KİRAZ BAHÇESİ
Bahadır Yenişehirlioğlu
02 Haziran 2015 Salı 16:49
KİRAZ BAHÇESİ
“Dostlarla oturan kişi, külhanda alevler içinde bile olsa, gül bahçesinde oturuyor sanılır.”
Der Allah dostu.
“Dolayısıyla ey dostlar, şekilden, sûretten geçer, mânâ âlemine girerseniz, orasının cennet ve gül bahçesinin içinde daha müzeyyen bir gül bahçesi olduğunu görürsünüz.”
Diye devam eder.
Dostluk, müspet veya menfi vasıflardaki ortak paydadan kaynaklanır. Gerçek dostluk ise yalnız samimî ruhlarda barınır.
Günümüzde bunu bulmak giderek zorlaşsa da hala varlığını devam ettiren dostluklar olduğunu görmek son derece sevindirici.
Gerçek dostluk iki gönül arasındaki enerji transferinden başka bir şey değil. Bu muhabbet akışı neticesinde enerji kişilere sirayet eder.
Bu karşılıksız,riyasız ve maskesiz bir dostluktur.
Bu yüzden tadı farklıdır.
Nitekim Hazret-i Mevlâ'na -kuddise sirruh- Selçuklu medresesinde baş müderris iken gönlü aşk dolu Şems adlı meczup bir dervişin nazarıyla kıvılcım alıp yanması neticesinde zahirî kitaplar bütün özelliklerini ve etkilerini yitirmiş, kâinat bir kitap hâline gelmiştir. Ardından insan, kâinat ve Kur’ân’daki esrarı açıklayıcı bir şaheser olan Mesnevî meydana gelmiştir.
Bir insan, güllük gülistanlık içinde de olsa, dosttan uzaklığı sebebiyle aslında alevler içinde kalmış demektir. Bunun hemşeri olmak ,akraba bağı ile bağlı olmakla bir alakası yoktur.Müşterek duygularda birleşmiş olmalarının önemi vardır.
Ebû Leheb, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi vesellem-‘in amcası olduğu hâlde ondan en uzak kimselerden idi.
İnsanoğlunu yalnızlıktan kurtaran dostluk, ilâhî bir lütuftur. Âdem -aleyhisselâm- ile Havva validemize, dünyaya indirildikten sonra kırk yıl ayrı bölgelerde yaşatılarak bir dostluk hasreti tattırılmıştır. Sanki dostluk, bir ruhu ikiye yarıp kendi yarımını karşıda bulma hâlidir. Hadis-i şerifte:
“Kişi, dostlarının dinindedir.” buyrulmasının yanı sıra:
“Kişi sevdiği ile beraberdir.” beyânı, dostluklarda bütün hücrelere kadar işlenen tesiri ifade eder.
Son olarak Fransa'ya yaptığım seyahatte Lyon şehrinde havaalanında karşılaştığımız andan itibaren ve ardından Saint Vailler de devam eden dostlarla olan birlikteliğimiz bana bunları hatırlattı.
Türkiye'den bir hayli uzakta rızıklarının peşinde olan bu insanlar birbirleri ile kurdukları fevkalade samimi ve içten iletişimleri ile bütün enerjilerini bana geçirdiler .
Gerçekleştirdiğimiz söyleşi ve ardından hep birlikte icra ettiğimiz kermes bu iletişimi taçlandırdı .
Şunu çok iyi anladım nerede olursanız olun Muhabbet ,şefkat ve merhamet sarmalı ile ilişkilerinizi sardığınız zaman orasını cennete çevirebilirsiniz. Dostlar bunu başarmışlar ve fevkalade güzel hizmetlerde bulunuyorlar .
Her birine gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. En küçüğünden en yaşlısına kadar bana kattıklarından dolayı hepsini kucaklıyorum.Kiraz tadındaki sevgileri için muhabbetlerimi sunuyorum.
Hoş seda bırakmak ne güzel.
Hoş seda ile anılmak ne büyük zenginlik.
Bu yüzden Allaha şükrediyorum.
Ne güzel söylemiş şair dostum Emin Arıkan
...
Ihlamurum
Akasya kokulum
Bir sarımlık tütünüm
Dinlemekten hoşlandığım sopranonun
ismini söylemekteki aczim
Dinginliğimiz
Hoşçakal.
YASAL UYARI:Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Akhisar Haber Ajansı - AHA'ya aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazı sadece Akhisar Haber Ajansı tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2003 Akhisar Haber