EVVEL ZAMANDA ÖĞRETMEN
Mesut Avcı
21 Kasım 2017 Salı 11:08
Sayın Başkan, öğretmen arkadaşlarım!
Muhatabım ne idare, ne kişilerdir. İç hesaplaşmadır. Genellemedir.
Öğretmen, maaş ve sosyal haklar karşılığında emeğini kiralayandır.
Milli Eğ. amaçları doğrultusunda görevini yapacaktır.
Eğer sömürüldüğünü inanıyorsa, ya istifa eder ya da örgütlenir sendikalaşır haklarını arar.
Varlığı öğrenciye bağlıdır. Öğrenciyi sermaye olarak düşünmesi olası dışıdır.
"Öğretmen bilgi ve pedagojik formasyon bakımından güçlü olursa, eğitim ve öğretimde başarılı olur."
Politik düşünceler, çalkantılar, zorunlu öğretmen olmalar, ekonomik ve sosyal kaygılar (Hiç olmazsa öğretmen olsunlar) eğitimi, öğretmen kalitesi bakımından yaralamıştır.
Suç öğretmen ve idarecinin değildir. Eğitimi kendi amaç ve doğrultularında görenlerindir. Eğitimi Atatürk ilkeleri dışında görmek isteyenlerindir.
Mektupla öğretmen,5 Yıllık sanat okulu mezunu, asker öğretmen kaliteyi düşürmüştür.
Ayrıca, dini, milli görüşe, sol düşünceye göre atamalarda unutulmamalıdır.
Öğrenciye bakış:
Öğrenciyi eğitilip öğretilecek, topluma uyum sağlanacak varlık olarak görmeliyiz. O bize muhtaçtır. Bizi örnek alır. Yaramazlık çocuğun yapısının mayasıdır.
"Tembeldir, yaramazdır, terbiyesizdir. Bu öğrenciyi istemiyorum. Sanayiye verin" demek, eğitim ve öğretim noksanlığımızdan kaynaklanır.
Kendimizi, Motor tamir usta ve kalfasından eğitim bakımından daha mı aşağı görüyoruz. Sınıf öğrencinindir. O yoksa bizde yokuz. Önemli olan yaramazı, tembeli eğitmektir. Gülü koklayıp dikeni sokağa atmak gelecekte anarşinin, mafyanın tohumlarını ekmektir..
Eğitim ve öğretim uygulamalı olmalıdır.
Atariyi, bilgisayarı, pop müziği bizden daha iyi bilen çocuklarımıza, dersleri dikte ve anlatım sistemiyle verirsek başarı alamayız. “Ben dersi çok güzel anlattım “öğretim değil tatmindir. Öğrencinin seviyesine inmekte önemlidir. “Öğrenciler temeli bilmeden geliyor" demek ilkokul öğretmenlerine hakarettir.
Kız ve erkek öğrencilerin buluğ çağını anlamamazlıktan gelmek(isyankar, boşvericilik, süslenme)kendi gençliğimizdeki dalgalanmaları unutmaktan ,çocukluğumuzu ve gençliğimizi yaşamamaktan kaynaklanmaktadır.
Temizlik, hava, su, çevre kirliliği, banyodan, tuvalet ve iç çamaşırdan geçer. Eğitimin önemli taşlarından biridir. Tuvalet çevre, diş sağlığı. Özellikle okullarda tuvalet temizliği. Öğrenci tuvaletlerinde ,tuvalet kağıdı ve sabun kullanma alışkanlığı uygulaması yapamazsak ,sağlıklı yaşamı yakalayamayız. Sıktığımız ellerin mikrop yuvası olduğunu unutmayalım.
Okul, hayatın uygulama bahçesi olmalıdır. En kötü nasihat “Ben yapıyorum. Sen yapma"dır."Sigarayı ben içiyorum sen içme" İradesizin irade dersi vermesidir. Uygulamasız,teknik araçsız, nedensiz, niçinsiz, nasılsız eğitim ve öğretimin yeterli olmadığına inanıyorum.
Yaşama dönük, eğitim hareketi olan Eğitsel kolların çoğu, az kapasite ile çalışmaktadır. Kollar kağıt üzerinde mükemmeldir. Kollarda öğrenci etkin olmalıdır. Çocuk tiyatrosu, korosu, çalgı topluluğu, resim sergisi, satranç, folklor, aytışma ile uğraşmalıyız. Öğrencinin ruh sağlığı bakımından önemlidir. Özellikle spor ve bilgi yarışmalarında öğretmenlerimizin özverilerini kutluyorum. Mazeret üretme geçerli olsa, Mustafa Kemal Atatürk olamazdı.
Öğrencinin saç bırakması üzerinde duralım. Bence saygısızlık başkalarına zarar vermektir. Bizler, saçla değil sigara ve uyuşturucu ile uğraşmalıyız. Çocuklarımıza saçını kesmeyi değil, temizliği ve bakımını öğretmeliyiz. Çocuk saçını kesmezse okuldan mı kovacağız?
Saygı kişilerin özgürlüğüne karışmamakta bağlantılıdır.
Eğer öğrenci dersi engellemeyip, başkalarının öğrenmelerini etkilemiyorsa, millî serveti yerinde kullanıyorsa, onun saçının Moda'nın gerekleri içinde temiz bakımlı tutmasının karakter oluşumu bakımından faydası vardır. Çocuklarımızın fino köpeği gibi olmasını istemiyorsak özgürce davranışlarına katlanacağız.
Çocuklarımızı ikircikli yapan, din ahlakı ve hukuk ahlakıdır. Eğer öğretmen, bildikleri doğrultusunda, faize haram, kadının elini sıkmak günah, tırnak temizliğini, “Tırnak arasında şeytan saklanır “anlatırsa, kısasa kısas derse. Çağdaş hukukla çelişkiyi nasıl çözeriz?
Din ve ahlak eğitiminde dikkatli olmalıyız.
Milli birlik konusunda hepimizin titiz olduğunu varsayarak, çocuklarımıza ayırım yapmadan, düşman kamplar yaratmadan misak ı milli sınırları içinde kardeşçe eşitçe yaşamanın yollarını göstermeliyiz.
Nedenleri ne olursa olsun Türk devletinin 500 bin öğretmenine bu konuda çok ihtiyaç vardır. Demokratik ve hukuk kuralları içinde politika yapmadan katkımızın olacağına inanıyorum.
Bu yıl emekli olan arkadaşlarıma, eğitime verdikleri hizmetlerine saygı duyarak, sağlıklı huzurlu yaşam diliyorum.
Saygılarımla!
(1992/1993 yılında Öğretmenler kurulunda, eğitim ve öğretime demokratik ortamda bakış söyleşisidir.)
YASAL UYARI:Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Akhisar Haber Ajansı - AHA'ya aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazı sadece Akhisar Haber Ajansı tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2003 Akhisar Haber