KUTÜL AMARE’YE GENÇLİK MARŞI İLE GİRDİK
Tuncay Şen
26 Nisan 2016 Salı 16:53
Kutül Amare’ye GENÇLİK MARŞI İle Girdik
Tarihe ilgim olmasına rağmen ANCAK üniversite yıllarında bu zaferimizi öğrendim.Neden çok bilinmemesini merak ederek başladığım okuma serüvenim ile bu günlere kadar çıkan kitapları takip ediyorum. Bu serüven beni “Engin Akyüz ile KonuşuYORUM” programına konuk olarak çıkmamı sağladı.
Anzaklar, 25 Nisan 1915 de Çanakkale çıkarmasını önemser ve İngilizlerin sitemine rağmen “Anzak Günü” olarak kutlarlar. İngilizlerle beraber 48 cephede savaşan Avustralyalıların kendilerine millet olma bilincini kazandırdığını ifade ederler. Çanakkale'deki yenilgilerini adeta bir bayram havası içinde, her yıl 25 Nisanda törenlerle yad ederler. Biz 18 Mart (yani savaşın bittiği tarihi) zafer günü kabul ederiz, Avustralyalılar ise Gelibolu Anzak Koyuna ayak bastıkları günü bayram havasında yad ederler. Öyle ki, Gelibolu Yarımadasını kutsal bir mekan olarak kabul ederler, o koylardan kum taneciklerini memleketlerine götürüp plaketlerin içinde camlı bölümlerde muhafaza edip anma gününde şeref misafirlerine takdim ederler
Avustralya'da 25 Nisan günü resmi tatildir. Bu tarihte ülkede hayat durur.Her okulun bahçesinde bir Gelibolu Ağacı her ilde bir ANZAK (Gelibolu) Anıtı vardır.
Çanakkale de işgal güçleri şehitliklerini ve anıtlarını hemen yaparlar. Bizim Çanakkale de “Şehitler Abidesi “anıtı 1954 de temeli atılır ve 1960 da açılır. Türk şehitliği de tam anlamıyla 1980 lerde açılır. Çanakkaleyi biz belki de Anzakların her yıl gelmeleri yüzünden anladık değerini.Hintlilerin torunları vefasızmış Anzaklara göre.
…
Çanakkale de geçemeyenler Kutül Amare de teslim oldular. Çanakkele de ki zafer elde edildiğinde Irak cephesinde İngilizler Kutül Amare de Kuşatma altındaydı. Hem moral geldi hem de Çanakkale den birliklerden buraya gelenler oldu. Ve teslim oldular.
Kût'ül-Amare zaferinin 1.dünya savaşında Irak cephesinde 4.5 ay süren kuşatmadan sonra 29 Nisan da toplam 13 general 481 subay olmak üzere toplam 13.300 İngiliz askerinin tüm komutanları ile birlikte Halil Paşa komutasındaki Osmanlı ordusuna kayıtsız şartsız teslim oldu.
Bu zafer elde edildiğinde Avrupa dahil olmak üzere tüm dünya, tüm ulusal ve uluslararası kamoyunda sansasyonel etkiler oluşturdu, yenilmez denilen İngiliz ordusunun yenilmekle kalmayıp teslim olmasına ilişkin haberler yaygın olarak çıktı.İngilte bu yenilgisini soruşturdu soruşturma 900 sayfayı geçiyordu. Dünya da Kutül Amare kuşatması ile ilgili 100 e yakın kitap yayınlandı. Teslim olan general Townshen' in Plevne gazisi Gazi Osman paşa gibi Osmanlı da esir değil misafir gibi ağırlandı.Esir kaldığı İstanbul'da serbestçe yaşadı,2 adet kitap yazdı ve Mondros Ateşkes antlaşmasında Osmanlı tarafını tutarak arabuluculuk görevini üstlendi.Sonra serbest kalarak ülkesine döndüğünde, İngiltere'de milletvekili olarak siyasete atıldıktan sonra da ölümüne kadar İngiltere'de “Türk dostu” olarak lobi oluşturdu.General Townshend'in Sevr anlaşmasını tanımadığını İngiliz Avam kamarasında defalarca konuşmuştur. Kurtuluş savaşında Türklere destek verdiğini,İngiliz hükümetinin tüm yasaklamalarına karşın hayran kaldığı Türk Kurtuluş savaşına ve kahramanı Mustafa Kemal ile görüşmek için büyük taarruz öncesi o yasağa rağmen gizlice Türkiye geldi. gazetelere de Türkler lehine demeçler verdi.
Manisa, Akhisar ve diğer ilçelerdeki Irak cephesinde ve Kutül Amare de şehit olanların bazılarını şehitlik künyeleri lakapları ve yaşadıkları yerler belirtilerek yazımın sonuna ekliyorum.
Çanakkale savaşı ile özdeşleşmiş "Asteğmen Mehmet Muzaffer'in birliğinin kamyon lastiklerini temin edebilmek için yahudi tüccarına sahte para yaparak verip bu paranın ederi Çanakkale de şehit kanıyla ödenecektir" diye bilinen hikayesini hatırlamamız gerekiyor. Çünkü o kamyon lastikleri ile birliğin aslında görevlendirilmiş olduğu Irak cephesine yani Kût'ül-Amare'ye intikal etmişler.Kût'ül-Amare savaşı sırasında boynundan vurulan bu Asreğmenin mektup zarfına kanıyla yazdıkları belki çok kitapta var. Siz Cumhuriyet Gazetesi yazarı rahmetli İlhan Selçuk’un “Yüzbaşı Selahattin’in Romanı” isimli kitabından okumanızı önereceğim. Bu kitap da Kutül Amare zaferine ilişkin çok ilginç detaylar var.
“Yaşayan Şehidler” de anlatılmalı..Zafer kazanılması için komutan Halil Paşa nın 44. alaya şehit olma emrini verir, sabah 44. Alay tamamen şehid olmuş ama zafer kazanılmıştır.
Kuşatmadakilere İngilizlerin gönderdiği son ümit olan ve 270 ton erzak yüklü Julnar isimli geminin Türk askerince ele geçirilir ve “Kendi Gelen” ismi verilir. Bu gambottan elde edilen erzakın tüm orduya dağıtılmış tüm subayların hayatlarında görmedikleri tatmadıkları gıdalarla karşılaştıklarını anılarında yazmışlar.
Alman Mareşali Goltz paşa nın 72 yaşında savaş da şehit olmak için cepheye gelmiş şehit olamasa da tifüs hastalığından arzusu gereği cephede ölmüştür. Goltz Paşa'nın Abdülmahid tarafından eğitim amaçlı daha önceden çağrılmıştır.Goltz Paşa; Mustafa Kemal, Enver Paşa ve Kût'ül-Amarede'ki komutan olan Halil Paşaların askeri okulda hocasıdır. Vasiyeti gereği çok sevdiği Türk bayrağı ile sarılı tabut ile cenazesinin İstanbul da Alman şehitliğine gömüldüğünü, mezar taşında da Ay yıldız ve haçın yan yana olduğunu bilmek gerekiyor.
Savaş uçakların ilk kez Kutül Amare kuşatmasında kullanılmıştır.
Kût'ül-Amare'ye teslim olan İngilizleri esir almak üzere giden binbaşı Nazmi Solok komutasında ki 3. cü alayı şehre girerken "dağ başını duman almış" diye başlayan Gençlik Marşının söylenerek girdiklerini Yüzbaşı Selahattin in anılarında görüyoruz.Esir General Townshend Türkler bizi marş söylerek teslim aldılar diye yazar.Bu Marşın her ne kadar Kurtuluş savaşı ve sonrasında sıkça söylendiği bilinse de 1908 ler de okullarda öğretildiğini ve törenlerde okutulduğunu bilmemiz gerekiyor..
Halil Paşa nın Zaferden sonra orduya yayınladığı mesaj da bu zaferin Kut bayramı olarak kutlanmasını ve tüm bu zaferde ki şehitlere Tebarekeler, yasinler ve fatihalar okunmasını vasiyet etmiş ve soyadı kanunundan sonra bu zafer anısına “Kut” soy ismi almıştır.Bu kuşatma sırasında gerçekleşen Sabis muharebelerinin komutanı Ali ihsan bey, “Sabis” soy ismini alır. Selmanı Pak Muharebeleri anısına bunu soy ismi alan subaylarımız olduğu anı kitaplarında geçiyor. Kût'ül-Amare savaşında savaşan tüm subayların daha sonra Kurtuluş savaşında da yer aldığını unutmayalım.
Savaş sonrası ele geçirilen esirlere Türk tarafının insanca davranmış, ancak İngilizlerin Türk esirlere insanlık dışı müdahalelerde bulundukları ve savaş suçu işledikleri yazılmıştır. Biz esirlerimizi serbest bıraktığımız halde başlayan Kurtuluş Savaşına katılırlar endişesiyle Türk esirlerinin bırakılması geciktirilmiş, koz olarak kullanıldığını, bırakmak zorunda kaldıklarında da dezenfektan çukurlarına sokarak kör ettiklerini yazan kitaplar vardır. Bir Türk esirinin anı kitabında esir askerlerimizi önce Türk Arap olarak ayırıp farklı kıyafet giydirdikleri sonra da Türk ve Kürt olarak ayırmak istediklerini ama Kürt askerlerin bu ayrıma uymadıklarını yazar.
Bu zaferin az bilinmesinin nedeni olarak “Nato’ya giriş ile unutturuldu” diyenler olsa da o yıllara kadar sadece askerler arasında kutlandığını anılarda görmekle birlikte; resmi olarak kutlandığına ilişkin henüz net bir kaynağı henüz görmüş değilim.Halil Paşa'nın Enver Paşa'nın amcası olması ve Irak Cephesinin diğer komutanı Nurettin Paşa'nın Kurtuluş savaşı sonrası tutumuna bağlayanlar yüzünden bu zaferin kutlanmadığını düşünenlere katılıyorum.Ancak bu zaferle ilgili kitapların 1940-50 yıllarda çıkmaya başladığı ve son yıllarda çokça kitabın yayınladığını, okumak isteyenlerin rahatlıkla bu kitaplara ulaşabileceğini söyledi.Okumadığımız için bu zaferi bilmiyoruz demek aslında en doğrusu olsa gerek.
Bu zaferinin anısına Alman bir müzisyenin Kût'ül-Amare marşı besteleyip Sultan Reşat'a sunulduğunu da hatırlatmak isterim.
Kutül Amare ye Halil Paşa tarafından çetesiyle birlikte çağrılan ve bize karşı kışkırtılmış aşiretlere karşı çete mücadelesi vermesi istenilen Yahya Kaptan unutulmamalıdır.Kurtuluş savaşı esnasında İzmit taraflarında Yahya Kaptan yine ortaya çıkar Milli Mücadeleye cephane ve insan sevkiyatı ile ilgili çokça yardım eder, Mustafa Kemal in Nutukta kendisine sayfalarca övgü yazısı yazmıştır, öldürülmesine Gazi Mustafa Kemal'in çok üzülmüştür. Cumhuriyetin ilanından sonra yöre halkının Atatürk'ün heykelinin yapılması için kendisini davet etmelerine Atatürk'ün "Bırakın benim heykelimi yapmayı, siz önce Yahya Kaptan'ın değerini bilin onun heykelini yapın" demiştir.
Irak cephesinde emrinde 24 e yakın aşiretle bizle birlikte savaşan Şeyh Acumi Sadun paşa vardır. Oysa ona İngilizler ona Irak krallığı ve çil çil altınları teklif etmiştir. Onu daha sonra Kurtuluş savaşında bizle birlikte savaşırken görüyoruz. Şeyh Acumi sadun paşa Cumhuriyetten sonra Irak a dönmemiş Türkiye de kalmış milletvekili olmuş ve Türkiye de ölmüştür.
Mustafa Kemal'in Kurtuluş savaşı sürerken Musul'u kurtarmak için Şefik Bey ve arkadaşlarını komutan olarak oraya gönderdiği de anlatıldı.Harekatın adı Özdemir harekatıdır. Şefik Bey Kanuni döneminde Habeşiştanı fetheden Özdemir paşanın soy adından gelmektedir.
Engin Akyüz ile KonuşuYORUM Programın bitiş kısmında moderatör Engin Akyüz'ün "Uhud'ta bizim, Bedir'de bizim, Gelibolu'da bizim, Sarıkamış'ta bizim, Çanakkale savaşı da bizim, Kurtuluş savaşı da bizim, Kût'ül-Amare'de bizim, 29 ekimde bizim, 19 mayısta bizim, 23 nisanda bizim" diyerek 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlaması birlik beraberlik adına belki de günün en önemli cümlelerinden biriydi.
Birinci dünya savaşında ona yakın cephede savaşmışız.
Onlarca yenilgimize rağmen tüm dünyayı sarsmış üç önemli zaferimiz var. Biz yenilmez denilen İngiliz ordusunu Anafartalarda Mustafa Kemal, Kutül Amare de Halil paşa ve en son Mondros Ateşkesine 1.5 ay kala Bakü de Ruslarla birlikke Nuri Paşa komutasında yenmişiz. Bu son zafer de pek bilinmez. Azerbeycan da bilinir oysa. Azeri Türklerinin Türkiye yi sevmesinin altında bu zafer de yatar. Bunu da Engin Bey’in programında aynı Kutül Amare zaferi gibi işlemek isterim.
Gelelim sadede… kendimiz gibi düşünmeyen insanları vatan haini olarak yaftalama gibi kötü alışkanlığımızdan bir an önce sıyrılmamız gerekiyor. Vatan haini dediğiniz kişiler balkanlarda, Trablusgarp da , Birinci Cihan harbinde ve dahi kurtuluş savaşında kelle koltukta ölümüne savaşmış kişilerdir. 2016 Türkiyesi’nde eline silah almamış, tetik çekmemiş çekse de o silah sesinden ürkmüş kişiler olarak, savaşın tam göbeğinde mücadele etmiş insanları anlamamız gerekiyor.Kurtuluş savaşında herkes mücadele etmiştir. Bakınız Komünist Mustafa Suphi ve yoldaşlarının da bu mücadelede faaliyetleri var. Kimse kendisinden olmayanı vatanı sevmiyor diyemez. Kimin vatanı sevdiğini kimse ölçemez. Ölçüyü o savaşta hangi safta yer aldığı belirlemeli.
Mustafa Kemal, Halil Paşa ve Enver paşa asker okulda arkadaşlardır. Halil paşa Enver paşa nın aynı yaştaki amcasıdır. Bu kişiler Balkan savaşlarında, Trablusgarp da ve Birinci Dünya savaşında yan yana savaştıkları anlar vardır. Halil paşa Kurtuluş Savaşında da cephe görevi almak ister ama o Kurtuluş savaşının Rusya tarafından gelecek cephane ve maddi desteği sağlar, Cumhuriyet sonrası hizmet etmek ister, görev gelmeyince köşesine çekilir herhangi bir siyasi partiye girmeden yaşar. Anılarında Mustafa kemal e sitem dahi etmez. Mustafa Kemal onu Çankaya da ağırlamıştır birlikte ymek yemiş ve sohbet etmiş, hal hatırını sormuş yapabileceği bir şey olup olmayacağını sormuş, Halil Kut paşa da teşekkür etmiştir.
Enver paşa birinci cihan harbinden sonra ordu kurmuş ve sınırlarımızın doğusunda bekler, Mustafa kemal e mektuplar yazmıştır. Kurtuluş savaşına dolaylı yollardan destek vermiştir. Kurtuluş Savaşı sırasında vatanına gelip mücade etmek istemiş ama gelmesinin karışıklıklara yol açacağını kendisine iletince başka arayışlara gitmiştir. Naciye Sultan ile ömrünü mutluluk içinde sürmek varken Türkistan da Ruslarla savaşırken şehid olmuştur. Her iki paşayı da tanıyan ve seven Ali Çetinkaya (Kılıç Ali) Atatürk e Enver Paşa’nın şehid oluşunu 4 Ağustos 1922 de bizzat haber vermiştir. Gözünden birkaç damla yaş gelerek ‘Allah rahmet eylesin, yiğit adamdı’ demiştir. Atatürk, Enver Paşa için ayrıca ‘Bir güneş gibi doğmuş, bir gurup ihtişamıyla batmıştır. Gerisini tarihe bırakalım’ ifadelerini kullanmıştır.
“Enver Paşa, Mustafa Kemal Paşa’nın askeri kabiliyetini son derece seviyor ve takdir ediyordu. Enver paşa nın mezarının Tacikistan dan alınıp İstanbul da Abideyi Hürriyet e taşındığını hatırlatayım.
Osmanlı imparatorluğu yıkıldığında borçları ondan ayrılan tüm ülkelere taksim edilmiştir. Borcun büyük kısmı Türkiye Cumhuriyetine yüklenmiştir. Ve bu borç aşama aşama ödenmiştir. Osmanlı bayrağı 1936 ya kadar kulanılmıştır bu yıldan sonra modernize edilmiştir. O bayrak altında Kurtuluş savaşı verilmiş ve Cumhuriyet ilan edilmiştir.
Türklerin tarihi bütündür. Dün dedelerimiz Osmanlıydı bugün bizler Cumhuriyetteyiz.
Ve yazımı Mustafa kemal in bir sözü ile tamamlıyorum: “tarihini bilmeyen millet yok olmaya mahkumdur”
NOT:
Engin Akyüz ile konuşuYORUM programının haber linkini:
https://www.akhisarhaber.com/turk-alayi-genclik-marsi-ile-kutul-amare-sehrine-girdi-27588h.htm
bölüm 1:
https://www.youtube.com/watch?v=r2WSutSlKlw
bölüm 2:
https://www.youtube.com/watch?v=h9dcrWmhsN8
YASAL UYARI:Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Akhisar Haber Ajansı - AHA'ya aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazı sadece Akhisar Haber Ajansı tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2003 Akhisar Haber