25 Kasım 2024
  • Manisa8°C
  • İzmir7°C

KÜLLİYEN BELEŞ

Mesut Avcı

26 Aralık 2016 Pazartesi 15:33

Külliyen Beleş

Gel! Gel! Bedava! Beleş, beleş.
Külliyen beleş!
Kuşadası Davutlar sahilinde yazlık giysiler satılıyor. Çoğu ihraç fazlası.

Külliyen Beleş sloganı müşteriye ilginç geliyordu.

Amerika'nın gazı vardı. Satmalıydı. En büyük pazar, Çin.
Külliyen beleş Gemici Fener'i dağıttı. Gaz olmadan neye yarar. Gazını 3 milyarlık Çin halkına sattı. Çin ışıl ışıl oldu.

Türkiye halkı Daşyağı  ile aydınlanıyor. Isınmada ve pişirmede odun ,tezek kullanılıyordu. Bazılarında Gazocağı, pompalı gaz ocağı vardı. Tokmaklı ,Kazan suyu ile çamaşır yıkamanın sonlarıydı. Bütan gazı satılmalıydı. Tüpü bedava, ocağı sizden. Taksitle.
Türkiye pişirmede, ısınmada külsüz yakıta geçti. Yeter ki beleşi göster. Toplumlar alışıyorlar. Medeniyet buydu. Rahattı.
Yetmedi. Uçakları, yol yapım araçlarını beleş, külliyen beleş verdiler. Adına Marşal dediler. Araya kokulu sabunu da koydular. Yakıtı parayla, sık değişen yedek parçası beleş değildi. Yollarımız deveden, at arabasından motorluya geçti. Yol yap! Arabalarını kullan devri başladı. Uzaklar yakın oldu.

Sıra silahlara geldi. Silah sanayii gelişti. Stoklar doldu. Denenmeli ve tüketilmeliydi. Sol, sağ; tarikat, mezhep, ırkçılık sıraya kondu, pompalandı. Eski defterler karıştırılıp kamplar oluşturuldu.
21.yüzyılda beleşe son verildi. Takasa geçildi.
Gözler karardı. Akıl dumura uğradı. Kimse , kaltağı yapan, Kaltakçıya bakmadı.. Samanına meşinine bakmadı. Semerdeki biniciyi gördü.

Beleş, beleş, külliyen beleşi bırakıp ,inine girme zamanını, başka bahara bırakmamalı.