak yeni bir siyasal kadrolaşma operasyonu başlattığını söylemek mümkündür. Hükümet, bu tasarı ile Türkiye’de tarihi görülmemiş gerginliklerin fitilini ateşlemiştir.
TÜRKİYE SEVDAMIZ EKMEK İÇİN KAVGAMIZ
Herkes emin olmalıdır ki; biz eğitimciler, gerginlik ise gerginlik, eylem ise eylem üzerimize düşen her şeyi sonuna kadar yapacağız. bu tasarıyı bizlere reva görenleri, tasarı geri çekilene kadar rahat bırakmayacağız. Kibirli olanlar, her türlü kudreti kendisinde görenlere son sözümüz şudur; eğitimciler kendilerine yapılan zulmü, gücü elinde bulunduranların eziyetini görmektedir. dolayısıyla inatlaşmanın eğitimize faydası değil, aksine çok büyük zararları olacaktır.
HÜKÜMET AL YASANI BAŞINA ÇAL
Eğitim, atınızı istediğiniz gibi oynatacağınız bir alan değildir. eğitim; bilgi ve tecrübenin birlikte harmanlandığı, hak edenin makamlara getirildiği, korkunun, zulmün, değil, doğruları söyleme cesaretine sahip insanların olması gereken bir alandır. Dolayısıyla intikam hırsı ile hareket edenler, eğitimi yerle yeksan ettiğinin artık farkına varmalı ve bu ucube tasarıyı ivedilikle geri çekmelidir.
ALİ ISMAİL KORKMAZ BU YASA ÇIKMAZ
Buradan yetkililere son söz olarak bu tasarı geri çekilmediği takdirde mücadelemizin devam edeceğini bildiriyoruz. Katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyoruz.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2003 Akhisar Haber