22 Kasım 2024
  • Manisa18°C
  • İzmir18°C

FİLİSTİN: BİR ARKASI YARIN SAVAŞI- I

İdil Tütüncü Aydar

28 Ağustos 2024 Çarşamba 21:31

Filistin: Bir Arkası Yarın Savaşı- I

1998 yılının Kasım ayıydı. Milliyet Gazetesi Ankara Bürosu’nun İstihbarat Şefi Cengiz Kuşçuoğlu, ‘İdil, senin gitmeni istiyorum’ dediğinde, sevinçten havalara uçtum. Davet, hayatını Filistin’e adamış, barış müzakerecilerinden, yazar, akademisyen, Filistin Yüksek Öğrenim Bakanı ve Filistin Pen Yazarlar Birliği üyesi HannanAşravi’den geliyordu. Sadece Milliyet’e değil ana akım başka gazetelere de yapılan bu davet, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki öğrenciliğim boyunca, Türk dış politikası dersinde ‘Türkiye-İsrail İlişkileri’ni inceleyecek kadar dış politika, Ortadoğu ve İsrail’e merak salan, henüz 19 yaşındaki genç bir gazeteci için, hayallerinin gerçeğe dönüştüğü andı. O dönemde İsrail büyükelçiliği de benzer bir metot izlemiş, bu kapsamda büyükelçilikte gazetecilere bir resepsiyon verilmiş, ben de o resepsiyona katılmıştım.

Kuşçuoğlu bana Ortadoğu’ya açılan kapıyı aralayıvermişti. Milliyet’te, ancak gazetenin açtığı bir deneme yarışmasında Türkiye 2’inciliğiödülünü alınca çalışma imkanı bulabilenbir iletişim fakülteli olarak, gazeteciliğin mesleki basamaklarını hızla tırmanıyordum. Aynı tarihlerde Suriye’den çıkışı verilen terör elebaşı Abdullah Öcalan, Rusya’dan sonra soluğu İtalya’da almıştı. Ankara kulisleri çok hareketliydi.

Doğu Kudüs ve Mescid-i Aksa

Bir gazeteci kafilesiyle İsrail’e indiğimizde, önce Kudüs’ün doğusunda bulunan bir otele yerleştik.Geceyi dinlenerek geçirdikten sonra, bizi karşılayan ve komuta edenin albay olduğunu sonradan öğrendiğimiz ekiple birlikte, Doğu Kudüs’ün sınırları içinde kalan Eski Şehir adı verilen bölgedeki, 150 dönümlük bir arazideki,üstü altın kaplamalı, dış cephesi Osmanlı çinileriyle kaplı,sekizgen bir yapı olan Kubbet-üs Sahra’nın yanındakiMescid-i Aksa’yı ziyaret ederekgüne başladık. Tabii, çok etkileyici bir alan. İnsan kendisini başka bir boyuta geçmiş gibi hissediyor.

whatsapp-image-2024-08-28-at-17.52.27.jpg

 

 

 

Fotoğraf: Mescid-i Aksa ve Ağlama Duvarı

 

Mescid-i Aksa ise Müslümanlarca Hazreti Muhammed’in Miraç gecesinde göğe yükseldiği yer ve ilk kıble olarak kabul ediliyor. Hani o İsrail askerlerinin, her Cumagünü ibadet için gelen Filistinliler’i içeriye almamak için direndikleri yerden bahsediyorum. Hattabununla sınırlı kalmayıp basın mensubu olarak orada bulunan TRT’nin habercilerine bile saldırı yapacak kadar sinirlerine hakim olamadıkları,aslında bir ibadethane olan bir yapı.Mescid-i Aksa’nın içi oldukça geniş, bahçe kapasitesiyle birlikte, aynı anda toplam 200 bin kişi namaz kılabiliyor.Kıble Meclisi de denen Mescid-i Aksa, Ürdün Kralı Abdullah Bin El Hüseyin’in İsrail işgali altındaki Doğu Kudüs’te bulunan İslami yapıların restorasyonuna verdiği öneme binaen yaptığı finansal destekle 2016 yılında iç restorasyonunu tamamlayabilmiş. Ben restorasyondan önceki halini gördüm. Kimi arkadaşlarımız namaz kılmışlardı. Heybetli bir yapıydı. Kudüs’ün Hıristiyanlar için önemi ise, Hazreti İsa’nın yaşadığı, çarmıha gerildiği, defnedildiği, dirildiği ve semaya yükseldiği yer olmasıdır.

Kudüs’ünüç tek tanrılı din bakımından olan önemi onu benzersiz kılıyor. Çatışma ise, Mescid-i Aksa ve Ağlama Duvarı’nın birbirine bitişik olmasını bir fırsata çevirmek isteyen İsrail’den kaynaklanıyor.Adını Yahudi Kral Süleyman’dan alan Süleyman Mabedi’nin günümüze ulaşan tek duvarı olan Batı Duvarı’nı, o ziyaretimde değil ama bir yıl sonra kazandığım İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın araştırma bursunu Tel Aviv Üniversitesi’nde gerçekleştirirken, aralıklarla gittiğim Kudüs’te, çokça ziyaret ettim.O günden bugüne değişmeyen tek şeyin ise, bir Yahudi’nin Ağlama Duvarı’nda, Bir Hıristiyan’ın kilisede ibadetinirahatlıkla gerçekleştirebilirken,bir Müslüman’ın Mescid-i Aksa’da aynı rahatlıkla ibadet edememesi olduğunu ifade edebilirim.Üstelik Ağlama Duvarı Müslüman Mahallesi’nde yer alırken…Müslüman mahallesinde salyangoz satmak diye olsa olsa buna denir! Benim dönemimde Ariel Şaron Mescid-i Aksa’ya giderek kışkırtıcı bir fitili ateşlemişti, şimdilerde aynısını İsrail kabinesinin yine aşırı sağcı güvenlik bakanı, gitmekle sınırlı kalmayıp bir adım daha ileriye giderek, aynı bölgeye bir sinagog inşa etme planından bahsederek yapıyor. Oysa ki Müslüman, Yahudi, Ermeni ve Hıristiyan mahalleleri ile Tapınak Bölgesinden oluşan Eski Şehir’in,Yahudiler’e haiz olan kısmında zaten beş tane sinagog bulunuyor. Mahalleler de sınırları içinde bulunan dini yapılara göre oluşmuş durumda, ezelden beri...

whatsapp-image-2024-08-28-at-17.52.27-(1).jpg

 

 

 

Harita: Eski Şehir’in Mahalleleri, Kudüs

Kaynaklar:

www.milliyet.com.tr

www.fikriyat.com

www.landsofmap.com

www.sahipkıran.org

Yorumlar