MADAYA
Bahadır Yenişehirlioğlu
12 Ocak 2016 Salı 11:06
Madaya
Her şey bir hayal olsun istiyorum, bir perde, yanılsama olsa keşke, gözlerimi hiç açmamak ve gerçekle yüzleşmemek istiyorum ama bu mümkün değil, tüm bunlar acı bir gerçek.
Hem de öyle bir gerçek ki bu, can yakan, ağlatan, kazıyan bir gerçek. Köklerinin en derinlerinden en uç dallara kadar yükselen bir gerçek bu.
Bir an bir kor ateşi elinize alıp tuttuğunuzu hayal edin. Hissetmeye çalışın sonra gözlerinizi kapayın ve ağlayın.
Suriye'de iç savaş 6. yılına yaklaşırken, Esed'e bağlı güçlerin kuşatmasındaki Madaya'da masum siviller aç bırakılarak katlediliyor. Bu insanoğlunun menkıbesi, Madayadan yayılan İnsanlığın ölümü bu, hepimizin ölümü dünyanın diğer köşelerindeki gibi aynı.
Suriye'de Şam kırsalında yer alan ve etrafı rejim güçleri tarafından çevrili durumda olan Madaya kasabasında insanlar açlıktan ölüyorlar. Bir filim değil, bir tiyatro değil tam bir gerçek ve her zerresinde biraz daha delip geçen can yakan bir gerçek.
Hem kış şartlarının ağır geçmesi hem de rejim güçlerinin bölgeye yardım ve ticari malzemelerin girmesine izin vermemesi sonucu insanlar açlıktan hayatlarını kaybetmeye devam ediyor. Her canda daha acı, her canda biraz daha sancı.
Bu yaşananların anlatılmasının ne zorlu bir serüven olduğunu biliyorum. Yaşananları ve o evlatları, bebekleri açlıktan kaburgaları sayılan masumları gördükçe insanlıktan daha çok umudumu kesiyorum.
Hele sosyal medyada bu gerçekle alay edip yemek sofraları paylaşanları gördükçe umudumu iyice kaybediyorum.
Bölgede bulunan insanlar en temel gıda malzemelerine ulaşamıyor, bu engelleniyor Tüm dünyanın gözü önünde binlerce kişi açlıktan ölecek duruma geldi ve ölüyorlar. Şuana kadar 70'den fazla sivil açlık nedeni ile hayatını kaybetti.
Bunu anlamıyorum, insanlığın bunu nasıl yaptığına inanamıyorum. Nasıl bu denli gözü dönmüş, nasıl bu denli katil olduklarını aklım almıyor. Bu insanların nasıl böyle canavarlara dönüştüklerini hiç ama hiç anlamıyorum. Buna bir isim bulamıyorum. Zihnimi zorluyorum ama bir cevap bulamıyorum. “İnsanoğlu yapar. Kötü işte. Savaş zamanı. Böyle gelmiş böyle gider. Bu ilk mi yaşanıyor! Oğlum sen nerede yaşıyorsun ayda mı? Gerçekten mi bunun sebebini anlamıyorsun? ” türünden sözleri duyar gibiyim. Yada daha bilimsel yanıtlarla bu durumu açıklayanları. Ama hayır kastettiğim bu değil.
İnsan bunu nasıl yapıyor, insan kardeşine?
Tarihten hiç mi ders almadı insanlık? Hiç mi bir an olsun hissetmedi, hissetmiyor minicik canların çektiği ızdırabı?
Hz Yusuf peygamberin duası aklıma düşüyor
“Rabbim, dedi, kuyunun karanlığında beni yalnız bırakmayan, karanlığın ve derinliğin korkusunu bir anda aydınlığa, ümitsizliğimi bir anda muştuya çeviren o zaman, hâlâ koruman altında değil miyim, suç mu yazdın yoksa alnımdaki yazıya?”
Bazen bütün sesler susar ve derin bir çığlık kaplar yüreğimin her köşesini, işte aynen bu durumdayım.
Birleşmiş Milletler tarafından yapılan açıklamada uluslararası kamu oyu baskısına dayanamayan Esed rejiminin yardımları bölgeye alacağı bildirildi.
Sadece gülüyorum.
Ülkemdeki sığınmacılara kucak açan merhameti, şefkati ve kardeşliği esirgemeyen idarecilere ve halkıma bir kez daha saygı duyuyorum, bütün Dünyanın yapamadığını kararlılıkla yaptıkları için.
YASAL UYARI:Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Akhisar Haber Ajansı - AHA'ya aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazı sadece Akhisar Haber Ajansı tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2003 Akhisar Haber