26 Aralık 2024
  • Manisa6°C
  • İzmir8°C

FİLİZKAN’DAN 24 TEMMUZ GAZETECİLER VE BASIN BAYRAMI MESAJI

Manisa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ali Filizkan, Sansürün Kaldırılışının 112. yıl dönümü ve 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramını nedeniyle basın sektörünün çözüm bekleyen sorunlarına dikkat ekti.

Filizkan’dan 24 temmuz gazeteciler ve basın bayramı mesajı

22 Temmuz 2020 Çarşamba 16:45

Bu haber toplam 2352 defa okunmuştur

Filizkan’dan 24 temmuz gazeteciler ve basın bayramı mesajı
Haber Merkezi

Manisa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ali Filizkan, Sansürün Kaldırılışının 112. yıl dönümü ve 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramını nedeniyle basın sektörünün çözüm bekleyen sorunlarına dikkat ekti. Haber kısıtlamalarının hala yaşandığını hatırlatan Filizkan, “Demokrasinin yaşam bulması, halkın haber alma özgürlüğünden geçer. Basın sektörünü bekleyen önemli sorunlarına çare bulunmalı. ‘Haber özgürlüğü’ kısıtlanmamalı, basın meslek yasasındaki belirsizlikler giderilmeli. Yazılı, televizyon ve internet basın yasası çerçevesi belirlenmeli. Çıkarılacak yasalar basındaki belirsizlikleri ortadan kaldırmalı.” dedi. 

Manisa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ali Filizkan, Türk basınında sansürün kaldırılışının 112. yıl dönümünü nedeniyle yayımladığı mesajında çok zor bir süreç geçirdiklerini söyledi. 24 Temmuz geleneksel “Gazeteciler Gününü” buruk kutladıklarının altını çizen Filizkan, basının içerisinde bulunduğu sorunlar ve 6 aydır süren pandemi dönemi nedeniyle her gün Türkiye genelinde onlarca gazetecinin işsiz kaldığını ifade etti.

NEDEN ÖZGÜR BASIN?

Basın sorunlarını acil olarak ele alınması gerektiğine dikkat çeken Başkan Filizkan, “Özgür basın, çağdaş toplumun geleceğidir. 24 Temmuz tarihi ülkemiz açısından, demokrasimiz ve Türk basınında sansürün kaldırılması nedeniyle özel öneme sahip bir gün olarak kutlanmaktadır. Özgür basının gücünün en iyi kanıtı 1922 yılında Kurtuluş savaşında görüldüğü gibi son kanıtı da ”FETÖ yanlısı hain cuntacıların 15 Temmuz 2016 gecesi darbe girişimine kalkışmasının bastırılmasında bir kez daha görüldü. Darbe girişiminin başladığı ilk saatlerden bugüne kadar haber verme ve yayıncılık ilkesine bağlı kalma sorumluluğunu başarılı şekilde yerine getiren basın oldu. O gece internet ve TV’ler de meslek çalışanlarının ve sahiplerinin gerçekleştirdikleri yayın sayesinde bugün ülkede demokrasinin korunması, Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin canlı tutulmasında önemli rol oynadı. Devletin bölünmez bütünlüğünden, milletin birlik ve beraberliğinden yana, toplumsal değerlere saygılı, kişisel hak ve özgürlükleri temel görev sayarak halkın doğru ve tarafsız haber alma ihtiyacını karşılayan basın kuruluşlarımız demokrasimizin güçlenmesine bundan sonrada katkı sağlayacağından da hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Görevini toplumsal değerlere saygılı, kişisel hak ve özgürlükleri korumayı ilke edinmiş tarafsız bir anlayışla ifa eden özgür basın, Türk demokrasisinin en büyük güvencesidir. Gazetelerde, televizyonlarda, radyolarda, haber ajanslarında, internet üzerinden yayın yapan haber sitelerinde çalışan basın emekçileri, bugünün dünyasında yurttaşların gözü, kulağıdır. Basın emekçilerinin yerel ve genel sorunlara 'ayna tutması' genel ve yerel yöneticilerin sağlıklı hizmet üretmesine de önemli katkı sağlamaktadır. Ülkeyi genelde ve yerelde yönetenlerin, her şeye hâkim olması, her şeyi görmesi mümkün değildir. İlde, ilçelerde, sokaklarda, her daim yurttaşların arasında bulunan basın emekçilerinin yazdıklarını 'karşıt'' veya 'yanlı görmeyip' bunların düzeltilmesi yönünde çalışma yürüten yöneticiler basının yansıttığı olayları doğru çözümleri ile daima başarıya ulaşmıştır. Yazılı ve görsel basında özgürlük hedefine ulaşılmasıyla demokrasi tam işlev kazanır. Fikir ve düşünceyi ifade özgürlüğü, yazdığı nedeniyle basın özgürlüğü önüne sansür ve oto sansür konulması demokrasimizi geri götürdüğü gibi, iş yaşamında, ekonomide ve yabancı yatırımcı alanlarında da sıkıntılara yol açar. Ülkemizde gerçek demokrasinin yaşam bulması, halkın haber alma özgürlüğünden geçer.” Dedi.

CEZAEVİNDEDEKİ GAZETECİLERİN ÇOKLUĞU DEMOKRASİMİZ ADINA SIKINTIDIR

Cezaevinde çeşitli sebeplerle tutuklu bulunan gazetecilerin durumuna da dikkat çeken Filizkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özgür basın, özgür halk, çağdaş toplum ve gelecektir. Şu anda cezaevinde tutuklu ve hükümlü gazetecilerin çokluğu demokrasimiz adına da büyük sıkıntıdır. Özgürce ve sorumlu yayın yapabilen basın o ülkede özgürlüklerin, demokrasinin ve insan haklarının güvencesi olmaya devam edecektir. Toplumun özlediği demokrasiyi ‘tam ileri, daha fazla’ demeden inşa etmek için öncelikle basın özgürlüğünü sağlamalıyız.”

BU SORUNLAR ACİL ÇÖZÜLMELİ 

Gazetecilik meşeliğinin devamının demokrasi ve özgürlükleri açısından hayati derecede önem taşıdığına vurgu yapan Filizkan, sorunların çözümü için şu çağrıyı yaptı: “T.C. İletişim Başkanlığının meslek temsilcileri ile düzenlediği çalıştayda görüşülen, basın çalışanlarının özlük hakları ile ilgili konuların günümüz şartlarınca değerlendirmeli, gazetecilik mesleğindeki sorunları ile ilgili raporu sayın Cumhurbaşkanımıza ve TBMM’ye sunularak çözüme katkı yapılmalıdır.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile Yeni Türkiye’de basın konusunda sayın Cumhurbaşkanı

Gazetecilik meslek yasası terfi ve ücretlendirme, mesleki yeterlilik ve izin ve tazminatlar, sözleşme feshi ve kıdem tazminatı ile 5953 sayılı kanundaki (212) yaşanılan aksaklıklar ve basın kartları ile ilgili yaşanan sorunların öne çıkarılması ümit verici olurken, benzeri konularla ilgili çalıştayda ele alınıp ilgili bakanlılara ve TBMM’ye sunulan tekliflerin. TBMM’nin önceki gün sunulan internet yayıncılığı ile ilgili cezaları içeren yasa teklifinin yazılı, görsel ve internet gazeteciliğini nitelikli kılacak ve çalışanlarını da koruyacak yasa olarak yasalaşması temennimizdir.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan ve hükümetten, yasama görevini yapan TBMM üyelerinden, basın özgürlüğü yönündeki engellerini kaldırılması için çalışma yapılmasını bekliyor ve umut ediyoruz.

Ayrıca gazetecilerin özlük hakları, bu mesleği ifa eden basın iş kolundaki işverenlerin, ile fikir işçilerinin vergi ve SGK yükünün hafifletilmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz.”

ÇALIŞAN GAZETECİLERİN İŞSİZ KALMASI EN BÜYÜK ÜZÜNTÜMÜZDÜR

Pandemi döneminde sağlanan bazı kolaylıklara rağmen meslekteki sorunlar devam ettiğini sözlerine ekleyen Filizkan, “İşten atılma korkusu gibi nedenlerle basın çalışanlarının birçoğu haber yazarken artık ‘suya sabuna dokunmama’ kaygısı taşımaya başlamıştır. Unutulmamalıdır ki kamu görevi yürüten gazetecilerin asli görevi toplumu doğru, tarafsız, objektif olarak bilgilendirmektir. Gazetelerin satılamaması, kısıtlı çıkması, basında her ay bir gazetenin kapanma tehlikesi yaşamasına neden olmaktadır. Türkiye genelinde yüzlerce çalışan gazetecinin işsiz kalması en büyük üzüntümüzdür.

Bu yılkı kutlamaları da koronavirüs nedeniyle kısıtlı olarak gerçekleştiriyoruz. Temennimiz’ Demokrasinin kesintisiz ülkemizde sürmesi, halkın haber alma özgürlüğünün kısıtlanmaması yönündedir. 24 Temmuz 1908‘de II. Meşrutiyetin ilan edilmesi ve Kanun-i Esasi’nin yeniden yürürlüğe girmesinin ardından 1876’da çıkarılmış olan “Sansür Kararnamesi” kaldırılmıştı. Bu karar ile 24 Temmuz gününden itibaren gazeteler sansür memurları tarafından incelenmeden çıkarılabilecekti. Gazetecilerin ve basının özgürlüğünü ilan eden ve Ahmet Cevdet ile Mihran Efendiler’in “Gazeteler hürdür; Basın özgürdür” sözleriyle önem atfettikleri bugün 1946’da Gazeteciler Cemiyeti kurulduğunda Falih Rıfkı Atay’ın önerisi ile “Türk Basınından Sansürün Kaldırılması ve Basın Bayramı” olarak ilan edilmişti. 24 Temmuz 1946’dan günümüze ise 24 Temmuz geleneksel “Gazeteciler Günü” olarak kutlanmaktadır.

Bu vesileyle tüm üyelerimiz ve basın çalışanlarının 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramını kutluyorum. Sorunların bir an önce çözülmesi, sektörümüzün daha özgür olması dileğiyle…” diyerek sözlerini tamamladı.

Yorumlar