MASAL TADINDA BİR KADIN

                               MASAL TADINDA BİR KADIN

              Soyadım gibi ne ‘Mutlu’ bana ki ‘Masal Tadında Bir Kadın’la tanışma muradına geçte olsabu yıl eriştim. Meğer,Bağla Koyunda,  yanı başımızda Bank Evler Sitesinden komşumuzmuş. Ressam, seramik sanatçısı Nezafet Özlütürk Hanımefendi’yle Cumhuriyetimizin 100. Yılı anısına Bodrum Bağla’daki yazlığını bir sanat evi haline getirdiği evinde eşimle birlikte tanıştık. İki katlı evinde birçok resimlerini ve seramik çalışmalarını ‘Bodrum Düşleri’ adıyla sergiledi. Sergi çok büyük bir ilgi gördü. Nezafet Özlütürk Sanat Evinin Sanat Yönetmenliğini üstlenen sevgili yazar, sanatçı arkadaşım Ümit Yaşar Gözüm, aynı zamanda Nezafet Özlütürk’ün ‘Düşlerine Yolculuk-Masal Tadında Bir Kadın’ adlı kitabının yazarıdır. Kitabını imzalayarak bize hediye eden Nezafet Hanımefendi’ye çok teşekkür ederiz. Hermet Ofset tarafından 2016 yılında basımı yapılan bu sanat kitabını zevkle okudum. Keyif aldım. Kalemine sağlık Ümit Yaşar Gözüm. Akıcı ve sanat dolu bir dille yazdığın için de kutluyorum.

             Sanata ve sanatçıya çok değer verdiğim için sanat türü kitaplarını da severek okurum, bakarım ve dikkatlice incelerim. En çokta resimlerinde ilgimi çeken hüzünlü, tek yüzlü ve tek gözlü kadınlar oldu. Bunun cevabı kitabında var ama asıl düşündürücü olan aradan yıllar geçmesine rağmen Anadolu kadınının acısı ve hüznü devam ediyor olması ve sanatçılara ilham kaynağı olmasıdır. Dünyada ve ülkemizde bu tür acıların son bulmasını istiyoruz. Çiçek, böcek, doğa ve insan sevincine değer katan resimler yapılsın isterim. Sanatçılar kolay yetişmiyorlar. Yetenekli olmak herkese nasip olmuyor. Sanatçıların nereden beslendiklerini de kitabını okuyunca anlayabiliyorsunuz. Yetenekte buna eklenince isteğine kavuşmuş.Nezafet Hanım, bütün gördüklerimizi yürek mi veririn cevabını aramış ve dünyaya geldiği Erzurum- Oltu- Damarlıtaş köyünde çocukluğu aklına gelince şöyle içini dökmüş:

‘’ Evimizin önünden Oltu Çayı geçerdi çocukluğumda. Her bahar sel olur akar, ne varsa söküp önüne katardı. Bense çayın kıyısındaki asırlık söğüt ağaçlarının dallarına tırmanır, çaput bebeklerimle evcilik oynardım. Bir düşsem sel alacak ama ne kadar da güvende hissederdim o an. Sakin aktığı zamanlarda rengarenk taşlar toplar, kocaman bir ev içinde çamurdan bebekler yapardım. Şimdi o azgın sular beni sürüklüyor uzak iklimlere, sele karışan top misali…Çaresiz ve acemiyim. Karşılığını ararım duygularımın hem de bir alacaklı gibi davranarak. İçimdeki çocuğa bir merdiven uzattım düşlerine tırmansın diye. Ve zaman bana dil çıkardı hep alay edercesine…’’

‘’Sanat için sanat neden olmasın…

Hayat için sanat neden olmasın..

Zevk için sanat neden olmasın.

Sanat olsun da ne için olursa olsun.’’

                     Paul Gauguin- Ressam

Birde tanınmış yazar-ressamımız Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun güzel bir şiirinden örnek verelim:

‘’Soyunsun gözlerimin cilasında

Gelmiş, gelecek bütün kızlar,

Soyunsun hafızanın insan gözü değmemiş yerinde

Sineler, buseler, arzular

Ve bütün bir ömür

Lahzada harcansın

Yıkansın gözlerim yıkansın…’’

Kadın sanatsal bir varlık mıdır? Kadınlar kendilerinin farkında mı? Gönül gözleri kapalı kadınlar…Vakit geçti, şarkı bitti ama söyleyeceklerim bitmedi…Nezafet Özlütürk…

Masal tadındaki kadın söyleyeceklerin hiç bitmesin. Her daim üret emi…Sevgiyle kal…