18 Ekim 2024
  • Manisa16°C
  • İzmir17°C

MELEK VE ŞEYTAN

Mahmut Tolon

09 Mayıs 2009 Cumartesi 18:44

 

En büyük düşman ve en iyi dost içimizde, yan yana: sevgi ve şiddet.  Bu tüm insanlarda  böyle. Arada da bol kafa karışıklığı veya bazen  riyakarlık.

 Canım şekerim bir tanem benim! Ama istediğim olmazsa hemen peşinden tehdit:  Bak, fena yaparım ha!

  

Mevlana ve Yunus'u yetiştiren kültür biz. En şımarıkça talebimiz yerine gelmeyince: örneğin  hasta yakınını hastanın yanına bırakmayan doktoru tehdit eden, gücümüz yeterse döven,  gene biz.  İkili ilişkilerimizde bile bu yaklaşım çok mu farklı?

  

Güvensizlik alıp başını gidince silahla,şiddetle çözüm olacağını sanan da biz.

 Bu melek ve şeytan içimizdeki dostumuz ve düşmanımız  her insanda var. Bakalım diğerleri nasıl bir yaklaşım sergiliyor:

 Batı ve kuzey Avrupa kültüründe kadının memesinin, bacağının

 çıplak olmasından korkan erkek veya devlet sayısı azdır. Ama silah her an ürkütür, halkta çok azdır.İngiliz polisi bile istisnalar  dışında  silah taşımaz.

 Amerika da kadın memesinden korkan bir kültür vardır. Ama silah boldur. Silah  görünce erkek adam  aşınalığını göstermekten çekinmez.

 Biz de maalesef Amerikaya özeniyoruz. Ama tabii biz bize benzeriz.  Açık bacak veya  meme ne  kelime biz kadının saçının görünmesinden bile korkarız. Afganistana doğru bu korku kadın  topuğu veya bacağına dönüşür. Bizde her subay,  polis, hukuk adamı,  mülki amir ve  milletvekili kolayca silah ruhsatı alır.

 Halka karşı  olan gücün timsalidir silah. Subay zaten bu milletin geleceği için daha fazla sorumlu  değil midir? İkna gücüyle mi? Hayır silahı ile. Yoksa neden Genelkurmayın  (her  Avrupa ülkesinde olduğu gibi) Savunma bakanlığına bağlanılmasından gocunan  mesajlar versin emekli subaylar?  

 Mardin katliamı umarım bizim silah kültürümüzden  kurtulmayı düşünmeye başlamamıza yardımcı olacaktır.

 Hukuka, arabuluculuğa, şiddetsiz çözümlere kaynak ayırmamız gerek can havliyle!

 Nasıl mı olacak? Denekler kurarak, çalışarak ve politikacılardan talebederek. Yani  kendi çıkarımız için örgütlenerek! Kendimize ve birbirimize güven oluşturarak.

 Yoksa şiddet( tehdit) her pazarlıkta, her alışveriş ve ilişkide ve tüm yaşamımızda  gündemi belirlemeye devam edecek değil mi? Şekerim, canım, birtanem hitabları da,

 Yunusa ve Mevlanaya olan hayranlığımız da şiirlerde kalacak. Asker gelsin de  halletsin beklentilerimiz de devam edecek.